Okul, hastane gözetmeksizin bombalıyor, binlerce masum insanın kanını dökmekten çekinmiyor. Bugüne kadar 40 binin üzerinde insanı katlederken, 100 bine yakın insan yaralandı. Binlerce insan kayıp.

Gazze’de elektrik yok, su yok, gıda yok, ilâç yok, ısınmak için yakıt yok. İnsanlar dışarıda açlıktan hastanede ilaçsızlıktan ölüyor. İsrail’in yapılan yardımları engellemesi 2,3 milyonluk Gazze’yi yaşanmaz hale getirdi. Denizden ve karadan ulaşılamayan, insanî yardımların dahi ulaştırılamadığı, dünyanın en büyük açık hava hapishanesinde, insanlar ölüme terk edilmiş durumda.  

İsrail Gazze’de katliamlarını sürdürürken bir yandan da Lübnan’a saldırıyor.  Hamas lideri İsmail Haniye’yi Tahran’da suikast sonucu öldürdü. İsrail 300 günü aşan Gazze’deki soykırımı unutturmak için “cepheyi” genişletiyor.

ABD’nin ve bazı Avrupa ülkelerinin sınırsız desteğini arkasına alan İsrail, ne BM Güvenlik Konseyi kararlarını dikkat alıyor, ne de dünyadan gelen tepkileri. İslam ülkelerinin de bu katliamları sadece kınıma ile geçiştirmesi de utanç verici oldu, oluyor.

Türkiye’nin İsrail politikası

Yaklaşık 10 aydır süren Gazze saldırılarında Türkiye’nin duruşu da tartışma konusu. Bir yandan İsrail’e sert tepki gösterilirken bir yandan ticareti sürdürmesi hep eleştirildi. Bakanlar il ziyaretlerine protesto edilmesine rağmen ticaret ancak 3 Mayıs’ta durduruldu.

İncirlik ve Kürecik Radar Üssü’nün kapatılmaması da hep eleştiriliyor.

AKP hükümetinin Mısır’da ve Suriye politikalarında olduğu gibi İsrail’le ilişkileri de zikzaklarla dolu. “Katil, darbeci” dedikleri ile görüşme için yollar ararken, 22 yıllık AKP iktidarları da İsrail politikaları da bundan farksız.

Oecd ve NATO üyeliği

1963’den beri OECD üyesi olan Türkiye’nin 2010 yılında İsrail’in OECD üyeliğindeki vetosu kaldırması ile üye yapıldı. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un HAS Parti Genel Başkanı iken söylediği, “İsrail 1967 savaşlarından bu yana en büyük diplomatik zaferini Türkiye vasıtasıyla kazandı” ifadesi eleştirmesini not etmek gerekir. Hem de “one minute”den sonra.

Türkiye’nin 2016 Mayıs ayında NATO’daki İsrail vetosunu kaldırmasıyla, İsrail’in temsilcilik açma talebine olumlu cevap verildi. 32 ülkeden oluşan NATO’da üyeliği olmayan İsrail’e genel merkezde daimi bir ofis tahsis edildi. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, “İsrail’in güvenliği için çok önemli adım” açıklamasını yapmıştı.

Atlı birlikle karşılandı!

İsrail’in Gazze’de 7 Ekim’de başladığı soykırımdan 7 ay önce İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un bulunduğu makam aracı, Cumhurbaşkanlığı Saray’ın önündeki caddede karşılayan süvarilerin, araca protokol kapısına kadar eşlik etmesi, Erdoğan ve Herzog’un tören alanındaki yerlerini almalarının ardından, 21 pare top atışı eşliğinde iki ülke millî marşlarının çalınması, Herzog’ın “Sıcak karşılama için Cumhurbaşkanı Erdoğan’a minnettarım” demesini de notlarımız arasına kaydedelim.

Meclis’te konuşturuldu

Ve yine “Gazze’den İsrail’e yönelik saldırıların önlenmesinin tek yolunun Gazzelilerin toplu olarak abluka altında tutularak cezalandırılması” olduğunu söyleyen ve Gazze’de birçok katliama imza atan eski İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’in TBMM’de konuşturulup alkışlanması da hükümetin İsrail politikasındaki zikzakları arasında…

Herzog’un Türkiye ziyaretinde, “Bölgemizdeki tüm halkların, inançların ve devletlerin barış içinde yaşayabileceğine ve yaşaması gerektiğine, ortaklıkların hepimiz için bereket ve refah getireceğine inancım tamdır” söylemesinden bu yana geçen sürece 40 bin insan katledildi, milyonlarca insan yerinden yurdundan edildi.

Bu yüzden 1967’den bu yana Ortadoğu’da kanserli ur olan İsrail’le ilişkilerin bir kez daha gözden geçirilmesi gerekiyor. Kınamak yetmiyor. Önce İncirlik ve Kürecik üslerinin kapatılması gerekiyor.