"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Niçin hep kaderden yazıyorsun?

Mehmet ÇETİN
08 Şubat 2025, Cumartesi
Çünkü, her şey onun dairesinde ve kaderin haricinde hiçbir şey yok!

Gündüz güneşi o kadar baskındır ki bazen varlığını unutur, kendisini hissetmez olduğumuz gibi İlâhî ilim olan kaderin de her şeyi kuşattığını göremez olduğunda, kadere dikkat çekmek için yazılıyor.

Ekmek almak için evden çıkılıyor, dönünceye kadar, çıkmadan önce yapılan ekmek alma plânı, size ait kısmı, ama o plânın da içinde olduğu haricindeki vakıalar daha kapsamlı bir plânın varlığını gösterir. Sizin dışınızda, ama sizinle doğrudan ya da dolaylı alâkalı her şey gerçekleşen mutlak bir plânın var olduğunu gösterir.

Mutlak plân, genel hatları çizili, ama ayrıntıda değişikliğin mümkün olduğu bir plân. Bu program çerçevesinde yapılması istenilene teşvik, sakınılması gerekenlere de ikazın olduğu bir plân. Kişi, hesapta olmayan bir hayır ya da şer işler, sonraki işini etkiler. Bazen da plân sahibi tarafından ikrâm nev’inden tadilatlı yeni bir plânın da olabildiği, ama bunun dahi o değişmez büyük plânın içinde yer aldığı bir programdır, kader.

Her şeyin çekilip çevrildiği, her şeyde doğrudan ya da dolaylı merhamet, güzellik, hikmet ve nihayetinde dünya ve ahirete şâmil bir adaletin kuşattığı büyük bir ilimdir kader.

Bilgi, bilinenden sonra oluşur ve ona bağlıdır. Güneşin sürekli doğup batması güneşle ilgili bilginin oluşmasını netice verirken, o bilgi sebebiyle güneş doğmuyor, güneş doğduğu için bilgi oluyor. Bu misal, olan biten şeyleri bilginin yönetmediğini anlatmak içindir. Kaderi anlamaya yaklaşmak içindir.

Allah’ın bilmesi ise, yaratıcı olması hasebiyle zaman ve mekâna, eşya ve hâdiseye bağlı olmayıp nasıl olacak ise ilmi onunla mutabık ve alâkalıdır.

İki kıskacındaki çöpü, yuvasına taşıyan karıncanın önündeki su birikintisinde boğulmasın diye hafifçe rüzgârı estirerek o birikintinin yanına savurup, yuvasına sevkindeki bilmeyi gösterir, kader.

Kimsenin bilmediği, hatta sahibinin dahi unuttuğu gizli bir kabahati sebebiyle doğrudan alâkalı olmayan bir suçlamaya muhatap olmakla hakikî adaletin sağlandığını bildiren ve gösteren bir ilimdir, kader.

Her tarafa çevir gözünü! Gördüğün her şeyin o ilmin dâhilinde cereyan ettiği hakikatidir, kader.

Allah’ın isim ve sıfatlarının eşya ve hâdisedeki tecelli ile tezahür ettiğinin ibretli ve hikmetli bir planıdır, kader.

Bu satırların yazılması, okunması ve yorumlanmasının hepsi bilgi ile oluyor ve buna göre yapılıyor olacağını ifade etmek de kaderin dâhilindedir.

Hayat, belâ ve safalarla doludur. Belâya feryat, daha büyük belâya davettir. Safanın sürekli olacağı zannı da ayrı bir belâ olduğu gibi. Belâ ve safa verenin aynı el olduğunun tevekkülle bilinmesi daimî bir safadır. Bütünüyle hayatın bir imtihan olduğudur, kader.

Dünyaya gelinmesi, yaşanması, ölüm kapısıyla diğer âleme geçiş ve orada olacaklardır, kader.

Şimdi, yazdıklarımız, yazıyor olduğumuz ve yazacaklarımız da kaderden değil midir?

*

Taziye: Vefat eden kıymetli kardeşimiz Prof. Dr. Kenan Taştan’a Allah rahmet eylesin. Başımız sağ olsun. Ailesine, akrabalarına ve sevenlerine sabırlar diliyorum.

Okunma Sayısı: 283
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı