Hayvanları Koruma Kanunu’nun kabul edilmesinin ardından Meclis 1 Ekim’e kadar tatile girdi. Meclis’in iki aylık tatilde olduğu dönemde siyasetin hayli hareketi geçeceği konuşuluyor.
Meclis’te grupları olmadığı için konuşamadığı ve daha etkili bir muhalefetin olabilmesi için Demokrat Parti öncülüğünde en az 30 milletvekilinin bir grup kuracağı kulislerde sıkça konuşulmaya başlandı. Parti yetkilileri de bunu doğruluyor.
AKP ise buna karşılık transfer için alttan alta çalışıyor. AKP’nin bağımsız milletvekilleri başta olmak üzere diğer partilerdeki milletvekilleri ile görüştüğü artık gizli değil. 14 Ağustos’ta 23. Kuruluş yıldönümünde bazı vekillere parti rozeti takılacağı söyleniyor.
Milletin vermediği vekilliği transfer yoluyla alınmaya çalışılması siyaseten hata ama yapılıyor.
AKP 2015 seçimlerinde yüzde 49.5 ile 317, 2018 seçimlerinde yüzde 42,5 ile 295, 2023 seçimlerinde yüzde 36.3 ve 263 milletvekili çıkardı. 2015-2023 arasında milletvekili sayısında 54 azalma olmuş.
Bu erimeyi transferlerle kapatma girişimine AKP’li Şamil Tayyar’ın ifadesiyle “sivil siyasetin itibarını zedeleyen eski Türkiye’nin kötü bir alışkanlığı” sözleri ile cevap vermek mümkün.
***
“PAŞAM” HİTABI DOĞRU MU?
Hükümetin bundan önce yaptığı gibi tatile girmeden önce torba kanunlarla Meclis’i gece gündüz çalıştırıp, iki ayı aşkın tatil süresinde tartışmaları bir bakıma unutturmaya çalışıyor.
Son günde “mavi vatan” üzerinden tartışmalar yaşandı. Genelkurmay eski Başkanı, eski Bakan ve AKP Kayseri Milletvekili Hulusi Akar’ın çıkışları damgasını vurdu. Akar’ın sinirli tavrı ve kürsüye elini vurarak ve yüksek tondan “Dinleyin ya, dinleyin! Laf söylüyoruz, dinleyin! Otur yerine konuşma, oturduğun yerden konuşma!” şeklindeki ifadeleri muhalefet tarafından eleştirilirken, kamuoyu tarafından da yadırgandı. Bir de bu sözleri, Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen’in, “Netanyahu için soruşturma izni verin” demesinden sonra söylemesi dikkat çekiciydi. Milletvekillerinin “bağırma” sözlerine “bağırırım” diyen Akar’ın “Ne battı?” sözleri büyük bir tartışmayı beraberinde getirdi.
Dikkat çeken bir durum da, hem bazı milletvekillerinin hem de oturumu yöneten Meclis Başkanvekilinin defalarca, “paşa” ve “paşam” diye hitap etmesi oldu. “Paşa”dan, “sayın vekilim”e ne zaman geçilecek merak konusu. Bir milletvekiline Meclis’te “paşam” hitabı doğru mu? Bizce değil…
***
SİZ KİMİ SEVERSİNİZ?
Meclis’in son çalışma gününde Ankara Milletvekili Umut Akdoğan, “Kafamdan bir soru işareti gitmiyor. Köpek sevmezsiniz, kedi sevmezsiniz, börtü sevmezsiniz, böcek sevmezsiniz, ağaç sevmezsiniz. Orman sevmezsiniz, emekliyi sevmezsiniz, emekçiyi sevmezsiniz, yazarı sevmezsiniz, sanatçıyı sevmezsiniz. Sizin Tayyip Erdoğan dışında sevdiğiniz bir canlı yok mu ya?” diye sorunca, AKP’li vekiller, “Nereden biliyorsun? Hepsini severiz” diye cevap verdiler.
AKP Trabzon Milletvekili Vehbi Koç’un, “Seni sevmiyoruz. Bak, bak, var” diye cevabına Akdoğan, “Zaten siz köpeği, börtüyü, böceği sevmiyorsanız beni hiç sevmeyin ya. Emekliyi, emekçiyi sevmiyorsanız beni hiç sevmeyin” karşılığı verdi.
Bu tartışmalarda normalleşmenin konuşulduğu dönemde yapılıyor!
***
DÖNÜŞÜN MÜKÂFATI MI?
Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı yapan Metin Feyzioğlu’nun Danıştay’ın 146. yıldönümünde dönemin Başbakanı Erdoğan’ın ile yaşadığı tartışmayı hatırlıyoruz. Cumhurbaşkanı Gül’ün kürsüye doğru yürüyen Erdoğan’ı kolundan çekerek dışarı çıkarması çok konuşulmuştu.
Ama ne olduysa oldu yıllar geçti Feyzioğlu Kıbrıs Büyükelçisi olarak atandı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Kıbrıs’a gelişinde kendisini karşılamadığı için eleştirdiği Feyzioğlu, birkaç gün sonra Prag’a büyükelçi olarak atandı. Hem de Egemen Bağış’ın yerine…
Siyasette buna 180 derece dönüş denirken, “Bu dönüşün mükâfatı büyükelçi atanması mı oldu?” sorusunu haklı olarak akıllara getiriyor.