9. Cumhurbaşkanı Merhum Süleyman Demirel’in, “Kışlaya, okula, camiye, yargıya siyaset sokmayın” diye siyasî tarihimize geçen veciz bir sözü var. Şimdi bu söze bir de spor eklemek gerekiyor.
Büyük bir ahlaksızlıkla başlayan ve öyle de devam eden Paris olimpiyat oyunları sona erdi ama sporcuların kırdığı rekorlarla değil, yaşanan başka ahlaksızlıklara tenkit edilmeye devam ediyor.
Olimpiyat oyunları Türkiye açısından büyük bir hüsranla sonuçlandı. 40 yıl sonra altın madalya almadan dönülürken, Türkiye organizasyonu 64. sırada ancak yer alabildi.
Olimpiyat oyunlarındaki bu kötü sonucu kimse üzerine almazken, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak’ın, “hesap sormaktan” bahsederken sorumluluğu da üzerinden atmış oluyor. Sorumluluğu federasyonlara atma kolaycılığından vazgeçilip en baştaki sorumludan başlamak gerekmez mi? Federasyonlara atamalara bakmak gerekmez mi? Eski vekiller, eski bürokratları federasyon yönetimlerine atayanlar kimler? Bu spora siyaset sokulması olmuyor mu?
Demokrat Parti İzmir Milletvekili Salih Uzun’un, “Peki niye böyle?” sorusuna verdiği cevapta aslında bunlara dikkat çekmiş: “Tüm federasyon seçimlerinin iktidar müdahale ediyor. Milli takım antrenörleri iktidara yakınlığa göre göreve getiriliyor. ‘Benim tek görevim reise korumalık yapmak’ diyen bir adam yıllardır spor bakanı… Mesele sadece sporda başarı/başarısızlık meselesi değildir. Son olimpiyat neticeleri memleketteki liyakatsizliğin, çürümüşlüğün en somut göstergesidir. Kurtulacağız bu çürümüşlükten. Emin olun kurtulacağız.”
Sizce haksız mı?
Kışlaya, okula, camiye, yargıya siyaset sokulduğunda verilen zarar ortada iken, spora da sokulan siyasetin neticesi son olimpiyatlarda ortaya çıktı. Bunun için bahsedilen alanlara siyaset sokulmamalı. Merhum Demirel’in dediği gibi, “Camiye siyaset girerse ibadet kalmaz, mahkemeye siyaset girerse adalet kalmaz…” Vesselam…
***
YÜZDE 97 HATANIN SORUMLUSU KİM?
Hükümetin yaptığı ve hesap sorulmayan, sorulamayan icraatlarında birisi de yap-işlet-devret modeli ile yapılan hava limanları ve köprüler…
Sayıştay raporlarına giren Kütahya’daki Zafer Havalimanının yapıldığı günden bu yana zararlar var.
Garanti edilen giden yolcu sayısı 13.637.247 olurken, gerçekleşen giden yolcusu 417.239 kişi olmuş. Hata payı yüzde 97!
Hazine’nin şirkete yaptığı garanti ödeme 70 milyon Euroyu geçmiş.
Bir yandan tasarruf genelgeleri çıkartıp, emekliye, asgari ücretliye zam yapmayacaksın, elektrik ve doğalgaz başta olmak üzere iğneden ipliğe zam yapacaksın, bir yandan bu hatalı icraatlara devam edeceksin…
Bu hatanın sorumluları olmayacak mı, ödenen “garanti ödemeler”in hesabı sorulamayacak mı?
***
SİRİ, “HATA OLDU”
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, katıldığı canlı yayında Türkiye’deki yatırım fırsatlarını anlatırken bir anda araya cep telefonundaki sesli asistan “Siri” girmiş.
Siri, “Bir hata oldu, lütfen tekrar deneyin” diyerek Şimşek’in sözünü kesmiş. Gülümseyen Şimşek, “Bizim Siri devreye girdi” dedikten sonra telefonunu kapatıp konuşmasını sürdürmüş.
Peki, Sayın Bakan cep telefonu kapatmasıyla hata düzelmiş mi oldu?
***
KAYIP SURİYELİLER
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Türkiye’de kayıtlı 3 milyon 103 bin Suriyelinin 729 bininin “adresinde bulunmadığını” açıklamış. Yani, her 4 Suriyeli sığınmacıdan biri kayıp.
Peki, bu durumda suçlu kim? Kayıp olan Suriyeliler mi, bunları kaybeden yetkililer mi?
***
MUTSUZ, HUZURSUZ TOPLUM
MAK Danışmanlık Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Kulat, ülkemizin şu anki durumunun söyle anlatmış:
“Devasa büyüklükte adliye sarayları; içinde adalet yok. Dünya ölçeğinde spor tesisleri; içinde madalyalı sporcu yok. 81 ilde üniversite; içinde eğitim yok. Her yere cami; içinde cemaat yok. İri şehir hastaneleri içinde doktor yok. Sonuç; mutsuz, huzursuz bir toplum…”
Bu tespitler ülkemizde yaşanan durumun özeti olmuş.