Barla Lâhikası - page 250

Ü
ÇÜNCÜ
İ
ŞARET
:
Zahiren cüz’î hata ve isyanla çok bü-
yük tahribat yapmakta olan hizbü’ş-şeytana karşı en kuv-
vetli kal’a olan Kur’ânî kal’aya iltica lâzım geldiğini.
D
ÖRDÜNCÜ
İ
ŞARET
:
n
?n
HÉn
°Un
G BÉ n
en
h$G n
øp
ªn
a m
án
æ°n
ùn
M r
øp
e n
?n
HÉn
°Un
G BÉ n
e
(1)
n
?°p
ùr
Øn
f r
øp
ªn
a m
án
Ä``u
«°n
S r
øp
e
ayetine bir nevi tefsir mahiyetinde, cüz’î ihtiyâr ve icatsız
kisb ile şerlere sebebiyet veren şeytanın müthiş tahribatı-
na karşı istiğfar ve Allah’a iltica ve sünnet-i seniyeye ri-
ayet iktiza ettiğini.
B
EŞİNCİ
İ
ŞARET
:
Kur’ân-ı Hakîm’in azîm tergip ve teşvik-
lerinin tam yerinde olup, ehl-i imanın desais-i şeytaniye-
ye kapılmaları, imansızlıktan ve imanın zayıflığından ileri
gelmediğini; hem günah-ı kebairi işleyenlerin küfre gir-
mediklerini.
@ o
?n
ôn
j Gk
ôr
«n
N m
Is
Qn
P n
?Én
?`r
ãp
e r
?n
ªr
©n
j r
øn
ªn
a
(2)
o
?n
ôn
j G v
ôn
°T m
Is
Qn
P n
?Én
?r
ãp
e r
?n
ªr
©n
j r
øn
en
h
iki ayetle sabit olduğunu ve nihayet Cenab-ı Erhamürrâ-
himîn’in
Gafur
ve
Rahîm
isimlerini melce ve tahassüngâh
yaparak şeytandan istiaze edilmesini.
A
LTINCI
İ
ŞARET
:
Tahayyül-i küfrü tasdik-i küfürle iltibas
ve tasavvur-i dalâleti dalâletin tasdiki suretinde gösteren
desais-i şeytaniyeden kurtulmak için hakaik-ı imaniye ve
muhkemat-ı Kur’âniyeye sarılmak ve lümme-i şeyta-
niyeden gelen desiselere karşı istiaze etmek ve her iki
azîm:
büyük, yüce, ulu.
Cenab-ı Erhamürrâhimîn:
inayet
ve rahmet, yardım ve lütuf sahip-
lerinin en merhametlisi olan, şe-
ref ve azamet sahibi olan yüce
Allah
cüz’î:
küçük, az.
dalâlet:
iman ve İslamiyetten ay-
rılmak, azmak.
desais-i şeytaniye:
şeytana ait
gizli hileler, şeytanın hileleri, al-
datmacaları.
ehl-i iman:
inananlar, iman sa-
hipleri.
gafur:
mağfiret eden, suç bağışla-
yan, merhamet eden, günahları
bağışlayan Allah.
günah-ı kebair:
büyük günahlar.
hakaik-ı imaniye:
imana ait ha-
kikatler, imanî gerçekler.
hizbüşşeytan:
şeytan taraftarları.
icat:
vücuda getirme, yoktan var
etme.
ihtiyâr:
Cenab-ı Hak tarafından
insana verilen arzu serbestliği; di-
lediği gibi hareket edebilme kuv-
veti.
iktiza:
gerektirme, lüzumlu kıl-
ma.
iltibas:
karıştırmak.
iltica:
sığınma, güvenme, dayan-
ma.
istiaze:
kaçınma, Allah’a sığınma.
istiğfar:
tevbe etme, Allah’tan
günahlarının bağışlanmasını iste-
me.
kal’a:
büyük hisar.
kisb:
çalışarak elde etme, çalışa-
rak kazanma.
küfür:
imansızlık, dinsizlik.
Kur’ân-ı Hakim:
herşeyi ile hik-
metli Kur’ân.
Kur’ânî:
Kur’an’a ait, Kur’an’dan
gelen.
mahiyet:
bir şeyin aslı, esası, ta-
biatı, niteliği.
melce:
sığınılacak yer.
muhkemât-ı Kur’âniye:
manası
gayet açık ve net olan Kur’ân
ayetleri.
müthiş:
dehşet veren, ürküten,
dehşetli, korkunç.
nev’î:
çeşit.
nihayet:
en sonunda.
rahîm:
merhamet eden, çok
merhametli olan, esirgeyen,
koruyan, acıyan Allah.
riayet:
uyma, tâbi olma.
sabit:
ispat edilmiş, ispatlan-
mış.
sebebiyet:
sebep olma.
şer:
kötülük.
sünnet-i seniye:
Hz. Muham-
med’in (
ASM
) yüce sünneti;
yüksek hâl, söz, tavır ve tas-
vipleri.
suret:
biçim, şekil, tarz.
tahassungâh:
sağlam sığınak.
tahayyül-i küfrî:
küfürle ilgili
hayal, küfür ve inkârla ilgili
meseleleri hayal etme.
tahribat:
tahripler, yıkıp boz-
malar.
tasavvur-i dalâlet:
sapıklığı
aklından geçirme.
tastik-i küfür:
küfrü onayla-
ma.
tefsîr:
açıklama, izah.
tergip:
rağbet verme, istek-
lendirme.
zahir:
görünüşe göre, görü-
nüş itibariyle.
1.
Sana her ne iyilik erişirse Allah'tandır. Sana her ne kötülük gelirse, o da kendi kusurun se-
bebiyledir. (Nisâ Suresi: 79.)
2.
Kim zerre kadar bir iyilik yaparsa, onun mükâfatını görür. Kim de zerre kadar bir kötülük
yaparsa onun cezasını görür. (Zilzal Suresi: 7-8.)
| 250 | BARLA LÂHİKASI
1...,240,241,242,243,244,245,246,247,248,249 251,252,253,254,255,256,257,258,259,260,...720
Powered by FlippingBook