"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İnönü’nün ölümü manşet değiştirtmişti

Osman ZENGİN
31 Aralık 2024, Salı
İsmet İnönü, Türkiye Cumhuriyeti’nin en mühim sîmalarından biridir. “Birinci adam”dan sonra, o da “ikinci adam”dır. Ve bu milletin; dini, imanı, kültürü, örf ve âdeti, kitabı, Kur’ân’ı, camisi, medresesi, mukaddesata dair ne varsa, onları tahrib ettirenlerin ikincisidir.

İstanbul’un, İtilâf Devletlerince işgalinden sonra, Kâzım Karabekir Paşaya yaptığı teklif çok acâibtir. İşgal gemilerine, Boğaz’ın üst taraflarından beraber bakarlarken, Karabekir Paşaya şöyle söyler. “Gördün mü Kâzım? Her şey mahvoldu. Vaktiyle gördüğün gibi sürüklediler ve bitirdiler. Sen derdin ki; ‘Batıracaklar ve hayatımızla, biz didişeceğiz.’ Fakat benim hiçbir ümidim kalmadı. Ben, kararımı sana söyleyeyim mi Kâzım? Köylü olalım. Askerlikten istifa edelim. Senin kaç liran var? Birleşelim. ‘Kâzım ağa, İsmet ağa’ olalım. Çiftçilikle hayatımızı sürdürelim.” Kâzım Karabekir Paşa, buna şiddetle itiraz eder ve tek başına da kalsa, düşmanla muharebeye devam edeceğini söyler.

 Sonra ne olur? İsmet ve mümâsilleri kahraman olur, Kâzım Paşa gibiler de, vatan haini, vâ esefâ…

Birinci reis öldükten sonra, meydan İnönü’ye kalmış, milletin, anasından emdiği sütü burnundan getirtmişti. Rahmetli valideynimin nüfus cüzdanlarındaki, ihtiyaç maddelerinin “1945 pamuklu verildi” gibi mühürlerini gözlerimizle gördük. Şekerden, tuza kadar, hiçbir şey yok, vatandaş zorda, darda, sıkıda, sıkıntıda. Tâ ki Demokrat Parti ve rahmetli Menderes (daha doğrusu millet) iktidara gelene kadar bu böyle devam eder.

Menderes, (en başta)  M. Kemal ve İnönü’nün yasakladığı ezanı, aslına çevirmek olmak üzere, mânevî sahadaki birçok hizmet ile beraber, maddî sahada da millete hizmetler eder. Ama İnönü’nün başını çektiği kumpasla, Menderes idam edilir. Ondan sonra da, milletin kendi iradesi hâricinde koalisyon şeklinde de olsa, tekrar Başbakan olur.

İnönü’den, herkes mutazarrırdır ve onu sevmemektedir. O zamanların bir muhalefet partisi (şimdiki MHP’nin ilk partisi) olan CKMP’nin başkanı ve sert İnönü muhalifi olan Osman Bölükbaşı, bir uçak seyahatinde, İsmet İnönü ve İnönü’nün torunu ile aynı uçaktadır. Torunu, dedesi İnönü’ye gider ve “Dede bana 10 lira verir misin?” der. Sebebini soran dedesine “Uçaktan aşağı atacağım, köylüler bulup sevinsin” der. İnönü de, Osman Bölükbaşı’nı göstererek “Git Osman amcandan iste, o verir” der. Çocuk: “Osman amca bana 10 lira verir misin? “der.  Bölükbaşı da, “ne yapacağını?” sorar. Çocuk; “Uçaktan aşağı atacağım Osman amca, köylüler bulup sevinsin” der. Tabiî, aynı zamanda iyi bir nüktedan olan Bölükbaşı, taşı gediğine koyar ve: “Oğlum uçaktan aşağı 10 lira atsan, onu bir köylü bulur, bir köylü sevinir. Sen, en iyisi, dedeni uçaktan aşağı at da, bütün millet sevinsin!” der.

İşte bu İnönü, kendi elleriyle yetiştirdiği Ecevit tarafından, CHP Genel Başkanlığından alaşağı edilir. Buna hazmedemeyen İnönü, bir müddet sonra, 25 Aralık 1973 tarihinde ölür. Biz de, o senelerde, Yeni Asya’nın Ankara baskısını yapmaktayız. Akşam yapılan bu baskı işinden mes’ul, Mehmed Şirin Arvâsî Ağabeyimizle, o akşam da, telâşla koşturmaktayız. Ankara’nın matbuat merkezî Rüzgârlı Sokak’taki Halkçı Matbaasında; Yeni Asya’dan başka, Millî Gazete, yine onların olan Yeni Devir bir de solcuların, Halkçı ve Yeni Ortam gazeteleri basılmaktadır. Kimin gazete matrisleri önce gelirse, makinist “parmaksız Mehmed Usta” onu öne alıp, hemen baskıya hazır hâle getirip, rotatifleri döndürmeye başlar. Biz de, o akşamki matrislerimizi alıp, tam Mehmed Ustaya vermiştik ki, İstanbul’dan âcil bir telefon geldi ”Birinci sayfayı basmayın, bekletin! Hemen yenisini yolluyoruz, onu basın!” diye. Şaşırdık tabiî. Gelen matrisin birinci sayfasına baktık. İri puntolarla, büyük ve tek kelime bir başlık: “GÖMÜLDÜ!” İçimden dedim ki; “Yahu, bunun dirisi milletin başına belâydı, ölüsü de belâ oldu.”  Neyse, yeni matris geldi. Manşet değişmişti. Gazete, zarif ve nazik düşüncesinden dolayı o manşeti değiştirmişti. Tam hatırlayamıyorum, ama ya “TOPRAĞA VERİLDİ!” ya da, “DEFNEDİLDİ” şeklindeydi. Tabiî, İnönü ile birlikte, tarihin bir sayfası daha toprağa gömülmüş oldu.

Okunma Sayısı: 1545
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hüseyin

    31.12.2024 10:20:16

    Evet Osman kardeş o günü bende çok iyi hatırlıyorum. Çok güzel ifade buyurmuşsun.

  • Pelin Kurukahveci

    31.12.2024 07:41:17

    Halk partisinin bizzat kendisi de toprağa gömülmeli ki bu ülkede islami değerler ve müslümanlar rahat bir nefes alabilsin. Müslümanların başında sallanan bir kılıç gibi yüz senedir çektirdikleri yeter.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı