"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Şiddetin uzun yüzyılı ve Canavarlar Zamanı -4

Samet DEMİR
06 Eylül 2024, Cuma
TOTALİTER REJİMLER VE DEMOKRASİ

Demokrasilerin totaliter veya otoriter rejimler karşısında diz çökmesinin bir sebebi de; “demokrasinin sadece birlik ve beraberlik içinde aynı şeylerini savunmak” olduğu şeklindeki anlayıştır. Bu anlayış özellikle Türkiye’de çok yaygındır. Hâlbuki demokrasiler, Hannah Arent’in dediği gibi, “sadece uzlaşma değil aynı zamanda farklılıkların da meşrulaştırıldığı” rejimlerdir. Türkiye’de hemen hemen bütün partiler özellikle dış politika söz konusu olduğunda, “dış politikada ayrılık olmaz” demektedirler. 

Demokrasi, sorunların düşmanlaştırıldığı değil; meşrulaştırıldığı rejimin adıdır. 

20. Yüzyıl’dan devir alınan mirasın bu kötü yönü günümüzde devam etmektedir. İçinden geçtiğimiz süreç, dünyada hemen her yerde ırkçı, beyaz üstünlükçü, totaliter ve otoriter rejimlerin yükselişe geçtiği, gerek yöresel ve gerekse bölgesel savaşların yaşandığı bir süreçtir.

Bugün tabiatın sadece bir tüketim malzemesi olarak görülüp sömürülmesi sonucu meydana gelen çevre ve iklim krizleri, gelir adaletsizlikleri neticesinde en insanî ve temel ihtiyaçlarını karşılamaktan mahrum bırakılmış büyük yığınlar ve bunların ürettiği sayısız ahlâkî ve sosyal sorunların yaşandığı bir dünya ile karşı karşıyayız.

Demokrasilerin anti demokrasiler önünde diz çökmemesi için eşitlik fikrinin çok önemsenmesi gerekir. Liberal düşüncenin önemli isimlerinden Fransız düşünür Alexis de Tocqueville 1840’lı yıllarda Amerika demokrasisi üzerine yazarken, demokrasilerin iki tutkusu olduğunu, bunlardan birinin özgürlük diğerinin eşitlik olduğunu söylemişti.

EŞİTLİKTE GELİNEN NOKTA

Bir demokrasi rejimi şayet eşitliği sağlayamazsa, zamanla özgürlüklerinden de olabilir, diye ikaz etmişti. Eşitlikte artık gelinen noktada, hiçbir inancın, hiçbir ırkın, hiçbir cinsiyetin, hiçbir mezhebin, hiçbir dinin hukuk önünde diğerinden üstünlük iddiası taşımaması anlamına gelmektedir.

Bu şekilde bir anlayış, kendisini öncelikle anayasa ve yasalarda güvence altına almalı ve böyle bir kültürel ve siyasal anlayışın yeşereceği bir zemin hazırlamalıdır. Aksi takdirde demokratik rejimler de kendi kendilerini yok edebilirler.

İnsan hak ve hürriyetlerine ciddî tehditler oluşturan rejim ve düşüncelere karşı, işi sadece siyasîlere bırakılmaması, hak ve hürriyet savunucularının direniş alanlarını oluşturmaları ve oluşturulmuş bu direniş sahalarının güçlendirilmesi kaçınılmazdır.

“Mamehûran hırsızları”nı sofi yapmaya mecbur etmek için, hürriyeti düşmanları olan kurtlardan korumak için bir çobana bedel her birimizin şahsî olarak hürriyetimize sahip çıkıp çobanlık etmemiz insanî bir vazifemizdir.

Evet “Bir millet cehâletle hukukunu bilmezse, ehl-i hamiyeti dahi müstebid eder.”

UMUTSUZLUĞA KAPILMADAN...

“Canavar zamanlar”dan çıkmak ve umutsuzluğa kapılmamak için şimdi aklı, hakikati, insanlığı yeniden keşfetme zamanı.

Bâtıl ve kör inançlar, mitler yerine akla sığınmamız şart. Eleştirel aklı devamlı olarak canlı tutmak lâzım. Fakat Bediüzzaman’ın Muhakemat Risalesi’nde dediği gibi; “O akıl, akıl olsa gerektir.”

Yazımızı Bediüzzaman’ın Hutbe-i Şamiye’deki şu temennisiyle bitirelim.

“Evet; bakınız zaman hatt-ı müstakim üzerine hareket etmiyor ki, mebde’ ve müntehası birbirinden uzaklaşsın. Belki küre-i arzın hareketi gibi bir daire içinde dönüyor.

Bazan terakkî içinde yaz ve bahar mevsimi gösterir. Bazan tedennî içinde kış ve fırtına mevsimini gösterir.

Her kıştan sonra bir bahar, her geceden sonra bir sabah olduğu gibi, nev-i beşerin dahi bir sabahı, bir baharı olacak inşaallah.

Hakikat-i İslâmiyenin güneşiyle, sulh-u umumî dairesinde hakikî medeniyeti görmeyi, rahmet-i İlâhiyeden bekleyebilirsiniz.”

-Son-

Okunma Sayısı: 752
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı