Bu, hain 15 Temmuz hareketiyle alâkalı, birkaç makale yazdık. Genellikle, şunları söylemiştik:
İlk ihtilâl olan 27 Mayıs 1960 hareketi, inkılâblar neticesinde yapılan bazı icraatların, Demokrat Parti tarafından rafa kaldırılıp, milletin hoşuna giden hareketleri (ezan mes’elesi gibi) yapması üzerine, o icraatları tekrar rayına koyup, bir nev’i o ihtilâl, inkılâbların tamamlayıcısı gibiydi. O zaman ben, 7 yaş içinde bir çocuktum. Demokrat olan bir anne-babanın evlâdı olarak, onların, o gün yaşadığı ızdırabı, sıkıntıyı, biz de, çocuk aklımızla hissedip, üzülmüştük.
Sonrasında, takriben on senede bir; 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980, 28 Şubat 1997 tarihlerinde, doğrudan veya örtülü olarak ihtilâller yapılmıştır. Bunların ilk üçünde, biz Ankara’da, payitaht-ı hükümette idik. İlkinde çocuktuk ama sonrakilerde yaşımız büyümüş ve iliklerimize kadar hissetmiştik.
Bu dört ihtilâlin esas hedefi ise; Süfyanizmin icraatlarına, maddî olarak Demokratlar, mânevî olarak da nurcular mani olduğundan, mani olmaya çalıştığından, hedefe onlar koyulmuş. Ve her ihtilâl sonrası, nurcular arasına, ihtilâf fitnesi sokularak cemaatin gücü azaltılmaya çalışılmış, aynı zamanda da, Demokratların beline balta vurulmuştur. (12 Mart 1971 hareketinden sonra, Demokratlar bir daha toparlanamamış, tek başına iktidara gelememiştir)
Yani kısaca, o ihtilâller, Nurculara ve Demokratlara karşı yapılmıştır. Bizler, Yeni Asya olarak, bütün ihtilâllerin karşısında, demokrasinin, hürriyetlerin, hakikî mânâdaki Cumhuriyetin yanında olmuşuzdur.
15 Temmuz, hâin, garib ve anlaşılmaz ihtilal bozuntusuna geldiğimizde ise, o günlerde yazdık ama sonralarında düşündükçe, aklımıza, daha acâib fikirler gelmeye başladı. Herkesin malûmuydu ki, İslâmın dirilişi, intişarı, Türkiye üzerinden olacaktı. Birçok badireler atlatan aziz milletimiz, cennet vatanımız, başta risâle-i nurlar olmak üzere, tebliğ faaliyetleriyle, dünyaya İslâmı neşretme vazifesi yapıyordu. İşte bunu bilen dünya şeytanları, İslâmî terakkiye mani olmak için, belki de, birilerini “kavilli dövüş” yaptırarak, islâmî inkişafa darbe vurmak için bu hareketi yaptırdılar. Tabii, bu bizim indi fikrimiz. Çünkü bakıyoruz, 15 Temmuz bahanesiyle, bütün dinî müesseselerin faaliyeti dumura uğradı. Öyle veya böyle, gençlikle alâkadar olup, onlara dinî terbiyeler aşılanıyordu. 15 Temmuz’dan sonra, bunlara mani olunduğundan, gençlik de, işte gördüğümüz gibi, böyle kötü bir vaziyete düştü.
Allah, milletimize, daha böyle fitneli günler yaşatmasın İnşâallah! Bu lânet işleri de kim yaptıysa, onları, iki dünyada da rezil rüsva eylesin!