"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Siyasetin cinayetinden sakın, sakın…

M. Latif SALİHOĞLU
24 Mart 2025, Pazartesi
Siyaset bir yönetim sanatıdır. Her ülke ve her toplum için lâzım, hatta elzem bir sanattır.

Bu “olmazsa olmaz” derecede lâzım olan bu sanat, ne yazık ki bazen çok kötü şekilde de istimal edilebiliyor. Öyle ki, bu yönetim sanatı bazen silâh ve hatta cinayet olarak da kullanılabiliyor. Yahut, siyaset yoluyla işlenen cinayetlere bazen bilmeyerek şerik/ortak da olunabiliyor. 

Siyaset sanatıyla, vatandaşlar arasındaki kırgınlıkları gidermek, uzlaşma-kaynaşmayı temin etmek mümkün olduğu gibi, maalesef, aynı sanatla tam aksi yöndeki gelişmeleri körüklemek de mümkün olabiliyor. Yani, aynı ülkede yaşayan insanları-vatandaşları birbirine düşürme, aralarındaki farklılıkları derinleştirip yara kaşıyıcılığı yapma, bu suretle kitleleri birbirine kırdırma yönünde de bir çeşit siyaseti takip etmek mümkün. Nitekim, bazı kişi ve odaklar bu uğursuzluğu fütursuzca yapıyor. Tabiî, provokatörler de pusuda duruyor. Ortalığı bulandırmak için, siyasî gerginliğin şiddetlenmesini dört gözle bekliyorlar.

Bunun önü alınamadığı takdirde, zamanla iş çığırından çıkabiliyor. Sonunda hiç arzu edilmeyen ve de unutulmayan acılara sebebiyet verilebiliyor: Yakın tarihteki 31 Mart Vakası, Bitlis Hadisesi, Şeyh Said Hadisesi, Menemen Vakası, Taksim'deki 1 Mayıs Katliâmı, Maraş ve Çorum Olayları birer çarpıcı örnektir. Bu olayların bir kısmı, yine yönetici konumunda siyasîler tarafından kurulmuş kumpaslar olduğu da muhakkak.

*

Siyaset âleminde işlenen cinayet derecesindeki günahlara karşı, Üstad Bediüzzaman, Kur’ân şâkirdlerini dikkat çekici şu sözlerle uyarıyor: “Sakın, sakın, dünya cereyanları, hususan siyaset cereyanları ve bilhassa harice bakan cereyanlar sizi tefrikaya atmasın. Karşınızda ittihat etmiş dalâlet fırkalarına karşı perişan etmesin [El hubbu fillah, vel-buğzu fillah] düstur-u Rahmanî yerine (el-iyazü billâh) [El hubbu fissiyaseti, vel-buğzu lissiyaseti] düstur-u şeytanî hükmedip, melek gibi bir hakikat kardeşine adâvet ve elhannâs gibi bir siyaset arkadaşına muhabbet ve taraftarlıkla zulmüne rıza gösterip cinayetine manen şerik eylemesin.” 1

Demek ki, haricî ve siyasî cereyanlar, vatandaşları, hatta kardeşleri birbirine düşürüp işi cinayet raddesine kadar götürebiliyor. Dahası, tarafgirlik damarıyla insanları gere gere şeytanı melek, meleği şeytan gibi gösterebiliyor.

Tabiî, bu durum kimseye bir hayır getirmiyor. En başta, tarafgirlik marazına yakalanan kimselere zarar veriyor. Tarafgir siyaset, kalpleri fesada verdiği gibi, sinirleri gerile gerile asabileşen kimseleri ruhlarını da azap içinde bırakıyor. Aynen, şu sözlerle ifade edildiği gibi: “Evet, bu zamanda siyaset kalpleri ifsad eder ve asabî ruhları azap içinde bırakır. Selâmet-i kalb ve istirahat-i ruh isteyen adam, siyaseti bırakmalı.” 2

Yaşanan vakıalara tam mutabık olan bu ifadeler gayet açıktır: Kalbinin selâmette, ruhunun istirahatte olmasını isteyenler, siyasetten uzak durmalı. Başka türlüsü olmaz. Yani hem siyasetle haşir-neşir olup, hem de huzurlu-selametli bir hayat yaşamak, hele bu zamanda mümkün görünmüyor.

*

Her meslekte olduğu gibi, şüphesiz “ilm-i siyaset”in de kendine göre bazı usûl ve esasları vardır. Bunlara riayet edilmesi halinde, husûle gelmesi muhtemel olan riskler azalır. Zarar-ziyan küçük ölçekte olur.

Diğer mesleklere göre siyaset bu zamanda daha risklidir. Ziyasediyle aldatıcıdır. Yalana çok revaç verdiriyor. Onun için, aldanmamak ve azap içinde kalmamak için, son derece dikkatli konuşmak ve ihtiyatlı gitmek icap ediyor. Aksi hâlde, farklı kulvarda siyaset yapan veya ayrı koridorlarda yürüyen insanlarımız arasında onulmaz yaraların açılmasına sebebiyet verebilirler.

Şu günlerde siyasî atmosferi gerdikçe geren parti yöneticileri ve bilhassa lider kadrosunun kulakları çınlasın.

Dipnotlar: 

1- Kastamonu Lâhikası, s. 87.

2- Age, s. 88.

Okunma Sayısı: 1578
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Abdullah

    24.3.2025 23:33:31

    Risale-i Nur'un siyasi ve içtima-i haki katları müvacehesinde yazılmış,siyase tin tehlikelerine karşı bir ikaz ve uyarı vazifesini yapan ehemmiyetli bir yazı. Kaynak Risale-i Nur olunca, elbette çok dikkat edilmesi gerekiyor.Risale-i Nur'un bu konudaki ihtarlarına uyulma sı,siyasi farafgirliklerden şiddetle kaçınılması lazım ve elzem oluyor.Yok sa siyasetin derin çukurlarına düşmek, pis çamuruyla bulaşmak ihtimali yüksektir. Yazı çok önemli.Zamanında yazılmış.Uyarıcı bir yazı.Yszarımızı tebrik ediyorum.

  • Raşit örenel

    24.3.2025 23:23:48

    "Bu olayların bir kısmı, yine yönetici konumunda siyasîler tarafından kurulmuş kumpaslar olduğu da muhakkak." Bazı siyasiler tarafından kurulan bu kumpasların kurbanı olan insanlara, bu kumpası kuran siyasilerin tahrik, dayatma ya da korkusuyla hücum ederek siyaset canavarına düşkünlük göstermek yerine; bu kumpasları tesbit ve doğru duruşu tayin edip, haksızın karşısında haklının ise yanında durmak Yeni Asya'nın daima mümeyyiz vasfı olmuştur. Milletin gündemlerini hususi gündemlerine kurban edip bunu da "siyaset yapmıyoruz" perdesi ardına sığınarak yapmanın tehlikesi de ayrıca düşülmesi gereken bir şerh.

  • Osman Yıldirim

    24.3.2025 18:02:32

    Tek değeri siyaset olan ve siyasetini devam ettirmek için her yolu mübah gören siyasetçilere muhabbet nazarıyla bakabilirsiniz. Tabii ki üsdattan ders alanlara bunu yapamazlar. Siyasetçilerde sonuçta insandir,ancak kendi siyasetini devam ettirmek için tüm insani değerleri berheva eden kişi hasta bir siyasetçinin. Yani ben siyasette kalayım da hak , hukuk, adalet,insanlık , merhamet vicdan ne olursa olsun diyen siyasetçi topluma ve ülkeye fayda yerine zarar verir toplumun ahengini bozar dolayısıyla o toplum huzuru ve mutluluğu bulamaz.

  • erhan

    24.3.2025 12:47:03

    zulüm kimden gelir, kime yapılırsa karşı durmak müminin görevidir. doğru doğrudur doğruyu kim savunursa doğrunun yanında bulunmalıyız. sevmediğimiz bir grubun doğruları savunması, bizim doğruların karşısında olmamızı gerektirmez. Hak Hukuk, Adalet bunu gerektirir. öbür taraftan biz bu tiyatroları başka zamanlarda seyretmiştik.

  • Yavuz

    24.3.2025 10:48:50

    Benim anladığım, siyasal islamcılara düşmanlığınız yüzünden kemalistlere dost olmayın.

  • Hasan Doğan

    24.3.2025 05:55:25

    Bu yazı sanki bize suya sabuna dokunmayın ve yerinizde ötürü demek istiyor.Ancak üstad bu sözü kanaatimce sakın tarafgir ve siyasetçinin damarı sizi tarikata atmasın diyor.Yoksa bizim tüm hadiselerde olduğu gibi bugünkü hadiseye de İstibdat-hürriyet ve meşrutiyet ile Zulüm ve Adalet zulüm acısından baktığımız hiçbir hadiseden inşaallah yanlış bir şekilde bulunmayız......

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı