Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’un Ankara’daki temaslarında MHP lideri Devlet Bahçeli’yi ziyareti sırasında, 17-25’ye ayarlanan ve Bahçeli’nin “Pilini ben çıkarttım, 17-25’e sabitledim, ‘hesabının sorulması vaadi’mizden asla geri adım atmayız” dediği saatin, kameralara yansımasıyla birlikte başlayan tartışmalar devam ederken, yapılan yorumlarda AKP’ye mesaj verildiği ifade edildi. Bu yorumlar başta Bahçeli olmak üzere parti yetkililerinin büyük tepkisini çekti.
Bu tartışmalar Bahçeli’nin 17-25 Aralık’la ilgili yaptığı yorumları bir kez daha gündeme getirdi.
O tarihte yapılan yolsuzluk operasyonları ile ilgili, “İktidara geldiğimizde yolsuzluğun hesabını sormazsam namerdim” deyip Erdoğan’a “17-25 Erdoğan” yakıştırmasını yayan Bahçeli’nin, “Ayakkabı kutusu üretim genel müdürü Erdoğan” sözleri o dönem çokça paylaşılmıştı.
O günlerde MHP’nin 17 Aralık’tan 25 Aralık tarihine kadar geçen dokuz günlük süreyi “Rüşvet ve Yolsuzlukla Mücadele Haftası” ilân eden MHP Lideri’ni,“Türkiye’nin dokuz ayrı bölgesinde hırsızlığı, soygunu ve rüşveti cesaretle anlatacağız” vaadi de dahil süreç içerisindeki tepkisel tavrı o günlerden sık sık kendisine soruldu.
Aradan yıllar geçti, AKP ile MHP Cumhur İtifakı’nı kurdu ve bütün bunlar unutuldu. Gelinen noktada Bahçeli, yapılan yorumları “yaygara koparmak” olarak değerlendirip, “Cumhur İttifakı’nın kutlu yürüyüşünü sürdüreceği”ni söyledi.
Peki, MHP resmî internet sitesinden yayınlanan görüntülerde neden böyle bir ayrıntıya yer verildi. Daha önceki görüntülerde olmadığı söylenen “saat detayı” neden şimdi yayınlandı? AKP’den bu konuda neden bir yorum yapılmadı?
Bakalım bu iş nereye varacak? Pencereden izleyip içine girmeyelim.
***
VATANDAŞ ADALETE GÜVENMİYOR
Türkiye’de adalet sistemine olan güven her geçen gün azalırken, Hükûmet AYM ve AİHM kararlarını tanımamaya devam ediyor. Asal Araştırma Şirketi de vatandaşlara “Türkiye’deki adalet sistemine güveniyor musunuz?” sorusunu yöneltmiş.
Yüzde 19,2’lik bir kesimin “Evet, güveniyorum” demesine karşılık, ankete katılanların yüzde 70,5’i “Hayır, güvenmiyorum” demesi ülkeyi yönetenlere bir mesaj veriyor.
Çıkan sonuç Türkiye’nin 173 ülke içinde hukukun üstünlüğü alanında 148, demokrasi endeksinde ise 167 ülke arasında Uganda, Gambiya, Guatemala’dan sonra 102. sırada yer aldığı gerçeğini teyit ediyor. 24 ülkenin “tam demokrasi”, 50 ülkenin “kusurlu demokrasi”, 34 ülkenin “hibrit demokrasi” ve 59 ülkenin de “baskıcı rejim” olarak sınıflandırıldığı listede Türkiye’nin de yer almış olması düşündürücü.
***
ADALET SARAYI İLE ÖVÜNMEK
Adalete güven bu kadar düşmüşken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşa ettiğimiz 286 yeni adalet sarayıyla merdiven altında adalet dağıtılan eski Türkiye manzaralarına son verdik” sözüne DEVA Partisi Sözcüsü İdris Şahin, “Sayın Erdoğan, devraldığınız Türkiye’de merdiven altında da olsa adalet dağıtıldığını ikrar etmeniz son derece kıymetli. 23 yıllık iktidarınız sonrasında vatandaş artık adaleti merdiven altından saraylara taşıdığınız adliye saraylarında aramıyor bilginiz olsun. Nerede aradığını merak ediyorsanız, lütfen twitimizin altına yazılan yorumları sayın bakanımız ve Beştepe’deki danışmanlarınız okuyup, size aktarsın. Adalet arayan vatandaşlarımız buyursun, taleplerini doğrudan sayın Erdoğan’a ulaştırsın” diyerek cevap vermiş.
Bu durum bize seçim öncesi bir milletvekili adayının, Ankara’da gerçekleştirdiği yoğun bürokrasi görüşmeleri sonucunda 422.352 m2 alana kurulacağı, 1568 kişi kapasiteli ve 300 kişinin çalışacağı yeni bir “Kapalı cezaevi müjdesi” vermesini hatırlattı.
MAK Danışmanlık Başkanı Mehmet Ali Kulat’ın Adalet Bakanlığının hükümlü ve yükümlülerinin sayısını paylaştığı çizelgeyi alıntılayarak “82. Vilayet Cezaevi… Olimpiyatlarda başarısız olsak da cezaevleri doluluk oranında hızla dünya liderliğine…” ifadesi de işin vahim boyutunu ortaya koyuyor.
Ne diyelim illâ da adalet, illâ da adalet…