"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bu hale nasıl gelindi?

Mehmet KARA
31 Mayıs 2021, Pazartesi
Tarih 24 Nisan 2008. Yer Çankaya Köşkü… Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 23 Nisan dolayısıyla parti liderlerini, TBMM başkan ve vekillerini ağırlıyor. Yemekte yuvarlama köfte, soman balığı, salata, dondurma var. Peşinden Türk kahvesi ikramı… Basına yansıyan fotoğrafta dâvetlilerinin tamamı tebessüm ediyor.

Yemekte kimler yok ki… TBMM Başkanı Köksal Toptan, TBMM Başkanvekilleri Eyüp Cenap Gülpınar, Nevzat Pakdil ve Meral Akşener, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, DTP Grup Başkanı Ahmet Türk, DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras… 

Gül, yemekte ulusal ve uluslar arası konularda “ufuk turu” yapıldığını söylerken sağında Erdoğan, Akşener, Uras, solunda Bahçeli ve Zeki Sezer oturuyor. Yazıcıoğlu ise karşı tarafta… 

Aslında çok “normal” olan bu fotoğraf karesinin sosyal medyada “tarihî fotoğraf” olarak paylaşılması aslında ibretlik. 

Bu görüntünün yıllardır tekrarlanması siyasetçilerimiz açısından üzüntü verici bir durum olmalı. Ama kimsenin umurunda mı, maalesef hayır! 

Son 10 yılda bu görüntüleri artık sadece gazete kupürlerinde görebiliyoruz. 2000 öncesinde seçim öncesi bütün liderler televizyonlara çıkar orada projelerini anlatır, milletten oy isterdi. Demirel, Ecevit, Erbakan, Türkeş aynı masa etrafında oturup ülkenin sorunlarına çözüm bulmak için konuşabiliyorlardı. Artık bu görüntüler de yok. 

Varsa yoksa kutuplaştırıcı, ötekileştirici konuşmalar. Şimdi bir de buna hakaret ve tehdit dili eklendi. Yıllardır bu böyle devam edip gidiyor. Bundan nemalananlar olurken, milletin büyük bir ekseriyeti bu durumdan çok rahatsız, ama siyasetçiler bunu ya görmüyor ya da görmek istemiyorlar. 

Ana muhalefet partisi genel başkanına saldırılar oluyor, “kınama” dahi yapılmıyor. Geçtiğimiz Çarşamba günü eski başbakan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Meclis kapısı önünde açıklama yapacağını duyurdu. Meclis önünde barikat kuran polis, sadece 10 kişinin açıklama yapmasına izin vereceklerini aksi halde müdahale yapılacağını söyledi. Meclis’in önüne kurulan barikatlar sebebiyle açıklama Çankaya kapısı önünde değil, sağ tarafında yer alan merdivenlerde yapılabildi. Bu toplantıyı iktidar partilerinden birisi yapsa durumun farklı olacağını söylemek yanlış olmaz. 

*** 

İNŞAALLAH BU SON OLUR 

Aynı gün İYİ Parti ve AKP’nin de Meclis grup toplantıları vardı. Akşener, İyileştirilmiş ve Güçlendirilmiş Parlamenter sistem tekliflerini açıklarken, yaklaşıp 1 saat sonra toplanan AKP Grubunda Genel Başkan Tayyip Erdoğan’ın Akşener hakkında söyledikleri siyasetin gündemini bir anda değiştirdi. Dil sürçmesi olarak değerlendirilen konuşmasında Akşener’e “Bay Meral” derken ismini vermeden “gelin hanım” diye hitap ettiği Akşener için “Gelin hanım beni Netanyahu’nun yanına koyuyor, onun ardından memleketim Rize’ye gidiyor. Gelin hanıma gayet güzel bir ders veriliyor” diyerek devam ettiği konuşmasına, “Yine duâ et ki gelin hanıma çok ileriye gitmeden ders verdiler. Bu da Rizelinin edebini, adabını gösterir. İkizdere yetmedi, Çayeli’ne gittin. Orada da gerekeni yaptılar. Daha neler olacak neler... Daha dur bakalım bunlar iyi günler. Her şeyden önce ahde vefa diye bir şey var. Eğer ahde vefa olmazsa bu millet affetmez” diyerek devam ederken, gruptan büyük alkış alması ise düşündürücü bulundu. 

Bu sözlere tepkiler çığ gibi büyüdü.  

Yapılması gereken Rize’de Akşener’e karşı yapılan provokasyonun protesto edilmesi değil miydi? “Geçmiş olsun” denilip “Bir daha bu tür şeyler tekrarlanmaması için tedbir sonuna kadar alınacak” denilse siyasette bir yumuşama olmaz mıydı? Hatta Akşener Meclis’te ziyaret edilse daha iyi olmaz mıydı?  

Ancak siyasetçiler birbirlerinin hakkında o kadar üslûpsuz eleştiriler yapılıyor ki, neredeyse yüzyüze bakacak halleri kalmadığı için artık bunu yapamayacak duruma geldiler.  

Bu aşamada söylenecek fazla bir söz de kalmadı. Kutuplaştıran ötekileştirilen hata düşmanlaştıran dil reddedilmedikçe de bu böyle devam edip gidecek… 

*** 

ÜSLÛPSUZ KONUŞMAYI BIRAKIN! 

Siyasetçiler artık bu üslûbu ne zaman bırakacaklar? Yetmedi mi artık? Millet 14-15 aydır koronavirüs musîbetiyle uğraşıyor. Her gün yüzlerce insan vefat ediyor, binlerce kişi virüsü kapıyor. Hastanelerde binlerce insan tedavi görüyor. İşçi, esnaf perişan, evine ekmek götüremeyen insanlar var. Borç batağında dükkânına kilit vuran esnaf var. Milyonlarca işsiz ne yapacağını bilemez durumda… 

Siyasetçiler birbirleriyle uğraştıkları kadar biraz da halkın dertleriyle dertlenseler iyi olmaz mı? Bir araya gelin çözüm yollarını araştırmak, bir masa etrafında oturmak bu kadar mı zor? 

*** 

HAKSIZ MI? 

Habertürk Yazarı Sevilay Yılman, 22 Ocak 2021 tarihinde, “Biz niye bu kadar hoşgörüsüz olduk?” başlıklı yazısında “Hiç kusura bakmasınlar ama… Günümüz siyasilerinde böyle bir dikkat yok. Kullandıkları dil, nezaket kurallarına da, hoşgörüye de, siyasî etiğe de uymuyor. Hal böyle olunca da tabi… Onları destekleyen, takdir eden ve rol model alan insanlar da hoşgörüden, saygıdan ve sevgi dilinden uzaklaşıyor. Uzaklaştıkça da tabi… Sokakta veyahut da sosyal medyada gezinirken… Bir tavrını, düşüncesini ya da yorumunu gösterirken kabalaşıyor, barbarlaşıyor ve çirkinleşiyor” demişti.  

Bu vesile ile bu yazıyı hatırlamanın faydalı olacağını düşündük. 

**** 

GÜLÜMSETEN SİYASET 

İBB AKP Grup Başkanvekili Mehmet Tevfik Göksu, twitter hesabından masasının üzerinde “atlarla ilgili usûlsüzlükler yazan” 5 klâsörle çalışırken bir fotoğrafını paylaşıp, altına da “Yarın İBB Meclisi’nde, İstanbullular adına söyleyecek sözümüz var” yazmış. 

İBB İYİ Parti Grup Başkanvekili İbrahim Özkan ise, bu paylaşımı alıntılayıp, “Sanırım Meclise yarın atlarla gelecek. Bekliyoruz. Sayın Başkan” diye yazıya gülücük emojisi koymuş. 

Siyasetin hakaret etmeden yapılmasına güzel bir örnek. İşte millet bu şekilde bir siyaset bunu bekliyor. 

Okunma Sayısı: 2777
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hüseyin İlhan

    31.5.2021 01:16:41

    Bu ülke ne çekti ise DİN İSTİSMARCILARNDAN ÇEKTİ. Bir kısım din istismarcısı dini milleti zehirleyen bir inanç olarak değerlendirip dini yaşamayı yasaklarken bir diğe rkesimde DİNİ SİYASETLERİNE ALET ederek yaptıkları her türlü yolsuzlukihırsızlık ve haksızlıklarına kılıf geçirmede kulandılar ve kulllanmaktalar.O nedenle bu anlayşa sahip olanların kininefret,ayrıştırma,ikamplaştırma ve tehditler de içeren sözleri hatta bunları organize etmelerini yadırgamıyoruz. Milletine hoşgörüde cimri davrananlar TERÖRİST DEVLET İSRAİL ve SOYKIRIMCI ÇİN'E KARŞI GAYET HOŞGÖRÜLÜLER.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı