Üstad Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri ile alâkalı, ağabeylerle görüşüp, hatıralar yazan bir arkadaşımızın kaynak olduğu bir video gönderdiler.
Üstadın talebelerinden bir müteveffa zatın yek-i vâhid anlattığı bir şeydi bu. Güya, M. Kemal, Üstadı, Isparta’da ziyaret etmiş. Dikkat edildiğinde, Üstad o tarihte Barla’da. Ve o anlatılan hatırayı, başka nakleden yok. Biraz hayal mahsulü gibi geldi.
M. Kemal, Üstad ile hiç görüşmemiş mi? Görüşmüş tabiî. İstanbul’u işgal eden İngilizlere kök söktüren Üstad'ı, şifreli ve hususî birkaç telgrafla Ankara’ya dâvet ettiğinde, Üstad, “İstanbul’un cephe, Ankara’nın cephe gerisi“ olduğunu söyleyip, gelmek istememesi üzerine, M. Kemal araya, Üstad’ın, hatırını kıramayacağı dostlarını sokup, Ankara’ya gelmesini temin ediyor. Ondan sonra, herkesin bildiği hadiseler neticesinde, Üstad, M. Kemal ile birkaç def’a görüşüyor. En son görüşmesi de, Üstad’ın, hadis-i şerifler ışığında, M. Kemal’in mahiyetini anlayıp, Ankara’dan Van’a gitmesi üzerine, tren garında oluyor.
Bunlardan başka bir görüşmeyi bilmiyoruz. Ve “Teyo emmi fıkraları” gibi anlatılan, mesnedsiz, vesikasız hatıralara da, mübalağa gibi bakıyoruz. Hatıra anlatanlar ve yazanların dikkatli olması gerekir. Şeyh Said hadisesinden sonra, M. Kemal marifetiyle, Üstad’ı, o zamanın, “uçsuz-bucaksız, kuş konmaz, kervan geçmez.” Barla’sına, ”ölsün, bitsin, yok olsun!” diye sürgün ettikten sonra, Üstad’ın ne hâlde olduğunu merak eden M. Kemal’in, onun bir resmini çekmek için Barla’ya yolladığı bir fotoğrafçı ve çekilen, o muhteşem resmi hatırlıyoruz.
Üstad, M. Kemal’in bu niyetini anlayınca, orada bulunan, battaniye, yorgan gibi şeyleri üzerine attırıp, haşmetli o resmini çektiriyor. Bakışları bile, muarızlarının kalbini delen o resmi, ben çok seviyorum. Seviyorum derken, yanlış anlamayın ha! Üstadın, hiçbir resmi, başka bir resmine değişilmez, tercih edilmez. Onun her devrindeki resimlerinin bir hususiyeti vardır. Ve hepsinin içindeki de Üstad’dır. Kalpaklı resmi başka, haşmetli resmi başka, sarıklı-cübbeli resmi başka… hepsi de aynıdır. Hepsi de Üstad’ımızdır.