Enerji dolu, ümit dolu, keskin bakışlı, dikkatli, soru sormayı, araştırmayı seven bir o kadar da saygılı gençlerin huzur dolu faaliyetleri görmeye değerdi.

Kur’ân ve iman derslerinden iman hakikatlerini öğrenerek zamanın her türlü tehlikelerine ve kötülüklerine karşı sağlam ilim, fikir ve düşüncelerle donanımlı olmayı amaç edinen nurlu gençler; Ankara’dan, Nevşehir’den ve Bursa İnegöl’den Afyonkarahisar’a misafir oldular. Firik Vadisi kaplıca bölgesini, Afyonkarahisar Kalesi eteklerindeki Ulucamii’ni, Mevlevî Camii’ni, İmaret Camii’ni, Eski Afyon evlerini, konakları, Bedesten’i, Taşan’ı ve diğer tarihî mekanları gezdiler, Bediüzzaman’ın bir müddet kaldığı evi de ziyaret ettiler.

Kur’ân’ın asrımızın insanlarına hitap eden, soruları cevaplandıran, dinî ilimlerle fen bilimlerini birleştiren Risale-i Nur hakikatlerindeki misallerle ikna ve ispat yöntemleri konusunda ağabeylerinin rehberliğinde mütalaalarda bulundular, dersler yaptılar. Herkese soru sorma, fikir beyan etme ve araştırma yaptığı konuları ifade etme imkânı verildiği programda gençler okumalar, etütler ve etkinlikler gerçekleştirdiler.

Gençlere yemek ve çay saatlerinde yöresel lezzetler ikram edildi. Yemekleri, tatlılari, meyveleri; meşhur bükmeleri, börekleri, kaymaklı tatlılari, kaymaklı lokumlari, kaymaklı kabaklari ve çerezleri tadarlarken; onlar da vecizeler, hatıralar, şiirlerden, edebiyattan örnekler ve güldüren fıkralarla maharetlerini gösterdiler.

Hareketli ve hayat dolu olan bu liseliler kuşağının, pratik zekâları ve çabuk kavrayabilme yetenekleri bakışlarından fark ediliyordu. Onlar, hayatını iman ve Kur’ân hakikatlerine adamış ve hürriyeti kendine hayat düsturu edinmiş Bediüzzaman’ın mizacını ve idealini benimsemiş olmalılar ki, en küçük bir istibdadı ve emrivaki tavrı yadırgıyor, kibarca karşı görüşlerini ima  ile ifade ederek belirtiyorlar…

Gençlerimiz programda İslâm’ın ulvî emirlerini gönüllerine ve gencecik dimağlarına yerleştirmek için fekalade gayret gösterdiler. Kur’ân’ın işaret ettiği ve Risale-i Nurlar’ın izah ettiği kâinatta tecelli eden manaları, sırları, işaretleri, hakikatleri, tevhid delillerini okumaya ve yorumlamaya çalıştılar. Var olan bir eserin sahibini tanımanın önemini anladılar.

Nizam, intizam, ölçülü ve simetrik yaratılış sırları, güzelliklerin temaşa ve tefekkür edilmesi gibi pozitif ilimlerin penceresinden bakarak her şeyde Rabbimizin varlığını, birliğini, kudretini, azametini rahmetini ve hikmetini tefekkür etmenin önemi üzerinde çalışmalar yaptılar.

Liseli gençlerin, tertemiz fıtratlarıyla namaz vakitlerinde abdest alıp cemaatle huşu içinde namaz kılmaları, dua, niyaz, tesbihat yapmaları ve güzel sesleriyle Kur’ân okumaları esnasında, o güzellik içinde, insan ruhen ferahlıyor, huzur ve huşu içerisinde manevî iklimlere seyahat ediyordu.

İnegöl’den gelen ama aslen Emirdağlı olan Süleyman’ın farklı, sakin, olgun, vakarlı bir mizacı var. Arkadaşı Talha ile beraber programa katılmak için gelmişler. Bunlar gibi her gencimizin duyguları, mizaçları, okulları, memleketleri farklı, fakat Risale-i Nur’daki iman hakikatleri ile nurlanan gençlerimiz, “En yakın dost ve en fedakâr arkadaş ve en güzel takdir edici yoldaş ve en civanmert kardeş” olmanın sırlarını ve düsturlarını öğrenip birbirleriyle kardeşane bir samimiyet kurdular.

Bediüzzaman Barla’ya nefyedildiği zaman ilk defa evinde misafir kaldığı Muhacir Hafız Ahmet, Üstadın Saff-ı Evvel talebelerindendir. Onun torunlarından aslen Barla’lı olan ama programa Ankara’dan katılan lise öğrencisi Ahmet Demirel de programa renk katanlardandı…

Günler rüzgâr gibi geçmiş, bir haftalık programın sonuna gelinmişti. Birçok faydalı ve güzel bilgilerin, hatıraların paylaşıldığı, faaliyetlerin yapıldığı günlerde; ihlâsla yapılan dersler, ibadetler, dualar, tesbihatlar ve okunan Kur’ân sesleri mübarek zamanların içinden arşa yükselirken veda zamanı gelmişti. Programa iştirak eden genç kardeşlerimize bir adet Yeni Asya Neşriyat’tan yeni çıkan Kur’ân mealimizi ve Risale-i Nur’dan bir kitabı hediye ettik ve başka programlarda buluşmak dilek ve temennileriyle onları geldikleri yerlere uğurladık….