Selamun aleyküm, kıymetli kardeşim.
Hasta olduğunuzu duydum geçmiş olsun. Aziz kardeşim, yıllar ne kadar da çabuk geçti?
Bizim hizmetle ilk tanıştığımız zamanlar sizden ne güzel şevk alırdık. Zira hizmete
canla başla koşardınız. Yıllar yılları kovalıyor. Siyasete merak saldınız, derken ders sayıları azalmaya başladı.
Hatırlayın, size sorduydum bir gün: Tercih etmek gerekirse tercihin ne olur diye. Bana, “Böyle bir tercihte, tabii ki hizmet olur” demiştiniz. Fakat kaç yıl oldu, sayı veremiyorum. Şevk alıp verdiğiniz dershanenin kapısını açmadınız.
Bunu derken iradenize müdahele diye düşünmeyin. Kardeşim, siz daha iyi bilirsiniz. İkiside rahmetli millet vekili olan Nurettin Tokdemir ve Mehmet Özkan Abilerimizin vekilken yaptıkları hizmetleri malum. Mehmet Özkan abimiz hasta bir kardeşimizi ziyarete giderken kalp krizi geçirip rahmetli olmuştu. Nurettin abik, Mecliste eserleri dağıtır, çalışırdı.
Unutmuyorum, elçilere örnek Japon elçisine Risalelerden hediye verdiğini bilirsin.
Kardeşim, demem odur ki hepimiz hizmet edip koşuşturduğumuz cemaatle haşrolmayı isteriz. Biz diyoruz ki, Ya Rabbi Üstadımızın kumandası altında bizleri hizmet erleriyle haşreyle.
Kardeşim belki biraz uzattık, hakkınızı helal edin. Dershanemiz tozludur, dershanemiz kokuludur, ‘lüks’ değildir.
Hayranım tozuna, hayranım, üstadımın eserlerine.
Risalelerimin ve kardeşlerimim kokusu vardır orada, elhamdülillahi haza min fazli Rabbi.