Önümüzdeki Cumartesi günü berat gecesini ihya edeceğiz inşallah... Yaşadığımız dünya insanlık itibari ile olumsuz bir çok hadiseler ile muhatap olabiliriz...
Karşınıza o zaman hukuki sorunlar çıkar, bu sorunlarımızın muhatabı mahkemelerdir... Haklı ya da haksızı hâkimler ayırır ve hükmünü verirler… Ya cezaya muhatap olursunuz ya da berat edersiniz.
İlahi mahkemelerde vücudumuzun organları yaptığımız hata ve günahlarımızı da söyler ve hükmünüz kesinleşir… Cenab-ı Hak şefkat ve merhamet sahibidir… Dünya hayatın da, bu kusur ve günahların af edilmesi ise dua ve samimi niyazlarımıza bağlıdır…
Cenab-ı Hak, işlediğimiz günahı bir yazar, sevabımızı en az on yazması Rahmetinin şanındandır…İşte berat gecesi böyle ilahi bir lütfün yaşandığı bir mübarek gecedir… Samimi ve hulusu kalp ile yapılan dualar dergâhı izzetinde inşallah kabul edilir? Ama hayatını dolu-dizgin günahlar ile geçiren insanların tevbeleri yoksa berat etmesi mümkün olur mu?
Dünyalık işlerimizde, mahkemeden berat kararı aldığımız zaman, ne kadar müsterih ve sevinç içinde olduğumuz malumunuzdur…
Bu anlamda “sırat köprüsü” bir ölçüdür… Bu köprüden emniyet ile geçtiğimiz zaman, imtihan kapısı tamamlanmış olur…
İnsan, Cenab-ı Hakkın huzuruna vardığı zaman, günahlar ve hatalar ile muhatap olduğunda çok pişman ve bitkin bir vaziyette, ayetin ifadesi ile ”Keşke toprak olsa idim de, bu akıbet başıma gelmese idi” diyecek ve pişmanlığın zirvesine çıksa da bu akıbetini değiştirmeyecektir.
Bu bakımdan, hayatta bulunduğumuz şu anlarımızı iyi değerlendirmeliyiz.. “Ben hata ve günah işlerim, nasıl olsa berat gecesi gelir, o zaman tövbe ederim” gibi yanlış bir anlayış olmamalı…
Oysa günümüzde ahreti bildikleri halde seve seve dünya hayatını ahirete tercih eden ehli iman o kadar fazla ki… Berat Gecesi fırsatı iyi değerlendirmeliyiz. Bu mübarek gecenin hem kendimize beraatlar vermesini ve ehli imanın intibahını talep etmek en güzel kazançtır…
Şimdiden gecenizi tebrik ediyorum…