"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ey nefsim!

Ömer Said Tan
25 Şubat 2025, Salı
“Gel, ey nefsim gibi kendini âkıl zanneden akılsız arkadaş!”1 Üstad Hazretleri, Risale-i Nur’un birçok yerinde dikkatlerimizi nefse çekmiş, özelde de “ey nefsim” diyerek nefsini muhatap almıştır.

Tabiî ki “ey nefsim” diyerek nefsini methetmemiş, nefsini enaniyetten, kendini beğenmekten, yanlışlardan alıkoymaktan ve ‘nefsin’ genel olarak kötü hal ve harekete olan meyillerinden korumak ve muhafaza için yapılması gerekenlere dikkatimizi çekmiştir. Ayrıca “nefsimiz“ kendini akıllı zannetmesi ve bu zannetme durumu kişiyi enaniyete, kendisindeki yanlışları ve hataları görmemesine sebep olacağından, bu konuda da nefsimize karşı duruşumuza dikkat etmemiz gerektiği gün gibi açıktır.

“Nefsime dedim: Eğer onun tahkiri ve beyan ettiği kusurlar, şahsıma ve nefsime ait ise, Allah ondan razı olsun ki benim nefsimin ayıplarını söyler. Eğer doğru söylemiş ise, beni nefsimin terbiyesine sevk eder ve gururdan beni kurtarmaya yardımdır. Eğer yalan söylemiş ise, beni riyadan ve riyânın esası olan şöhret-i kâzibeden kurtarmaya yardımdır. Evet, ben nefsim ile musalâha etmemişim. Çünkü terbiye etmemişim..”2 diyerek her Müslümanın kendi nefsini terbiye etme sürecinde karşılaştığı zorluklara ve başkalarının yaptığı eleştirilerle nasıl başa çıkılacağı konusuna dikkatlerimizi çekmiş. Kişi, başkalarının kendisini eleştirdiği zaman, bu eleştirilerin doğru olup olmadığını araştırması gerekir. Eğer eleştiriler, tenkitler doğruysa, bunlar onun nefsini düzeltmesine yardımcı olmalı. Eğer eleştiriler doğru değilse, bu da onu yanlış davranışlardan, yani gösterişten koruması gerekir. Bu, nefsin terbiye edilmesi için bir anlamda bir vesile olabilir.

Hizmet erlerinin temel özelliklerinden biri, “nefsinin kusurlarını bilmesi ve nefsini başkalarına beğendirme arzusunda olmaması”dır. Üstad, kendi hayatında, “Nefsimin ayıplarını ve kusurlarını bana göstermiş ve o nefs-i emmareyi başkalara beğendirmek arzusu kalmamış”3 diyerek bu özelliğini dile getirmiştir. Bu, hizmet ehli için örnek alınması gereken bir tavırdır.

Üstad, kendi nefsine güvenmemiş, onu terbiye etmek, yanlışlıklardan uzak tutmak ve heveslerinden korunmak için sürekli teyakkuzda kalmış ve dua etmiştir. Bizim de nefsimizin tazyikatına karşı ne kadar dikkatli olmamız gerektiği ve her zaman ve zeminde nefsimizin zararlı heveslerine karşı Allah’tan yardım dilememiz gerektiği unutulmamalıdır.

Dipnotlar:

1- Sözler, s. 319.

2- Mektubat, s. 79.

3- Age., s. 548.

Okunma Sayısı: 169
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı