Allah’ın, yemeğe başlarken bile söylediğin Besmele’nin içindeki Rahman ve Rahîm isimlerini hâiz olduğuna iman ettik. Öyleyse her günahından tövbe et ve bu günahlarına devam etsen bile o günahların, seni ibadetinden alıkoymasına izin verme...
DİZİ: Başörtülü Hanımefendilerin Başlarını Açma Vesveseleri - 1
Mehmet Soydan - [email protected]
Yazıma başlamadan önce söylemeliyim ki ben bir psikoloğum. Bunu şimdiye kadar söylemememin, bir ünvan olarak kullanmamamın sebebi, bir enaniyeti ihsas etmesinden korkmamdı. Ama hanımefendilere has böyle bir meselede, bir erkek olarak sözüme itimat ettirmek için söylemem lâzımdı. Şunu da söylemesem içim rahat etmez ki, bu yazı yayıma girmeden önce birçok hanımefendinin, hatta psikolog olan hanımefendilerin de görüşüne başvurulmuştur. Yazıya gelen eleştirilerden bence en önemlisi de, yazıda mantığın öne çıkıp duygu yönünün biraz geride kalmasıdır. Ama bilerek böyle yaptım. Çünkü vesveselere karşı mantığın daha etkili bir silâh olduğunu düşünüyorum.
Aslında 8 Ağustos 2023’te “Tesettürü Bırakmak Hakkında” diye bir yazım yayımlandı. Ama o yazıya sonradan baktığımda, biraz üstünkörü ve “problemi söyleyip de çözüm barındırmayan” bir yazı olduğunu fark ettim. Bu yazı dizisi, daha kapsamlı, daha fonksiyonel olacak inşâallah.
Meseleyi doğru tanımlayabilmek için öncelikle doğru ifadeyi kullanmak gerektiğini düşünüyorum. Bu yüzden, başlıkta “tesettürü bırakmak” demedim. Çünkü tesettür, başörtüsünden ibaret değildir. “Açılmak” da demedim. Çünkü “açılmak” ifadesi, “başını açmak” ifadesine göre daha geniş bir manayı hissettirebilmektedir.
Şunu da söylemeliyim ki, yazının kapsamı vesveselere ve cevaplarına değinmekten ibaret kalacaktır.
“Başörtülü hanımefendilerin başlarını açma vesveseleri”nden bahsedecek olursak:
HER SORUYA CEVAP VAR
1) Dinî anlamda kafama takılan şeyler var, imanım zayıfladı. Bunun sonucunda tesettür dahil bütün ibadetlerim zor gelmeye başladı. Kafamdaki soruların cevabını bulamamaktan korktuğum için de, o soruların cevabını araştırmak istemiyorum.
Kardeşim, senin mevcut durumun, bir insan için en azaplı hâllerden biridir. Ama şu var ki, kafandaki soruların cevaplarını araştırmadıkça, yani o sorular kafanın bir köşesinde durdukça zaten maazallah imanını kaybetmeye doğru gidiyorsun. Kafandaki soruların cevabını bul, manevî azaplardan kurtul. O soruların mutlaka cevapları vardır. Sana düşen araştırmaktır.
Şu da var ki, hemen hemen hiçbir başka imanî mesele aklına takılmamasına rağmen tesettür meselesi takılıyorsa, Üstad Bediüzzaman’ın tabiriyle; arzun fikir suretini giymiş olabilir.
2) Ben çok zorluklar çektim, çok sıkıntılar yaşadım. İçimden Allah’a isyan hissi geliyor. Onun emri olan başörtüsünü yapmak zor geliyor.
Kardeşim, sana bunu dedirten mantığın değil duygularındır. Bunu sana şöyle ispatlayabilirim ki, senin başına o dertler gelmeden önce, dünyada şu an senden çok daha kötü durumda olanlardan yola çıkıp bir adalet sorgulaması yapmadın. Eğer bunu sana dedirten şey duyguya değil de mantığa dayanıyor olsaydı, bu sorgulamayı senin başına o musibet gelmeden önce, yani o duygu yoğunluğunu yaşamadan önce yapmıştın.
KINAMALARA KAFANIZI TAKMAYIN
3) Başörtüsü toplumda âdeta bir kimlik göstergesi ve yaftalanma sebebi. Bu bana bir yük geliyor.
Kardeşim, sen çarşafa girsen, yobaz diyecekler. Uzun pardösü veya ferâce giysen, “Ne bu böyle yaşlı gibi?” diyecekler. Başını örtüp de tesettüre tam riâyet etmesen, “süslüman” diyecekler. Başını açıp da onun haricinde kapalı giyinsen, “zevksiz” diyecekler. Başını açıp genel olarak da açık giyinsen, benim şu an yazmaktan utandığım ifadeler kullanacaklar arkandan. Ne giyersen giy, arkandan bir şeyler konuşulmadığından asla emin olamazsın. Bu durum maalesef, Türkiye’de kadın olmanın da bir gerçeğidir. Bundan kurtulmak için, ya insanların kınamalarını kafana takmamalı. Başka bir yolu maalesef yok.
4) Başörtülü olanlar en ufak bir hata yapsa, bazı insanlar onları “Ne biçim başörtülü!” diye kınamak için pusuda bekliyor. Bundan yoruldum.
Kardeşim sana samimiyetle soruyorum: Sen bu hayatta, senin hakkında yapılan diğer bütün dedikoduları, gıybetleri de bu kadar kafana takıyor musun? Senin hakkında yapılan diğer gıybetleri bu kadar kafana takmıyorsan, böyle dedikoduları da takman bir çelişki gibi duruyor. O aradaki fark, muhtemelen sana sağdan yaklaşan Şeytan’dandır.
Diğer gıybetleri de bu kadar kafana takıyorsan bile, “Ne biçim başörtülü” dedikodularına sebep, senin bir ibadet yapman olduğunu düşün, o dedikodu yapanların rezilliğine gül, takmamak için kuvvet bul.
HİÇBİR VESVESE SENİ İBADETİNDEN ALIKOYMASIN
5) Çok dünyevileştim, kendimi tesettüre lâyık hissetmiyorum. Tesettürü kötü temsil ediyorum. Başımı açsam en azından tesettürü kirletmemiş olurum.
Eğer söylediğin şeyin hakikati olsaydı, Allah –hâşâ– derdi ki: “Ey kullarım! Şu hataları işlediyseniz şu ibadetleri yapmaya lâyık değilsiniz, size bu ibadetleri yasaklıyorum.” Sana soruyorum, İslâm –hâşâ– böyle bir şey mi? Allah’ın, yemeğe başlarken bile söylediğin Besmele’nin içindeki Rahman ve Rahîm isimlerini hâiz olduğuna iman etmedin mi? Öyleyse –tekrar tekrar işliyorsan bile– her günahından tövbe et ve bu günahlarına devam etsen bile o günahların, seni ibadetinden alıkoymasına izin verme.
6) Çok günahkârım, Allah beni affetmezmiş gibi geliyor. Başımı örtmeme de lüzum yok.
Kardeşim sana soruyorum, Cahiliye Devri'nde kızını diri diri toprağa gömmek dahil çok büyük zulümler yapmış olan Sahabe efendilerimiz, İslâmiyet'ten sonra "Benden adam olmaz, boşa kürek çekmeyeyim." deselerdi, sonrasında hepimize örnek birer insan olabilirler miydi? Veya günümüzde ünlü kişilerden bazı insanlar, “Benim geçmişim pisliklerle dolu, kendimi değiştirmek için hiç uğraşmayayım.” deselerdi, şimdilerde insanlara faydalı olabilirler miydi? İsim vermiyorum, senin de aklına gelen birkaç kişi vardır. Ünlü olmasına da gerek yok. Zira aynı durumda olup da ünlü olmayan kişiler de vardır illâ ki çevrenden.
— DEVAM EDECEK —