BRICS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika Cumhuriyeti) 22-24 Ağustos 2023’teki Güney Afrika Zirvesi’nde genişlemişti.
Zirve öncesinde Çin’in yeni üyelere istekli olması, Hindistan ve Brezilya’nın BRICS içinde nüfuz kaybetme riskine karşı ihtiyatlı davranmaları, BRICS’te gerginliğe yorumlanmıştı.
Ancak zirvede, BRICS’in genişlemeye giderek Arjantin, Mısır, Etiyopya, İran, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin üyeliklerinin 2024’te başlatılması kararlaştırıldı. Böylece BRICS’in üye sayısı 11’e yükseldi. Fakat Arjantin 31 Ocak 2024’te BRICS’ten ayrıldı.
BRICS’in 22-24 Ekim 2024’te Rusya’da düzenlenecek zirvesinde bir kez daha genişleme kararı alması muhtemeldir. Zirvede hem Türkiye’nin üyeliği hakkında yayınlanan haber ve yorumlar hem de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in 18-19 Ağustos 2024’teki Bakü’yü ziyaretinin ardından Azerbaycan’ın da olası BRICS üyeliği netlik kazanacaktır.
Diğer taraftan BRICS’in resmi web sitesinde, kendisini “bağımsız jeopolitik ve askerî analist” olarak tanıtan Drago Bosnic’in 6 Eylül 2024 tarihli ve “Pan-Türkist, Neo-Osmanlıcı NATO Üyesi Türkiye BRICS’te mi? Gerçekten İyi Bir Fikir mi?” (https://infobrics.org/post/42158/) başlıklı, eleştirel makalesi dikkat çekiyor.
“Türkiye’nin 1950’lerden beri ABD ile uyumlu çalıştığını, Türkiye’nin güvenlik, ekonomi ve uluslararası siyasetini ABD’yle ilişkilerinin üzerine bina ettiğini” belirtiyor. Bosnic “Türkiye ile ABD’nin yalnızca Kürt meselesinde anlaşamadıklarını” da vurguluyor.
Aslında Bosnic’in iddialarının/eleştirilerinin başında “Türkiye’nin yayılmacı, kontrolsüz aşırı milliyetçi gündeminin” BRICS’in kuruluş ilkeleriyle örtüşmediği geliyor. Bosnic’e göre “Türkiye hem iç hem de dış politikada etkili bir şekilde Neo-Osmanlıcılık, siyasal İslam ve Pan-Türkizm’in son derece değişken bir karışımını takip ediyor”. Dolayısıyla Bosnic’in tanımıyla, Türkiye bu özellikleriyle “BRICS’i zayıflatabilir ve ABD/NATO’nun Truva Atı rolünü oynayabilir”.
Bosnic, Soğuk Savaş sonrası dönemden itibaren vurguluyor olsa gerek “Türkiye’nin İslâmî radikalizmi desteklediği Orta Asya’da belirgindir” tezini ileri sürüyor. Yine Sincan’daki Doğu Türkistan/Uygur Türkleri’nin uğradığı soykırımı “Türkiye’nin BRICS’in temel taşlarından olan Çin’i karalamayı amaçlayan tamamen uydurma bir durum” olarak niteliyor. Hatta Bosnic, Uygurlara yönelik hak ihlallerini görmezden gelerek “Türkiye’nin Sovyetler Birliği sonrası dönemde, Orta Asya’da yaydığı Pan-Türkizm fikirlerini Sincan’da da yaymaya çalıştığı”nı iddia ediyor. Bosnic bir de, “Türk aşırı milliyetçilerinin İran, Rusya ve Çin’i de içine alan bazı yerleri ‘işgal edilmiş topraklar’ diye tanımladığını” iddia ediyor.
Bosnic, “Ermenistan’ın Syunik Bölgesi’nin güneyinden geçecek ve Azerbaycan’ın doğrudan Nahçivan’a bağlayacak Zangezur Koridoru”ndan da rahatsızlık duyuyor. Ayrıca Bosnic “Türkiye’nin Nahçivan’la 17 km’lik sınırıyla Koridor aracılığıyla Azerbaycan’a, buradan da eski Sovyet coğrafyası Orta Asya’ya ve Çin’in Sincan bölgesine kadar engelsiz erişim sağlayacağı”ndan endişe duyuyor.
Türkiye’nin zikredilen erişimi sağlaması hâlinde, Bosnic bu durumu “NATO’nun kendi jeopolitik planları için kesinlikle desteklediğini” belirtirken, “Rusya, İran ve Çin’i alt etmek için büyük jeopolitik manevra sahasının oluşacağı”ndan çekiniyor.
Türkiye’nin BRICS üyeliğinin tartışıldığı bir süreçte, BRICS’in 22-24 Ekim 2024’teki Rusya zirvesine az bir zaman kala, BRICS’in web sitesinde yayınlanan Bosnic’in 6 Eylül 2024 tarihli Türkiye’yi eleştirdiği makalesi manidar karşılanıyor. Bir de Güney Afrika Zirvesi öncesindeki gibi, genişleyerek yeni üye kabulü hakkında BRICS’in kurucu üyeleri arasında her hangi bir anlaşmazlık da ihtimal dahilindedir. BRICS’in kurucu üyeleri arasındaki tutarlılık/tutarsızlık, alınacak kararları da etkileyecektir.