"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sefahetteki tiryakiliğin inadı-2

İhvan Yıldız
30 Aralık 2024, Pazartesi
Hırs-ı hayat ve hıfzı ve zevk-i hayat ve aşkı taşıyan ve fıtrat-ı insaniyede derc edilen bir cihaz-ı insaniye, çok esbabla yaralanmış, sair letâifi kendiyle meşgul edip sukut ettirmeye başlamış; vazife-i hakikiyelerini onlara unutturmaya çalışıyor...

“Bu asırda hayat-ı insaniye, hususan hayat-ı içtimaiyesi öyle dehşetli, fakat cazibeli ve elîm, fakat meraklı bir vaziyet almış ki, insanın ulvî latifelerini ve kalb ve aklını nefs-i emmaresinin arkasına düşürüp pervane gibi o fitne ateşlerine düşürttürüyor.”8 Hem: “Bu asır hayat-ı dünyeviyeyi hayat-ı uhreviyeye, ehl-i İslâma da bilerek, severek tercih ettirdi.”9

Bu hakikatler muvacehesinde yapmış olduğumuz tefekkürleri tadad edecek olursak:

Evvelâ: İnsanda bulunan; tevehhüm, heves ve his ileriyi görmediğinden, hazır zamanı düşünür ve her şeyi bulunduğu an bilir. Bir cihetle hayvan gibidirler. Hazır lezzete müpteladırlar. Bunlara Nefis de yardım ettiğinde, akıl ve kalbi susturup mağlûp ederler.

Üstad Bediüzzaman: “Kebâiri işlemek imansızlıktan gelmiyor, belki his ve hevesin ve vehmin galebesiyle akıl ve kalbin mağlûbiyetinden ileri gelir.”10 der.

Durum mücazat (ceza) noktasında da aynıdır. Nefis, tevehhüm, his ve hevese denilse; “kulluktaki ubudiyetin meşakkatini şimdi çek, diyar-ı aherde Cehennem azabından kurtul.” Bunlar hazır meşakkate razı olmaz. Halbuki bu meşakkat ile büyük bir azaptan kurutulacak, ama bunu göremiyor ve bilemiyorlar.

Sâniyen: Kebairde (günah ve haramların içinde) birer menhus lezzet-i şeytaniye bulunabilir. Dolayısı ile “İnsandaki nebatî ve hayvanî kuvveleri, âkıbeti görmedikleri, düşünemedikleri ve o insandaki letâif-i insaniyeye galebe ettikleri için, çıkmak istemiyorlar ve hazır, muvakkat bir lezzetle mütesellî oluyorlar.”11 Hatta bırakmamak için inat ediyorlar. Çünkü insan denilen saraydaki her bir latîfenin ayrı ayrı lezzetleri bulunuyor. Üstad Bediüzzamanın ifadesiyle: “Her bir insanda herbir latîfenin ayrı ayrı vazife-i ubudiyetleri var; ayrı ayrı lezzetleri, elemleri var.”12

Sâlisen: Hem zamanın hem zamanın dehşetinin vermiş olduğu hâlet-i ruhiyenin hem nefis, tevehhüm, his ve hevesin tahakkümüyle insan; günah ve haramları irtikap ede ede müptela yani tiryakilik derecesine geliyor. Allah’ı unutturan, ibadete engel teşkil eden her türlü alışkanlıklar bu tiryakilik kapsamına girebilir.

Hasılı kelâm: İnsanda bulunan o yüksek letâifi, nefis, tevehhüm, his ve hevese musahhar etmek ve vazife-i asliyelerini unutturmak, elbette sukuttur, terakkî değildir.

Bu lâtifeleri, mezkûr hasletlerinden dolayı o tiryakiliklerdeki inattan kurtarmanın tek çaresi; günah ve haramların içinde hazır bulunan azap ve sıkıntıları göstermektir.

Yoksa mezkûr lâtifeler, kendilerinden çok uzak telâkki ettiği cehennemden korkutmak ile tirya- kisi, müptelası olduğu o günahları terk etmez. Terk etmek de istemez. Hâtta terk etmeme konusunda da inat eder.

Elhasıl: “Bu hasta ve gaddar ve bedbaht asrın belâ ve vebasından ve zulüm ve zulmetinden en mücerreb bir kurtarıcı, Risale-i Nur’un mizanları ve muvazeneleriyle, neşrettiği nur olduğunu kırk bin şahit vardır. Demek Risale-i Nur’un dâiresine yakın bulunanlar içine girmezse, tehlike ihtimali kavîdir.”13 —SON—

Dipnotlar: 

8-Kastamonu Lâhikası, Mektup No: 70

9-Kastamonu Lâhikası, Mektup No: 74

10-Lem’alar, 13. Lem’a, 7. İşaret.

11-Lem’alar, 13. Lem’a, 8. İşaret.

12-Sözler, 23. Söz, 2. Nükte.

13-Kastamonu Lâhikası, Mektup No: 74

Okunma Sayısı: 791
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı