2025, 2024 yılından kalan ve çözüme kavuşamayan sorunlarla daha da ağır geçecek.

Başta bölgemizdeki savaşlar olmak üzere, ekonomi, adalet, hukuk, eğitim ve sağlıkta yaşanan sıkıntılarla 2024 zor bir yıl oldu. 

Kuzeyimizde Rusya-Ukrayna savaşı, güneyimizde İsrail’in 8 Ekim 2023’ten beri 50 bine yakın insanı katletmesi, Suriye’de Arap Baharı’yla başlayan iç savaş ve 13 sene sonra Baas rejiminin çökmesiyle süren yeni belirsizlik durumu... Türkiye yeni yıla bu olayların gölgesinde girdi.

***

23 AY GEÇTİ DEPREMİN YARALARI SARILMADI

6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde 9 saat arayla yaşanan 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremler ve sonrasındaki 11 ilde büyük bir yıkıma ve can kaybına yol açmıştı. Aradan geçen yaklaşık 2 yılın ardından hâlâ konteynerlerde yaşayan insanların olması ve bu insanların âdeta unutulması hükümetin ayıplarından birisi. 

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığından daha önce “Bir yıl içinde depremzedelerin evlerini teslim edeceğiz” şeklinde bir açıklama yapılmıştı. Bakan Murat Kurum ise konuşmasında konutların ancak yüzde 45’nin teslim edilebildiği söylüyor. Tamamının 2025 sonuna kadar teslim edileceği söyleniyor ama depremzedeler bu kışı nasıl geçirecek belli değil.

***

SURİYE’DEKİ GELİŞMELER

Suriye’de yeni yönetim işbaşına geldi ama Türkiye’nin en büyük sorunlarından birisi olan göçmen sorunu geçen yıl gibi bu yılda devam edecek. Yeni yönetiminle birlikte hareketlenen geri dönüşler çok az sayıda olurken, bugünlerde neredeyse bitmiş gözüküyor. 

Suriye’de yeni yönetim ülkelerine dönen Suriyelilere de kapının açık olduğunu söylemesine rağmen insanlar belirsizlik nedeniyle geri dönüşü pek düşünmüyor.

***

YENİ ÇÖZÜM SÜRECİ

2024’ten 2025’e devredilen önemli bir gündemde yeni bir açılım oldu.

1 Ekim’de Meclis’in yeni yasama dönemine başlamasıyla MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin DEM’li yetkililerin elini sıkmayasıyla başlattığı süreç terörist başı Öcalan’ın Meclis’e gelip konuşmasına kadar dayanmıştı. 28 Aralık’ta DEM’li iki milletvekilinin İmralı’ya gidip Öcalan’a görüşmesinden sonra DEM’lilerin Meclis’te TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile başlattıkları görüşmelere hafta başından itibaren grubu bulunan partilerin genel başkanlarıyla devam ettirilmesi plânlanıyor. 

2013 yılında yapılan çözüm sürecinin neticesi ortada iken bu açılımın nereye varacağını kestirmek şimdilik güç. Tek farkı bu sefer çözüm sürecini Bahçeli’nin başlatması. Bunun dışında aktörler aynı… 

O dönemde de BDP heyeti İmralı’da Öcalan’la görüşmüş, Kandil’e mektup gönderilmiş, bir mektup da Diyarbakır meydanında okunmuştu.

11 Temmuz 2014 tarihinde TBMM’den Cumhurbaşkanı onayına gönderilen çözüm süreci ile ilgili kanun 15 Temmuz’da Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylanarak “Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun” adıyla Resmî Gazete’de yayın- lanarak yasalaşmış, sürecin başarıya ulaşması için “Çözüm Süreci Kurulu” oluşturulmuştu.

Akil İnsanlar Heyetleri oluşturulmuş, heyetler raporlar hazırlamıştı.

Dolmabahçe Sarayı’nda dönemin Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, İçişleri Bakanı Efkan Âlâ,  AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal, Öcalan’la görüşmeleri yürüten eski MİT başkan yardımcısı, Kamu Güvenliği Müsteşarı Muhammed Dervişoğlu ve İmralı Heyeti’nden Sırrı Süreyya Önder, Pervin Buldan ve İdris Baluken’in olduğu toplantıda Öcalan’ın PKK’ya silahsızlanma kongresi toplama çağrısı Önder tarafından okunmuştu.

Sonrası malum: Çözüm süreci tıkandı. Masa dağıldı, taraflar birbirlerini suçladı. Netice de terör eylemlerinde yüzlerce polis, asker ve sivil şehit oldu.

Yeni süreç yürütülürken geçmiş tecrübeler göz önünde olacak mı, bekleyip göreceğiz.

**

Son söz olarak, 2025 yılının bütün alanlarda iyi bir yıl olmasını, 2024 gibi milleti çok fazla yormamasını temenni ediyoruz. Yeni yılın milletimiz, ülkemiz ve dünyanın huzur ve barış içinde yaşayacağı bir yıl olmasını Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyoruz.