Cemâatimize girmeden ve gazetemizi benimsemeden evvel, neredeyse bütün gazetelerde “üçüncü sayfa haberleri” varken, bizim gazetemizde olmaması bana açıkçası çok saçma gelirdi. Fakat daha sonra, saçma düşündüğümü anladım. Evet, vahşet haberleri hepimize zarardır. Zira:

1) Üstad Bediüzzaman Hazretleri, en büyük vazifenin, en büyük hizmetin en dar dairede olduğunu söyler. Vahşet haberleri ise, ufkumuzu en geniş daireye çevirtip âfâkımızı ve dikkatimizi dağıtır. Bu açıdan küllî zarardır.

2) Vahşet haberleri, toplumun kötü durumuna ve bu toplumun fertlerinin düzelemeyeceğine dair bizim içimize bir yeis, bir ümitsizlik verir. Hâlbuki yeis, bu iman hizmetinin içinde bulunan insanların maruz kalacağı en son şey olmalıdır.

3) Üçüncü sayfa haberlerini okumak, dinlemek, onunla ilgili yorumları okumak/dinlemek ve onunla ilgili günlük hayatta sohbet etmek; aynı zamanda vakit kaybıdır. O kıymetli vaktimizi Allah rızası uğrunda sarf etsek, diğerine nispeten ne kadar kâr olur.

4) Vahşet haberleri içimize nur değil kasvet verir. Mânevî hayatımıza zarar verir. Dahası, birazcık evhamlı bir yapıdaysak evham da verir ve daha gerekli şeylerde (Allah korkusu) aktifleşmesi gereken korku damarımızın bu meseleler ekseninde aktifleşmesine sebep olur.

5) Vahşet haberlerine konu olan günâhlar genellikle büyük günâhlardır. Başkalarının büyük günâhlarını dillendire dillendire, kendi nispeten küçük günâhlarımız bize daha küçük gelir. Hâlbuki herkes önce kendi kusurlarına odaklanmalıdır.

6) Gerek ulusal medyada gerekse sosyal medyada, vahşet haberlerine yapılan yorumlarda, o yorum sahiplerinin ideolojik duruşunun izi vardır. O yorumları okudukça/dinledikçe, o ideolojilere farkında olmadan yakınlaşırız.

7) Vahşet haberleri bir ‘kul hakkı’ barındırır. Kul hakkı hepimizin hayatında elbette kırmızı çizgi olmalıdır. Fakat kul hakkı barındıran o büyük günâhlara odaklana odaklana, diğer günâhlar zamanla gözümüze küçük gelmeye başlayacaktır.

8) Üçüncü sayfa haberlerine konu olan olaylar, genellikle bizim yüzlerce kilometre ötemizde, olay esnasında elimizden hiçbir şeyin gelemeyeceği bir şekilde gerçekleşmiştir. İnsanın, engellemek için elinden hiçbir şey gelmediği kötülükler karşısındaki çaresizliği de ona ayrı bir kasvet verir. Ve bu kasvet, içimizdeki nuru da bastırır.

9) Vahşet haberlerini gereğinden fazla gündemimizde tutmak, toplumdaki mânevî buhrana gereken ehemmiyeti vermememize sebep olur. Evet, bir yerlerde zulüm ve vahşet yaşanmaktadır; ama insanların bu dünyadaki hayatlarına zarar vermektedir. Hâlbuki, insanların ahiret hayatlarına zarar veren şeyler çok daha fazla gündemimizde olmalıdır.

10) İstibdat, yani diktatörlük ve faşizm olan bir ülkede esas gündem, o istibdat olmalıdır. Fakat vahşet haberleri gündemi değiştirir, o günün idarecilerinin otoriterliklerinin, hırsızlıklarının ve ahlâksızlıklarının konuşulmasını engeller. Vahşet haberlerinin, müstebitlere yani diktatörlere faydası büyüktür.