Yaşlıların dünyası farklıdır. Ömür basamaklarından zirvelere çıkmış insanların hayata bakışı, yaklaşımı, yorumu akıl, mantık ölçülerine ve tecrübelere dayanır.
Geçmiş yıllar onların hayatında, benliğinde, iç dünyasında izler, intibalar bırakmıştır. İnsanlara mutluluk veren olayların sevinci ya da üzücü, yorucu, yıpratıcı meşakkatlerin üzüntüsü sabırla “ömür törpüsü” olarak onları pişirip olgunlaştırmıştır.
Büyük emeklerle, gayretlerle elde edilen dünyalık mal, makam, şöhret, para gibi şeyler yaşlı dünyasında artık değer kaybetmeye başlamıştır. Çehrelerinde beliren derin çizgilerden ve yorgun bakışlardan anlaşılan “geçti!” işareti, bir ömürden geriye kalan ihtiyarlık serencamının ifadesidir.
Onların duyguları hassastır, hisleri keskindir. Alınganlıkları, beklentileri, nazlanmaları artar. Olumsuzluklara tahammülleri azalır. İhmaller, istismarlar onların hassas kalbini çabuk incitir. Vefasızlıklara karşı gönül koyarlar. Kırıldıkları zaman çehreleri değişir, tebessümlerini kaybolur, hüzünlendiğini fark ettirirler. Sanki günlük güneşlik hava kaybolmuş; yerini kara bulutlar kaplamış gibi olur.
Daha da anlaşılmazsa muhatabıyla ettiği sohbetlerin, söyledi sözlerin içerisine ustalıkla sitemler yerleştirirler. Bunlarla da meramını ifade etmede güçlük çekerse artık eğip bükmeden lafı ortadan konuşur. “Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir…” sözünün icabını yerine getirirler...
Yaşlılar, güngörmüş, hayat yaşamış, olumsuz hislerden, gereksiz heyecanlardan, asabi tavırlardan, tarafgir bakışlardan ve nefsin desiselerinden uzaklaşa bileceği çağdadır. İleri görüşüyle sohbetleri tatlı olur. Anlattığı her şeyi hayat tecrübesiyle süslerler.
Mantık ölçülerini ve bilimsel gerçekleri nazara vererek dinleyeni ikna etmeye çalışır. Nasihatleri dinlenir. Tavsiyeleri kulak arkası edilmez. Bu nedenle yaşlıları meclislerde başkan, ihtilafta hakem, köy ihtiyar heyetine tercihen seçerler.
Ömür dakikalarını imanla şereflendirmiş, ibadetle süslemiş, zikir, tesbih, dualarla kanaviçe gibi işlemiş bahtiyar bir ihtiyarın ruh dünyasındaki zenginlikleri anlamak gerekir. Her halükârda tevekkül ve teslimiyet içindedirler. Kâinata inanç penceresinden tevekkülle, teslimiyetle bakarlar. Herkese şefkatle davranır, merhametle muamele ederler. Huzuru, tefekkür ummanında yakaladıklarını murakabe ederek bulurlar.
Dünyayı ahirete hazırlık menzili ve geçici bir misafirhane olarak telakki ederek ebedi hayat için ciddi hazırlıklar yaparlar. İnanç ve tevekkülün iç âlemlerimize sunacağı manevî zenginliklerin işaretlerini onlardan alırız.
Malını Allah yolunda harcayan, muhtaçlara yardım elini uzatan, sahavet sahibi hayırsever yaşlı insanlar da vardır. Riyadan, gösterişten ve dünyevi beklentiden uzak dururlar. Yaptıkları iyiliği herkesin bilmesini istemezler. Sadece Allah’ın rızasını umarlar. Ecrini, sevabını, ücretini Allah’tan beklerler.
İhlasla hayatlarına yön verirler, istikametle, ibadetle huzurlu yaşarlar. “Yüzlerinde secdelerin izinden nişanları vardır.” Ayetin işaret ettiği manalar gönüllerinden simalarına yansır.
Yirmi sene yaşlıların yaşadığı bir müessesede hatırda kalanlardan bazı hasletleri nazara sunmayı arzu ettim. İnancın insanların ruh dünyasına verdiği pozitif enerjiye, huzur ve güzelliğe hepimizin ihtiyacı var. Yaşlanmanın eşiğindekiler ibretle belki de aynı duyguyu hissederler.
“O çalıştığın kurumda hiç mi aksi, inat, problem insan yoktu?” benzer soruları duyar gibi oluyorum. Orada ya da başka yerde insan varsa, sorun da var demektir. Onlarla sabırla, incitmeden, örselemeden, rencide etmeden gönül dünyalarının renkli enginliklerine ulaşarak çalışmalar yapardık. İyi sonuçlar da alırdık.
Yorulmadan, usanmadan emek verdiğimiz vakalar çok olmuştur. Kişiye has özel hayatın gizemli sırlarını emanet bilerek ifşa etmemek üzere nisyana gömerdik.
“Güzel gören, güzel düşünür…” prensibiyle okuyucularımız, Risale-i Nur ölçüleriyle yaşlıların dünyasını anlatan huzurevi hikâyelerini takip ettiler. Onlarla yaptığımız sıcak sohbetlerden bu kubbede bilinmeyen hikâyeleri kaldı. 26. Lem’a okunurken onların seriütteessür ruhlarında meydana gelen ferahlığı, bahar çiçekleri gibi tebessüm olarak simalarına yansıdığını müşahede ederdik.
Geçtiğimiz hafta 18 Mart Şehitleri Anma Günüyle başlayan Yaşlılar Haftası, 24 Mart’ta sona erdi. Büyüklerimize olan sevgimiz, saygımız, sohbetimiz ve desteğimizin bitmeden devam etmesi temennisiyle...