BRICS’in kurulduğundan beri Batı karşıtı mı? Yoksa Batı dışı bir örgütlenme mi? Tartışmaları yapılıyor.
Rusya ile Çin’in başını çektiği BRICS hakkında, her iki aktörün Batı ile arasındaki jeopolitik rekabetin önemli bir kutbu şeklinde tanımlayanlar da mevcut.
Farklı tanımlamalar yöneltilen BRICS’in son zirvesi 22-23 Ekim 2024’te Rusya’ya bağlı Tataristan’ın başşehri Kazan’da “BRICS+” yani BRICS üyeleriyle gözlemci ve aday ülkelerin katılımıyla gerçekleştirildi.
BRICS’in önceki toplantısı 22-24 Ağustos 2023’te Güney Afrika’da yapılmıştı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) kendisi hakkında yaptığı savaş suçlaması gereğince, zirveye katıl(a)mamıştı. Kazan’daki BRICS zirvesi, Putin’in kendisini izole olmayan bir dünya lideri biçiminde sunmasına imkân sağladı.
Güney Afrika zirvesinde, BRICS genişlemeye giderek Arjantin, Mısır, Etiyopya, İran, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’yle (BAE) üye sayısı 11’e yükseldi. Fakat Arjantin 31 Ocak 2024’te BRICS’ten ayrıldı.
Uluslararası sistemdeki Kuzey-Güney ayrımında, BRICS küresel piyasalarda Güney’in daha fazla temsilini hedefliyor. Dolayısıyla BRICS’i sadece Rusya-Çin ve Batı arasındaki iki taraflı jeopolitik rekabetin bir kutbu olarak tanımlamak doğru olmayacaktır. Çünkü BRICS üyeleri arasında da muhtelif anlaşmazlıklar bulunuyor. Bunlardan en önemlilerinden biri, Çin-Hindistan sınır anlaşmazlığıdır.
Birçok Batılı gözlemci ise, zirvenin “Ukrayna’daki işgalini sürdüren Rusya’da yapıl- ması” dolayısıyla ve “İran’ın da üyeliğinin 1 Ocak 2024”te başlamasıyla, BRICS’in Batı karşısında konumlandığı iddiasındalar. Aynı zamanda BRICS faaliyetlerinin “Çin’in ABD’yle jeopolitik mücadelesinin zemininde gerçekleştiğine” dikkat çekiyorlar.
Bloomberg’in 2 Eylül 2024’teki haberine göre NATO üyesi “Türkiye, Batı ötesinde ittifaklar kurma çabasında, BRICS’e katılmaya hazırlanıyor. BRICS, Ekim ayında Rusya’da yapılacak zirvede genişlemeyi görüşecek. Türkiye, AB’ye katılma sürecinde ilerleme kaydedilememesinden dolayı hayal kırıklığına uğradı. Türkiye, küresel etkisini arttırmak ve geleneksel Batılı müttefiklerinin ötesinde yeni bağlar kurmak amacıyla BRICS gelişmekte olan pazar ülkelerine resmen katılma talebinde bulundu”. Bloomberg’in haberiyle kamuoyunda Türkiye’nin BRICS üyeliği tartışılmaya başlandı.
Sonra Putin’in Dış Politika Danışmanı Yuri Uşakov’un, 4 Eylül 2024’te “22-24 Ekim 2024’te Kazan’da, Türkiye’nin tam üyelik başvurusunu değerlendireceklerini” belirtmesi, konunun önemini arttırmıştı.
Ancak BRICS’in resmî web sitesinde, Drago Bosnic’in 6 Eylül 2024 tarihli ve “Pan-Türkist, Neo-Osmanlıcı NATO Üyesi Türkiye BRICS’te mi? Gerçekten İyi Bir Fikir mi?” (https://infobrics.org/post/42158/) başlıklı, eleştirel makalesi de Türkiye’nin üyeliği aleyhindeydi.
Türkiye, Kazan’daki zirveye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve beraberindeki heyetle katılarak, BRICS’e verdiği önemi göstermiştir. Zirve sonunda “Türkiye’nin BRICS üyeliğinin Pakistan’la iyi ilişkilerinden ötürü Hindistan tarafından veto edildiği iddiaları, 25 Ekim 2024’te Hint makamlarınca yalanlandı”. Hatta Hindistan Başbakanı Narendra Modi’nin yeni üye değil, şimdilik “BRICS’in ortak üye statüsünde üyelere açık olduğu”, Ankara’daki Hindistan Büyükelçiliği’ne gönderdiği notta belirttiği kaydediliyor.
Zaten Modi’den önce, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov 29 Eylül 2024’te “BRICS’te tüm üye ülkeler yeni bir genişleme kararı almamayı uygun buluyor”, Güney Afrika’daki “genişlemeyle kabul edilen yeni üyelerin BRICS’e uyum süreçlerinin tamamlanması” gerektiğine değindi. Böylece Lavrov, Türkiye’nin muhtemel üyeliğinin önünü Kazan zirvesinden önce kapattı. Gerçekleştirilecek daha sonraki zirvelerde, Türkiye’nin üyelik tartışmaları tekrar başlayacaktır.