"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Neden siyasi meseleleri de istişare etmeliyiz?

Ali FERŞADOĞLU
16 Eylül 2024, Pazartesi
Müslümanlar olarak bilhassa siyaset cephesinde savruluyoruz.

Çünkü, ifsat komitelerinin bombardımanı, bilgi kirliliği anaforu, şaşırtmacalı soruların bombar-dımanına maruz dehşetli zaman diliminde yaşıyoruz. Ferdi bilgi, ilmimiz cevap vermeye, gücümüz direnmeye kâfi değil. İçtimâî/siyasî meselelerde de istişare etmeye mecbur ve mükellefiz. Şûraya önem vermeliyiz:

Zira, meşveret “Veşavirhum fil-emri/Ve işlerde onlarla istişare et. Ve emruhum şura beynehum-/Onların aralarındaki işleri istişare iledir.”1 âyet-i kerîmelerinin de gereği hem farz, hem sünnettir. Peygamberimizin (asm) hakkında vahiy olmayan her meselede istişare ve onlarca hadisiyle de meşvereti tavsiye etmiştir.

Peygamber varisi Bediüzzaman da Asr-ı Saadet meşveret modelini günümüze taşıyarak; “Bundan sonra her meselemizde emir, Risale-i Nur’un şahs-ı manevîsini temsil eden has şakirtlerin ve                 sizlerindir. Benim de şimdi bir reyim var.”2 Siz “meşveret ediniz. Kararınızı kabul ederim.”3 demiştir. Bir diğer önemli ve muhteşem tesibiti şudur:

“Zaman şahsiyet ve enaniyet (benlik, egonun) zamanı değil, cemaatin şahs-ı mânevi zamanıdır.”2 Cemaat ve meşveret; yalnızca dini hizmetlerde veya ibadetlerde değil; ilim, sanat, ticaret ve her türlü iş, faaliyet ile meslekte geçerlidir. Eskiden buluş, keşif, ve ticareti de şahıslar yapardı. Şimdi AR-GE’ler, NASA ve CERN cemaatleri yapıyor!

Cemaat ve ferdin psiko-sosyal yapı ve durum-larını da şöyle ortaya koyar: Şahıs ne kadar dâhi ve hattâ yüz dâhi derecesinde olsa… mağlûptur.”3 “Fert dâhi de olsa, cemaatin şahs-ı mânevisini karşı sivrisinek kadar kalır.”4 “Cemaatte olan kuvvet, fertte yoktur.”6

Bu zamanda siyasetin alt disiplinleri de dallanıp budaklanmıştır. İdare, yönetim fevkalâde zorlaş-mıştır. Üniversitelerde ve think-tenk kuruluşlarında siyaset bilimi ile uğraşan onlarca fakülte ve binlerce merkez vardır. Bir fert bunlara vakıf olamaz. Ayrıca ferdler, özellikle bu zamandaki müfsit komitelerin dizayn ettiği “yalancı, gaddar, canavar siyaset” karşısında aldanma ve savrulmalardan yalnız başına tesbit ile çare üretemezler. Kur’an’ın İçtimâî/siyasî ölçü ve stratejilerini bilemezler. O   zaman şu hakikate göre hareket etmek zorundadırlar:

“Risale-i Nur şakirtlerinin bir şahs-ı mânevîsi var; şüphesiz o şahs-ı mânevî bu zamanın bir       âlimidir.”7 Şahs-ı maneviyle bilgi eksikliği meşveret eden fikir dağınıklığı, kafa karışıklığı ve savrulmalardan kurtulur!

Dipnotlar:

1-Al-i İmran Suresi, 159., Şura Suresi, 38.; 2-Emirdağ Lâhikası-I, Enst./inter., s. 219.; 3-Şuâlar, s. 289.; 4-Emirdağ Lahikası, s. 445.; 5-Mektubat, s. 425.; 6-İşaratü’l-İ’caz, s. 162.; 7-Lem’alar, s. 171.

Okunma Sayısı: 1156
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Abdullah tunç

    16.9.2024 19:24:30

    Nur dairesi içinde bulunan nur talebeleri ne kadar temayüz etseler etsinler bizler fiil ve sözlerinin uyumlu olup, olmadığına Risale-i Nur'un prensip ve kaidelerine bağlı olup ol madığına bakarız,uyum bağlılık varsa sever,kayna şırız.İttihad ederiz.Yoksa ehemmiyet vermeyiz. Şahsa bağlılık ve tabi ol ma zamanı,Melana Halid'i Bağdadi hazretlerinin vefa tiyle sona ermiştir.Tarikat ta bitmiştir.Hakikat zama nı ve mehdiyet zamamı gelmiştir.Hizmetler şahsı naneviye dönüşmüştür. Zaman şahsi manevi za manıdır.Şahs-ı maneviden çıkan bir manevi şahıs za mana hükmedecektir.Hak lı, meşru şuralar bu şahsı manevinin teşekkül zemin leridir.Bunların kararı cemaate hükmeder.Tabii ki Risale-i Nur'un şahs-ı maninin prensip ve kaideleriyle kararlar verile cektir.

  • Ömer

    16.9.2024 18:30:55

    Bediüzzaman’ın büyük bir vazife olarak ortaya çıkan en önemlilerden biri hakaik-i imâniye olduğu gibi bir diğer önemli olan hakaik-i içtimaiye ve siyasiye dairelerinde alem-i İslam ve insaniyeti tenvir ve irşat etmektir.Ahirzamandaki müceddidi olan Büyük Mehdi’nin hem siyaset,diyanet,saltanat hem cihad hem de daha pek çok dairelerde vazife leri vardır. Bunları anlamadıkça ve tam teslimiyetle kabul edilmedikçe böyle sorular ve sıkıntılar ortaya çıkmaktadır. Kaleminize sağlık 👏👏👏🌅

  • Yahya Yıldız

    16.9.2024 12:00:41

    Üstadın vefatından sonra Zübeyir Abinin ısrar, tahkik ve takibinin neticesiyle Hüsrev abi hariç, diğer safı evvel abilerle, teşekkül eden şahsı manevinin gücü ve istikameti ile içtimai ve siyasi duruşlarda pek ciddi bir sarsılma olmamıştı…Onun vefatı ve şahsı manevinin sarsılmasıyla cemaat içine giren “abicilik”anlayışı malesef 12 Eylül1980 hain ve münafık ihtilalinin akabinde ve devamında malesef şiddetli bir şekilde nifak, şikak ve tarafgirlikle bu sıkıntılar 15 Temmuz hain hareketiyle alabildiğince yara açtı…Bunların Temel’inde ölçülerin dikkate alınmaması, şahıslara bağlanmak ve meşveretin terki vardır. Çözümünü yine Üstadımızın ortaya koyduğu ortaya koyduğu ölçülerle fabrika ayarlarına dönmekle mümkün olup mamur hale gelecek ve inşallah daha ötesi İttihadı İslama kolay bir kapı açacaktır…

  • Necati

    16.9.2024 07:04:00

    Bu zamanda yaşayarak gôrdük ki, şahıs peşinde giden, hoca, şeyh, abi gibi tek şahıslara bağlananlar hiç bir zaman özellikle içtimai ve siyasi sahada istikametini muhafaza edememişlerdir. Ve maalesef müslümanların İttihat, uhuvvet ve tesanüdü bu yüzden çok zarar görmüştür.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı