"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Namaz tesbihatını usulüne uygun yapmak

Mehmet Soydan
22 Eylül 2024, Pazar
Evvelâ söylemek isterim ki tesbihattan kastım hem kısa tesbihat, hem uzun tesbihattır. Ve namaz tesbihatını usulüne uygun yapmaktan maksat; tesbihatı hızlı yapmamak ve tesbihat metninde geçtiği gibi okumaktır.

Bu meselede de, maddeler hâlinde gidelim:

1) Belki de en önemli nokta şudur ki: Namaz tesbihatını usulüne uygun yapmayınca, o tesbihatın manevî hava-sı fazla hissedilememekte, ruhu fazla yaşanamamaktadır. Sana soruyorum, tesbihatı hızlı yapınca mı ondaki hakikatleri tefekkür edebiliyorsun, yoksa usulüne uygun okuyunca mı? Keza, senin yanındaki kişi namaz tesbihatını hızlı yapınca mı lâyıkıyla tefekkür edebiliyorsun, yoksa usulüne uygun yapınca mı?

2) Cemaatle kılınan namazlar sonra-sında yapılan tesbihatlarda bir kişi tesbihatı yapmaktadır, diğerleri de onu takip ve onun söylediklerini içlerinden tekrar etmektedirler. Fakat tesbihatı yapan kişi hızlı okuyorsa, onun okuyuş-unda bir hata olduğunda yanındakiler tarafından ikaz edilip düzeltilmesi daha zor olacaktır. Böyle olunca da okunan tesbihat yanlış okunup gitmektedir. Dahası, tesbihatı hızlı yapan kişinin tesbihatını takip ederek onu içinden tekrar etmek bile zorlaşmaktadır.

3) Tesbihatın usulüne uygun okunmaması, tecvidi ve okuma kaide-lerini önemsizleştirmektedir, hatta üzülerek söylüyorum ki hafife aldır-maktadır. Gerek cemaat gerek bütün ümmet içinde tecvidin ve okuma kaidelerinin öğreniminin önemini yitirmesine bir sebep de bu olmaktadır.

4) Namaz tesbihatının bazı yerlerinde, uzatma işaretleri vardır. Tesbihatı hızlı okumak, manayı karşıla-mayarak buradaki uzatmaları yaptırtma-maktadır ve buraları, uzatma yapılma-ması gereken yerlerle eşitletmektedir. Dolayısıyla, hiçbir yerde uzatma yapıl-ması gerekmiyormuş gibi bir algıya yol açmaktadır.

5) Namaz tesbihatını usülüne uygun yapmamak yaygınlaştıkça, bunun cemaat içerisinde âdeta bir norm hâline gelmesi tehlikesi vardır. Yani sanki olması gereken, Üstad Hazretlerinin yaptığı gibi tecvide ve kaidelere uygun okumak değil de, jet hızında okuyup geçivermek aslolanmış gibi bir algının ve inanışın yerleşme tehlikesi vardır. Hatta kendim bile cemaatimize ilk girdiğim zamanlarda bir dershanede tesbihatın hızlı yapıldığını gördüğüm-den, doğrusunun öyle olduğunu sanmıştım.

*

Ey kardeş! Bu meseleler sana da mantıklı geliyorsa, namaz tesbihatını usulüne uygun yapmayan kardeşlerini kavl-i leyyinle, münasip ve güzel bir dille ikaz etmen hepimizin üzerine vazife olmuştur.

Okunma Sayısı: 1730
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Lazgin Demir

    22.9.2024 21:17:23

    Benzer bir durum Hizbulhakaikinnuriyede de mevcut. Üstad hazretlerinin tashihinden geçen o büyük Cevşenlerde amenerresulu ve celcelutiye yok. Bunları okumak isteyen ayrıca okusun, okunmalıdır. Ama bu vird-i azama dahil değildir. Bunlar eklendiği zaman o başka bir vird olur.

  • Lazgin Demir

    22.9.2024 21:15:06

    Ayrıca zikirlerden evvel "zulcelali, zulcemali, zulkemali" gibi ifadeler de tesbihatimizda yok. Hem duadan evvel söylenen 11 kelimelik cümle-i tevihidiyeden sonra "vema erselnake..ilaahir" gibi bazı ayetler ilave ediliyor. Halbuki bu tesbihatin kelimeleri birer şifredir. Fazladan bir kelam okunsa şifre bozulur, sır gider. 33 yerine 35 sübhanallah denilemediği gibi. Ve hakeza.... Üstad hazretleri nasıl hazırlamışsa harfi harfine öyle okunmalıdır. Bilmiyorum siz ne dersiniz?

  • Lazgin Demir

    22.9.2024 21:10:19

    Bir mesele daha var ki, çoğu zaman üstadın hazırlamış olduğu tesbihata halis niyetle ilaveler yapılıyor. Halbuki buna üstadın dışında kimsenin salahiyeti yok. Ezcümle ahirdeki duada, üstadın tensibinden geçmiş olan tesbihattaki ifade "eseluke" iken çoğul yapmak maksadıyla "neseluke" deniliyor. Halbuki böyle okunması gerekseydi üstad hazretleri belirtirdi. Bu mantıkla tesbihatı tek başımıza yaptığımızda "ecirna" ifadelerini de "ecirni" diye okumak gerek. Kanaatimce bu yanlıştır. Üstadın tashih ettiği tesbihatta ne geçiyorsa o şekilde okunmalıdır.

  • A. Yılmaz

    22.9.2024 17:03:18

    Risale-i Nurları okudukça tesbihat konusunda daha dikkatli olmamız lazım. Maalesef tecvit kurallarına uymadan okuyoruz. Kur'an ve sünnete üstadın ne kadar önem verdiğini biliyoruz. Onun talebeleri olarak yakışan şekilde Kur'an ve sünnetle muhatap olmalıyız. Dışardan bakan gözler yanlış anlayabiliyor yoksa.

  • Ahmet Şimşek

    22.9.2024 16:16:20

    Muhterem Hocam, FELÂKET TESBİHATTAN ziyade, ondan çok daha öncelikli olarak İMAMLIK yapanlarda. Tamamına yakını LAHN-I CELÎ ile bu işi yapıyoı

  • Keçeli

    22.9.2024 12:21:14

    Özellikle camilerde yapılan kısa tesbihatlarda ne ayet el kürsüye yetişebiliyorum nede tesbihlere. Nasıl okuyup nasıl tesbih çekiyorlar anlamıyorum.

  • Güler Aslan

    22.9.2024 00:49:41

    "Üstadim Bediüzzaman Hazretleri, dualarinda "ECiRNA MiNENNAR" ifadesini kullanirken, 'NAR' kelimesini dört elif miktari uzatir ve her bir uzatmanin ayr bir atese isaret ettigini söylerdi. Bu dört atesi ise: -- dünya atesi, -- kabir atesi, -- kiyamet günü atesi ve -- cehennem atesi olarak degerlendiriyordu." Hulusi Yahyagil

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı