"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Güzel görmek

Muzaffer KARAHİSAR
16 Ekim 2012, Salı
Hayatın her yönüne gülerek, severek, sürurla, tevekkül ve teslimiyetle bakmanın ölçüsünü bizlere Üstadımız vermiştir: “Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından lezzet alır.”1 Güzel görmek, bakmak ve düşünmek düsturunun içersinde imanın ve kadere teslimiyetin yansımaları, tezahürleri görülür.

İki cihan saadeti bahşeden güzellikler, asrımızda kişilerin çok muhtaç olduğu huzur ve mutluluklar bu bakış açısında bulunmaktadır.
Yaşadığımız hayat ve bulunduğumuz ortamlar içersinde elbette karşılaştığımız hadiseler istediğimiz ya da beklediğimiz şekilde olmayabiliyor. Gönlümüzü, kalbimizi ve ruhumuzu müteessir eden vakalarla karşısında üzüldüğümüz, hislendiğimiz ve hüzünlendiğimiz de olabilir. Hastalıktan, yaşlılıktan ve vefasızlıktan kaynaklanan sıkıntılar çeken insanların gönüllerindeki fırtınalardan yanaklarına yansıyan yağmur damlalarında ıslanırız bazen.
Bize çirkin görünen, hoşumuza gitmeyen, beklentilerimizin aksi istikametinde seyreden hadiselerin perde arkasına, başka veçhesine, hayır cephesine ve neticelerine bakmak, beklemek, sabretmek ve dualar etmek gerektiğini düşünmeliyiz. Birde işin gerçekleşmesi yönünde her türlü gayreti sarf ettikten sonra nasip ve kader cihetini, Cenab-ı Hakkın takdirini, tasarrufunu düşünüp imanla itimat edip teslim olmalıyız. Böyle düşünmemin bizi huzura götüreceğinden emin olmalıyız. “Konuşan yalnız hakikattir” ve “Kadere iman eden, kederden emin olur” prensipleri bizlere en iyi rehberdir.
İyi bir tefekkür ufkuyla ve Risale-i Nur ölçüsüyle baktığımızda; hayatta olmanın, var olmanın başlı başına bir nimet olduğunu düşünmemiz gerekir. Enva-ı çeşit ikramlar, ihsanlar, lütuflar bizlere ummadığımız ve beklemediğimiz zamanda verilmektedir. Hayatımız ve varlığımız Allah’ın isminin nakışlarını, güzelliklerini gösteriyor. Mahlûkatın en şereflisi ve yeryüzünün halifesi olarak Allah’a muhatap olmak, biz insanlara verilen en büyük şeref ve değeri gösteriyor.
İmanla, tevekkülle ve teslimiyetle hayatın bütün yönlerine ve hadiselere bakan insanlar, hayatın ve dünyanın dağlar kadar ağır yükleri altından kemali ferah ve neşeyle kalkar. Yüksek mertebelere, derecelere çıkar lâtif, süruru, huzuru iç dünyasında keşfettiği güzelliklerde bulur. 
Yabancı bir yazar: “Geçmişte etmiş olduğum duaların hepsini kabul etmediği için Allah’a çok şükrediyorum” demiş. Hepimiz hafızamıza ve hatıralarımıza baktığımızda benzer durumlarla karşılaştığımız olmuştur.
Zaaflarımızla tez canlı, ön yargılı ve sabırsızlıklar göstererek gelecekteki binlerce güzellikleri, peşin verilen az bir ücret karşılığında değişme istidadı taşıyan insanlar için Kur’ân-ı Kerim verdiği müjdelerle rahat ve huzurun yolunu göstermektedir: “Bazen de sevmediğiniz şey, hakkınızda hayırlı olabilir.”2
İmanî, insanî ölçüler ve prensiplerle, “Hayır Allah’ın seçtiğindedir” sırrını yakalayarak hayatına yön veren, olgun ve mütevekkil insanlar kendi iç dünyasında huzurlu olduğu kadar, ailesine, çevresine ve dostlarına da örnek olur, onların kuvve-i maneviyelerini takviye eder, yol gösterir. Şikâyet etmez. Karşılaştığı zorluklar karşısında: “Bu da geçer, ya hu” der, gönüller yıkmaz, gönüller yapar. Şefkatli ve merhametli olur. İnsanlar ve bütün canlıları sevindirmekten, mutlu etmekten zevk alır.

Dipnotlar:
1.Mektubat, Hakikat Çekirdekleri
2.Bakara Suresi, 216

Okunma Sayısı: 2833
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı