Asgarî ücretin 17.002, emekli maaşlarının 12.500 TL olduğu, açlık sınırının 19.234 TL, yoksulluk sınırının da 62.652 TL’ye yükseldiği, milletin kredi ve kredi kartları borçlarını ödeyemez, çiftçiler tarlasını ekemez hâle geldiği, köklü ve büyük şirketlerin konkordato ilân etmeye, esnafların kepenk kapatmaya başladığı bir dönemde AKP Meclis’e bir kanun teklifi getirdi.
Teklife göre, limiti 100 bin TL’yi aşan kredi kartlarından savunma sanayii için yıllık 750 TL’lik katkı payı düzenlenmesinden, taşınmaz malların satışlarına, tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirlerinden noterlik ücreti alınmasına kadar düzenlemeler getiriliyordu.
Teklifin ilk açıklandığı andan itibaren kamuoyundan ve muhalefet partilerinden gelen tepkiler hükümete geri adım attırdı. Yani, yanlış hesap milletten döndü.
Erdoğan’ın “talimatı” ile düzenleme ertelendi.
Ama hükûmet bu “vergileri” unutmuş değil, sadece şimdilik beklemeye aldı. İsrail’in hedefinin Anadolu olduğu ile ilgili sözlerin hemen ardından Meclis’e getirildi ama geri adım atıldı. Önümüzdeki günlerde farklı bir gündem bahane edilerek katkı payının yeniden raftan indirilmesi mümkün.
Halkın uyanık olması lâzım. Çünkü millet hak ve hukukuna sahip çıktıkça, hükûmet yanlış politikaları uygulayamıyor.
***
Özlü söz
Demokrat Parti İzmir Milletvekili Salih Uzun düzenlemeyi, “İsrail bize saldırdı, saldıracak… ‘savunma’ sanayisine para lâzım… Hep beraber birisini savunmamız, korumamız lâzım… Hadi pamuk eller cebe!” diyerek özetlemiş.
Bu özlü sözü not edelim, düzenleme tekrar gündeme gelince lâzım olur.
***
Cumhurbaşkanı hain mi?
AKP’nin kamuoyunda tartışma meydana getiren düzenlemesi açıklandığı andan itibaren, muhalefet ve halktan ciddî bir tepkiyle karşılaştı. Muhalefet bu düzenlemeyi eleştirirken, iktidarı destekleyen medya mensupları ve Cumhur İttifakı’nın ortakları ise bu düzenlemeyi hararetle savundu. Düzenlemeye tepki gösterenlere karşı ise ağır eleştiriler ve suçlamalar yapıldı.
Tâ ki, Erdoğan’ın talimatı gelene kadar…
Sabah ak dediğine öğleden sonra kara denilmesine zaten alışmıştık. O yüzden bu geri adım bizi şaşırtmadı.
Teklifin ertelenmesinden sonra AKP’li Şamil Tayyar’ın, Savunma Sanayi Fonu’na kaynak oluşturmak için kredi kartlarından 750 lira katkı payı alınmasına karşı çıkanları “vatan hainliği” ile suçlayan Cumhur İttifakı ortağı BBP Genel Başkanı Mustafa Destici’ye “Bu kararla Cumhurbaşkanımız da mı vatan haini, Yunan, Ermeni mi oldu?” şeklinde ibretlik bir soru sordu.
Destici, böyle ifadeleri olmadığını söylerken, Tayyar’ın eleştirisine cevap vermedi.
Diğer yandan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, düzenlemeyi savununken, “Bu paket tamamen Savunma Sanayi Fonu’na kaynak sağlamak üzere hazırlandı. Çünkü biz zor bir coğrafyada yaşıyoruz. Etrafımızda savaş var. Bizim bu ülkeyi korumamız lâzım. Bunun için teknoloji geliştirmemiz lâzım” demişti.
Düzenleme geri çekildi peki şimdi ne olacak?
Tek kişilik yönetim olunca işte böyle oluyor. Bir kişinin verdiği karar çok kişiyi açığa düşürüyor. Ondan sonra gel de topla, toplayabilirsen…
***
Sınırı getiren kimdi?
Şimşek’in, Sanki başka bir iktidardan bahseder gibi, “Kiralara yüzde 25 zam sınırı getirmişler. Biz bunu kaldırdık. Bu sınır kalkınca geçmiş yılların enflasyon farkını yansıtmaya çalıştılar, kiralar yüzde 120 arttı” demiş.
Bu sözlere de şaşırdık mı? Hayır… Çünkü bunu hep yapıyorlar.
Bakana sormak lâzım: Kiraya yüzde 25 sınırı getiren 22 yıldır iktidarda olan AKP hükûmeti mi, yoksa başka parti mi? Bu sorunun cevabı belli de, bakalım Bakan nasıl cevap verecek?
Enflasyon hedefinin tutmamasını kendi çıkardıkları EYT’lilere bağlamak neyse de, partisinin daha önce yaptığı bir uygulamaya “getirmişler” demek neyin nesi anlamak mümkün değil.