"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Başörtüsü 'engel' olmaz

Mehmet Soydan
15 Aralık 2024, Pazar
Allah rızka kefildir. Bir yerde çalışman için senin kimliğinden, karakterinden, yaşantından, inancından taviz vermeni isteyecek birinin elinden para almak insana ağır gelmez mi? "Tesettür Risalesi" bu konuda faydalı olur.

DİZİ: Başörtülü Hanımefendilerin Başlarını Açma Vesveseleri - 3
Mehmet Soydan - [email protected]

KENDİMİ DIŞLANMIŞ HİSSEDİYORUM

17) Bulunduğum çevredeki/arkadaş grubundaki hemcinslerimin başları açık. Başörtümle kendimi onların yanında dışlanmış hissediyorum.

Kardeşim, bu dışlanmış hissetme sebebin onların seni dışlamasıysa onlar zaten senin gerçek arkadaşın değildir. Kastettiğin yer bir işyeri vesâireyse de o kişilerle samimî olmaya değmez, işini yapıp çıkar gidersin. Ama eğer onlar seni dışlamadan kendini dışlanmış hissediyorsan, olmayan bir şeye vücut rengi veriyorsun. Bunların hiçbiri de değilse ve sen sırf başörtünden dolayı onlarla bütünleşememiş hissediyorsan, özür diliyorum ama şekilci düşünen sensin.

18) Bazı insanlardan travmatik bir süreç yaşadım ve hayatımda bir şeyleri değiştirmek istiyorum.

Kardeşim... Muhtemelen hayatında büyük dönüşümler oldu ve bunun dışarıya da yansımasını istiyorsun. Burada gerçek hissine dikkat et. Şöyle ki:

Eğer başını açma sebebin, bazı insanları cezalandırmak veya onlara kötü hissettirmek ise; bunu, onları kaale aldığın için yapıyorsun. Halbuki, ancak onları hiç kaale almamayı başardığın zaman en iyi hissedebilirsin. Aksi takdirde, bunu başarana kadar gerçekten “kendin” olamayacaksın. Bu meseleyle alâkalı bir psikologdan/psikiyatristten de destek alabilirsin.

Ama “mesele bu kadar basit değil” diyorsan, bir sonraki maddeyi daha dikkatli okumanı rica ediyorum.

19) Psikolojim çok kötü. Kendimi depresyonda hissediyorum. Başımı açsam sanki bir nebze rahatlayacağım.

Bir insanın hayatında bu kadar önemli bir karar vermesi için en kötü zaman dilimi, depresyonda olduğu zamandır. Kardeşim; depresyonda olup olmadığını ancak iyi bir psikolog/psikiyatrist anlayabilir, gitmekten ve terapi/tedâvi almaktan çekinme. Hatta içine sinmezse, başka psikoloğa/psikiyatriste gitmeyi de deneyebilirsin. Gittiysen ve terapine/psikiyatri ilaçlarına devam ediyorsan, duygularınla değil mantığınla hareket ettiğine emin olacağın güne kadar kendine zaman ver. Bunu dikkate almazsan, ileride pişmanlık hissetme ihtimalin, diğer sebeplerle başlarını açanlara göre daha yüksek olacaktır.

Yeri gelmişken şunu da söylemek isterim ki, depresyon ihtimalini bir kenara koyalım; karakter olarak da gelgitli bir karaktere sahip olabilirsin. Ve muhtemelen, “Başımı açayım da bu gelgitim bitsin.” düşüncesi geliyor olabilir. Şunu söylemeliyim ki, gelgitli olmak senin için bir kişilik yapısı hâline geldiyse mesele tesettür değildir, diğer birçok şeyde de gelgitler yaşıyorsundur. Meselenin tesettür olmadığını, çok daha derinolduğunu kendine itiraf edip, yine bir psikoloğa veya psikiyatriste gitmelisin.

KENDİ İSTEĞİMLE ERKEN ÖRTÜNDÜM

20) Kendi isteğimle de olsa çok erken yaşta başımı örttüm. Çocukluğumu eksik yaşamış gibi hissediyorum.

Kardeşim, o zamanlar öyle istemiştin ve istediğini yaptın. “Keşke yapmasaydım.” diyor olabilirsin. Ama o kararı, “10-15 sene sonra pişman olur muyum?” diye sürekli düşünerek alsaydın, o çocukluktaki psikolojine daha ağır gelirdi. Şu anda başını açsan da, o çocukluktaki eksik hissettiğin şey maalesef yerine gelmeyecek. Ancak Cennet’te telâfi edilebilecek bir şey değil mi?

21) Başörtümle bile pis bakışlara/tacize uğradım. Başörtüsü pis bakışları/tacizi yüzde yüz engellemiyor.

Kardeşim, umarım bana kızmazsın; ama bir ibadet, bu dünyada görülecek bir faydası (tacizden korunmak) için değil sırf Allah rızası için yapılmalıdır. Âcizâne, ikinci olarak, bazı pis ve alçak erkeklerin nefisleri sadece kadının tesettürüyle yüzde yüz dizginlenebiliyor olsaydı, erkekler için harama bakmama âyeti, kadınlar için tesettür âyetinden önce inmezdi. Demek, burada zaten önce erkeğin harama bakmama zorunluluğu ve mesuliyeti vardır; kadın ne giyerse giysin. Şu da var ki, sen başörtünle bile “alçaklar”ın (hanımefendileri pis bakışlarıyla taciz edenler için Risale-i Nur’da aynen geçen ifadedir) pis bakışlarına mâruz kalıyorsan ve bundan rahatsız oluyorsan, daha açık giyinseydin acaba ne kadar pis bakışa mâruz kalacaktın ve ne kadar rahatsız olacaktın?

BAŞÖRTÜM İŞE GİRMEME ENGEL OLUYOR

22) Başörtümle bir işe giremiyorum.

Bu cümle, şeytanın sana, sunduğu bir bahane olabilir. Yani şeytan mesela seni, “Başını açarsan çok çekici olacaksın” diye kandıramayacağını bildiği için bu şekilde kandırmaya çalışıyor olabilir. 

Ama durum böyle değilse bile, Allah rızka kefildir. Şimdiki söyleyeceğimi eleştiri gibi anlamandan korkuyorum, ama bir yerde çalışman için senin kimliğinden, karakterinden, yaşantından, dininden taviz vermeni isteyecek bir adamın/kadının elinden para almak sana ağır gelmeyecek mi?

23) Başörtümle evlenemedim.

Kardeşim başörtüsü güzelliği örtmez, çekiciliği örter. Bir kadının güzel olup olmadığı zaten başörtülüyken de anlaşılır. Senin karakterini değil de çekiciliğini dikkate alıp da evlenmek isteyen bir adamdan sana hayır gelir mi? Bunun yanında, ancak başını açtığın takdirde seninle evlenecek bir adamdan da hayır gelir mi?

Son olarak, bu düşüncelerin bir tanesi bile seni yorduysa, en başta Risale-i Nur’daki Vesvese Risalesi’nin ve Tesettür Risalesi’nin sana iyi geleceğini düşünüyorum.

***

(Not: Bu bölüm, dizi gazetede yayınlandıktan sonra sonradan ilave edilmiş ve basılı gazetede neşredilmemiştir.)

***

"Başörtülü Hanımefendilerin Başlarını Açma Vesveseleri” Dizisine Bir Ek

Öncelikle şunu söylemeliyim ki, dizi yazımın ilk parçasında (13 Aralık 2024’te) büyük bir pot kırdım. Hazret-i Ömer'in (r.a) Cahiliye Dönemi’nde kızını diri diri toprağa gömdüğünü iddia etmiştim ama yanlışmış, sitemizde de düzeltildi.

Ben o yazı dizisini yazarken o kadar çok kadından görüş aldım ki, bazılarının görüşleri, yazıyı gazetemize gönderdikten sonra geldi. O yüzden, müsaadenizle, kaldığım yerden devam etmek istiyorum.

24) Akrabalarımın yanında başımı açıyorum. Çevrem tutarsız olduğumu söylüyor.

Bunu sana diyenlere, onların da yaptıkları ve yapmadıkları ibadetleri hatırlat ve onların da mükemmel olmadıklarını fark etmelerini sağla. Ve onların, yukarıdaki durumu kötü bir dille senin yüzüne vurmalarının, seni tesettüre daha da yaklaştırmadığını lütfen hissettir.

25) Yaptığım bazı şeyler ve katıldığım bazı etkinlikler var. Başım açık olsaydı bunları yaparken göze batmazdım ama başörtülü olduğum için göze batıyorum.

Başörtüsü bir ibadettir. Sadece ibadettir. Ama Türkiye gibi tuhaf ülkelerde, bir kimlik olarak da kabul edilir ki, şüphesiz bunda siyasetin de etkisi var. Türkiye’deki başını açan çoğu kadın, başka İslâm ülkelerindeki aynı durumdaki çoğu Müslüman kadının aksine, eski başörtülü fotoğraflarını sosyal medyadan siliyorlar, eskiden başörtülü olduklarını saklamaya çalışıyorlar. Çünkü böyle yapmazlarsa, “kimlik değiştirmiş” denilecekler. Hâlbuki böyle yaparak, başörtüsünü kimlik olarak gören o toplumsal algıyı kendileri pekiştirmiş oluyorlar. Neyse.

Senin, başörtüsünün “kimlik”(!) yönüne uymayan davranışları yapman, tam da, yukarıdaki “başörtüsünü ibadetten ziyade kimlik olarak gören” saçma toplumsal algıya karşı bir dirençtir. Ama o davranışların hangilerinin caiz olup hangilerinin caiz olmadığı hakkında yorum yapmak zaten benim haddim değildir. Meydan alimlerimizin ve mezhep imamlarımızındır.

26) Kapanırken zorla kapandım. Bundan ötürü, başımı açıp, daha sonra kendi isteğimle tekrar kapanmak istiyorum.

Kapanırken zorla kapanmış olabilirsin. Ama şu zamana gelene kadar başörtüsünü içselleştirememiş olsaydın, şimdiye kadar bir şekilde başını açmış olmaz mıydın?

27) Başörtüsü, güzelliği örtüyor. Ama ben zaten çirkinim. Başörtüsü takmama ne gerek var?

Kardeşim! Başörtüsünün kadının çekiciliğini –güzelliğini değil– örttüğü, dünyadaki her kadın için geçerli bir kuraldır. Bana inanmazsan, çevrendeki başka erkeklere sor. Evet, sen kendini dünyanın en çirkin kadını zannetsen de...

28) Mükemmeliyetçi bir yapıdayım. Tesettüre de her şeyiyle tam manasıyla riayet edemeyeceksem hiç yapmamak istiyorum.

Mükemmeliyetçilik bir hastalıktır. İnsana sadece kendi hayatını değil, çevresindekilerin hayatını da zehir ettirir. Elbette bir kadın, tesettüre en iyi şekilde riayet etmeye gayret etmeli, o ayrı bir mesele. Ama bu mükemmeliyetçilik hissiyatını, yani “bir şeyi %100 yapmıyorsam hiç yapmamalıyım” hissiyatını lütfen yıkmaya çalış. Çünkü ilerlerse, hayatının her alanını zehir edecektir. Gerekirse psikolojik destek almaktan çekinme.

29) Eşim, açık giyinen namahrem kadınlara bakıyor. Başımı açarsam, onun bu davranışını engelleyebilirim.

Çok afedersiniz, eşinizin, hiçbir kadının vücudunu, sizinki kadar görme imkânı yoktur. Ona rağmen başka kadınlara bakıyorsa, ya cinsel hayatınızda bir problem vardır –ki bu durum başını açmakla düzelecek bir şey değildir, bunun çaresi başka yollarla aranmalıdır– ya da eşiniz bu meselede –en hafif tabirle– patavatsız bir insandır, kusur sizin değil, onundur.

— SON —

Okunma Sayısı: 2107
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı