"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Aynı anda hem sel, hem yangın

M. Latif SALİHOĞLU
22 Temmuz 2024, Pazartesi
Ülke ve millet olarak “umumî musîbetler” ile karşı karşıyayız.

Asrın felâketi olan “Maraş-Hatay Zelzelesi”nin âcil yaraları bile henüz sarılmadan, şu yaz mevsiminin ortasında ayrıca sel ve yangın âfeti ile mücadele ediyoruz.

*

Mâlum, bazı bölgelerde sıcaklık, dolayısıyla kuraklık had safhaya çıkmış durumda. Kasdî, yahut irade dışı kurak araziye düşen-atılan küçük bir kıvılcım, binlerce hektar ormanın yanıp kül olmasına, köy evlerinin alevlere teslim olmasına, ehlî-yabanî binlerce hayvanın can vermesine ve nice insanımızın yaralanmasına, hatta vefat etmesine sebebiyet veriyor.

Ateş düştüğü yeri yakıyor. Dolayısıyla, bu yangınlara hangi açıdan bakarsak bakalım, hâsıl olan acılar-kayıplar, ortaya çıkan fatura-bilânço ürpertici boyutta.

*

Genel manadaki artan sıcaklık ve kuraklığa rağmen, yer yer yaşanan şiddetli fırtına ve yağmur sebebiyle de hiç umulmadık şekilde yürek yakan can ve mal kayıpları yaşanıyor. 

Köylerde, kırsal alanlarda yol ve köprüleri yıkan sel felâketinin yanı sıra, şehirlerde de gerek sel baskınları, gerek cadde ve sokakları dereye dönüştüren seller ve gerekse su birikintilerinde vuku bulan kaçak elektrik akımında can verme gibi üzücü hadiseler, bizi derinden derine düşündürüyor: Demek, millet olarak büyük ve umumî sûrette ciddi bazı ihmâl, hata ve günahlarımız var ki, böylesine umumî belâ ve musibetlere maruz kalıyoruz.

Konunun tam burasında, işin adeta “bam teline basmak” kabilinden şöyle veciz bir ifade geliyor hatırımıza: “”Musibet-i âmme, ekseriyetin hatasından terettüp eder. Musibet, cinayetin neticesi, mükâfâtın mukaddimesidir.”” (Bediüzzaman; Sünûhât)

Mükâfatın ne olduğunu, yahut ne olacağını henüz bilmiyoruz. Ama, işlenen umumi hatanın-günahın-cinayetin ne olduğunu az-çok biliyoruz. Üstelik, umumi manada henüz bir tövbe, nedâmet, pişmanlık durumu hasıl olmadığından dolayı, başımıza söz konusu musibet tokatları inmeye devam ediyor.

*

Allah biliyor ya, biz yıllardan beridir bu meyanda bazı uyarılarda bulunuyoruz. Yazıp söylediklerimiz, ayrıca arşivlerde mevcuttur: Yapılan azim hata ve günahları, işlenen dehşetli cinayet ve haksızlıkları gördük ve bütün bunları sırf “Hakkın hatırını âlî tutmak” adına dile getirmeye çalıştık.

Ne yazık ki, bunları asıl dinlemesi gerekenlere dinletemedik, yahut onlara hiç kulak asmadılar. Her ne ise…

Ne var ki, günden güne artan zarar-ziyan hanesi artık kronikleşti, hatta yer yer bir nevi kangrene dönüştü. Neticede, bunlardan bütün millet, hatta bütün ümmet bir şekilde etkilenmeye ve muzdarip olmaya başladı.

Maksadımız, katiyyen kişileri yıpratmak, yahut itibarlı zâtların hatırını kırmak falan değildir. Ne dün, ne de bugün. Aynen ifade ettiğimiz gibi, daima hakkın hatırı için umumun da hakkını-hukukunu muhafazaya çalıştık. Zira, umumun hukuku, bir cihetiyle “hukukullah” hesabına geçiyor.

*

Asrın tabibi, Kurân’ın dellâlı, Resûl’ün (asm) vekili olduğuna inandığımız Âhirzamanın Bediüzzamanı, ısrarla ve defaatle “Din siyasete âlet edilmez; siz de âlet etmeyin” ikazında bulunduğu halde, maalesef dinin mukaddes değerleri dünyaya, siyasete, hatta ticarete fütûrsuzca âlet edildi ve ediliyor.

Üstad Bediüzzaman’ın bu ikazını haklı bulan ve buna inananların da mühim bir kısmı, tatbikatta bunun tam tersi bir siyasî kulvara girdi. Cenâb-ı Hak, nedâmet edilmesi ve o azim hataların düzeltilmesi için imhâl ile mühlet verdi; ancak, ihmâl etmedi ve hak ettiğimiz tokatları indirmeye başladı.

Kanaatimizce, pür iştahla dini siyasete, ticarete, hatta şöhrete ve şahsiyete âlet eden bir fâsit anlayışa umumî destek verildiği için umumî belâlar geliyor. Bundan üzüntü duyduğumuz gibi, devamından da endişeliyiz.

Tesellimiz ise şudur: “Musîbet, cinayetin neticesi, mükâfâtın mukaddimesidir.” O mukaddimeyi de görürüz inşallah.

Okunma Sayısı: 1677
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mehmet

    22.7.2024 22:41:37

    Yazarlarımız hepsi Risale-i Nurun hamuruyla yoğrulmuş, yazıların çoğunu Risale-i Nurun süzgecinden geçirerek yazmaya gayret ederler, herkeste hata yapabilir, hatalar kurulda düzeltilir, kurulunda gözünden kaçtığı zaman okurlar uygun bir dille incitmeden ve üstünlük taslamadan düzeltilmesini talep eden, ancak bazı yorumcuları yazarlardan çok üstünmüş gibi akıl verir gibi yorum yapmaktadırlar, bu durum hem yazarları hem de okulları incitebilir. Olumlu ve mükemmel yorum yapanları tenzih ederim. Allah'a emanet olunuz.

  • Burhan Kula

    22.7.2024 21:53:35

    Bu kadar KHK lının ahı var, Allah Büyük

  • Salih baş

    22.7.2024 21:28:18

    Semanur hanım sağ kesim sütten çıkmış ak kaşık mı

  • HÇeşitcioğlu

    22.7.2024 14:20:58

    Ben de şimdi onlara, hukuk-u âmmenin hukukullah hükmüne geçtiğini bilenlere, umumen selâm ve dua ediyorum."Emirdağ Lahikası 2 Kaynak: 2. Müceddit 6. Raşit Halife / 3. Abbasi Hükümdarı Halife Billah - Hüseyin ÇEŞİTCİOĞLU

  • HÇeşitcioğlu

    22.7.2024 11:46:47

    Asrın tabibi, Kurân’ın dellâlı, Resûl’ün (asm) vekili olduğuna inandığımız Âhirzamanın Bediüzzamanı, " elulemai veresetil ( varis mirasçı) enbiya" Hz.Muhammed Mustafa sav.

  • Salih baş

    22.7.2024 11:36:06

    Allah mümini önce lütfuyla uyarır uyanmazsa kahrıyla uyarır gene uyanmazsa tarihten silinir

  • Erhan

    22.7.2024 07:48:09

    Zulüm sistematik hal alınca, musibetlerde sistematik olarak geliyor. Depremler, seller, yangınlar, fırtınalar, trafik kazaları, maden ocağı göcükleri, toplu ölümler, insanların birbirini boğazlaması, intiharlar. Uyuşturcu, fuhuş, boşanmalar ailelerin dağılması, Allah bunlara sebep olanları kahretsin, masum ve mazlumları ise affetsin.

  • Abdullah Tunç

    22.7.2024 05:20:54

    Kronik bir yarayı nazarlara veren fevkelâde önemli bir yazı.Uzun seneler devam eden umumi hata lar ve onu takip eden umu mi belaler...işin en garip tarafı topyekün millet ola ral bu belalerden ibret alı nıp ders çıkarılmaması, bir mühasebe yapılmama sıdır.Aynı hatalara devam edilmedidir.Bu durum cid den insanı endişelendiri yor! Halbuki ciddi manada tevbe istiğfar edilse, umu mi hatalardan vazgeçilse, dergah-ı İlahide hazin ha zin ağlansa,kavviyyen ihti maldir ki bu musibet ve belalerin önü kesilecek,gü zel,huzur,emniyet ve saa detli günler gelecektir.. Temennimiz beşerin aklı nı başına alması,günah ve hatalara son vermesi ve böylece rahmeti İlahiye'yi celp etmesidir. Yazarımızı bu ve benzeri iksz ve ihtar yazılarından dolayı tebrik ediyoruz.

  • Semanur Tunoğlu

    22.7.2024 00:46:20

    Latif abi bütün suçu siyasi iktidara destek veren dini konuda hassas vatandaşlara yüklüyorsunuz. Şöyle de bir durum var. Sol partilerin oyların ekserisini aldığı batı illerinde nasıl bir ortam olduğunu biliyoruz. Allahın yasak ettiği her şey serbest bir şekilde yaşanıyor. Din toplumda neredeyse görünmez hale gelmiş. Ezan sesi duyulmasa bu yerlerin islam diyarı olduğunu anlamayacağız. Soru şu: Ya durum sizin dediğiniz gibi değil de Allahın yasaklarına kapılarını sonuna kadar açan sol kesim yüzünden bela ve musibetler başımıza yağıyorsa? Böyle de düşünmek lazım.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı