"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Türkiye’nin brikebrakcıları ve BRICS

Ahmet BATTAL
16 Eylül 2024, Pazartesi
''Grev hakkı ve siyaset'' başlıklı dünkü yazımızı şu cümlelerle bitirmiştik:

“Biz AB’ye girme sürecini devam ettirebilseydik, kendisinden kaçılan ülke değil, kendisine kaçılan ülkeye dönüşecektik ve kendi coğrafyamıza bu şekilde de örnek olabilecektik. Yine oluruz inşallah. Ama bu iktidarla değil.”

Şu soruyla açalım: Türkiye’nin Avrupa Birliğine girmesi ve daha doğrusu girmek için gayret etmesi meselesi neden mühim?

Birincisi: 

AB üyesi ülkelerin ortalama kişi başı milli geliri 50 bin dolar civarında. (Almanya gibi lokomotif ülkelerde bu oran diğerlerine göre daha yüksek.) 

Ama Türkiye’nin AB’ye giriş sebebi sadece bu değil ve olmamalı. 

Esasen AB’nin bir tür “zenginler kulübü” gibi olmasının sebebi ekonomisi değil. O bir sonuç.

İkincisi: 

Zenginliğin asıl sebebi ve dolayısıyla bizim AB’ye giriş arzumuzun asıl gerekçesi temel hak ve hürriyetler.

İşçi hakları ve bilhassa sendikalaşma ve toplu sözleşme-grev hakkı açısından da AB neredeyse dünyanın cenneti durumunda. Bu sebeple tüm dünyada “kendisine kaçılan ülkeler” oralarda.

AB ve üye devletler, vatandaşlarının sadece iktisadi haklarını korumakla yetinmiyor. Kişisel haklarını, sosyal haklarını ve siyasi haklarını da koruyor.

O ülkelerde rejimler yerleşmiş, demokrasiyi hazmetmiş. Yönetimler hesap veriyor ve kansız kinsiz el değiştirebiliyor. Cumhuriyetler gerçek demokratik cumhuriyet. Krallıklar sembolik yani demokratik krallık durumunda.

Üçüncüsü: 

AB üyelik sürecinin yeniden canlanmasının bizim için asıl sebebi ise dünyanın ve insanlığın sonunu getirecek dehşetli bir üçüncü dünya savaşı projesinin alt yapısı durumunda olan “medeniyetler çatışması” riskine karşı “medeniyetler ittifakı”nı güçlendirecek olması.

Avrupa Birliği’nin İslam konusunda iddialı ülkesi İspanya ve o zamanlar AB’nin ciddi aday ülkesi olan Türkiye’nin öncülüğünde 2005 yılında kurulmuş olan ve daha sonra Birleşmiş Milletlerin bir alt örgütü haline gelen Medeniyetler İttifakı Girişimini unutmamalıyız. 

Mİ’nin Avrupa’daki banisi ve hamisi, İspanya’nın eski Başbakanı Zapatero. 

Bu girişimin buradaki banisi ise bu coğrafyanın merkez ülkesi Türkiye’de yirmi dört yıldır iktidarda olan AKP’nin lideri Erdoğan.

Ama aynı Erdoğan şimdilerde maalesef bu girişimin muharribi (tahrip edicisi). 

17-25 Aralık 2013 ve bilhassa 15 Temmuz 2016 sonrasında, Ulusalcılar, “dinler arası diyalog bir terör örgütü projesidir” diyerek milleti de muhafazakâr entelektüelleri de korkutup kandırdı ve AB’yi, Avrupa’yı (ABD’yi) ve hatta topyekün Batıyı bir düşman kamp olarak göstermeyi başararak maksatlarına ulaştı.

Eskiden beri “Batı Kulübü” teraneleriyle Batıya topyekün düşmanmış gibi yapan toptancı Siyasal İslamcılar da bu dolmuşa kolaylıkla bindi. 

Samimi muhafazakâr demokratlar ise Leyla ile Mecnun’un dostuna kıyıdan el sallayan İsmail Abi’si gibi AB’ye iştahla bakıp kalakaldı.

Hep yazıyoruz: 

Düşmanı sık değişenin dostluğuna güven olmaz. 

Bugün ekleyelim: 

Düşmanını sık değiştirenin aklına itimat edilmez.  

Bunları neden yazdık?

Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika Cumhuriyetinin kurduğu BRICS bazı yeni üyelerle genişlemeye ve gelişmeye çalışıyormuş. Allah sahibine bağışlasın. Gözümüz yok. 

Zira bu ülkelerin devletlerinin hem “insan hakları ve hürriyetleri” diye fazlaca bir dertleri yok ve hem de milli gelirleri ortalama beş bin dolar civarında!

Ama Türkiye’yi keyfî ve kötü yönetenler, bu halleriyle AB kapısından kovuldukları için, son zamanlarda, AB’ye bırakınız alternatif olmayı, bunun hayalini dahi kuramayacak ne kadar örgüt varsa hepsinin sırayla kapısını çalıyor. Şangay Beşlisinden “hey onbeşli onbeşli”sine kadar!

Bu BRICS bize nedense tuğlayı ve ıvır zıvırı hatırlatıyor. (Fransızlar ıvır zıvıra “a bric et a brac” diyorlar!) 

Okunma Sayısı: 1314
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ömer

    16.9.2024 19:11:38

    “İstibdat (şahsa ve zümreye dayalı baskıcı, zorba, despot yönetim), zulüm ve tahakkümdür. Meşrutiyet (demokrasi, parlamenter sistem), adalet ve Şeriattır.”-Divan-ı Harb-i Örfî, Enst./intr., s. 23. Tebrikler ediyoruz👏👏👏🌅

  • Salih baş

    16.9.2024 14:12:16

    Sayın S.Topuz meseleyi 12 den vurmuşsunuz Rusya AB ye entegre olmak istemiyormu sanılıyor ama ABD İngiltere ve İsrail için bir düşman gerekiyor ve dahi silah üreticileri için ABD bilerek Rusya yı AB dışına itti. Bizim içimizdeki sol uda ABD kurdu kolluyor ama bizim sol bilmiyor ABD ye düşman olduğunu zannediyor Türk'e ve İslam'a karşı kullanıldığını bilmiyor dedelerine karşı ilginç olanı çoğuda üniversite mezunu

  • Oğuz Yiğiter

    16.9.2024 05:39:00

    Ne günlere kaldık. Döne döne en son ıvır zıvır örgütüne üye olmaya mı uğraşıyor ülkem. 2004'de gündüz ortasında Ankara Kızılayın ortasında havaî fişek gösterisi ile AB'ye üyelik müzakeresi kabulünün kutlaması yapan Türkiye'den 2024'te BRICS üyeliği konuşan Türkiye. Yaşı müsait olanlar hatırlar; bir zamanlar şaşkın şarkısını Libyalarda Rusyalarda gezme şaşkın şeklinde uyarlamıştı Âşık Hizanî. Şimdi şarkının yeniden piyasa sürümünün tam zamanı. Veya "nerdeeen nereye" diyelim ibretle pencerelerden seyredelim...

  • S.topuz

    16.9.2024 04:15:25

    "Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika Cumhuriyetinin kurduğu BRICS bazı yeni üyelerle genişlemeye ve gelişmeye çalışıyormuş. Allah sahibine bağışlasın. Gözümüz yok. " Her şey çok güzelde, bu "Mİ" dediğimiz MEDENİYETLER ittifakı, RUSYANIN da içinde olduğu, daha güçlü ve sağlam bir ittifak olmak eğiliminde iken, kim veya kimler RUSYA'yı küstürdü ve inadına UKRAYNA SAVAŞI'nı tahrik ettiğini de göz ardı etmeden meseleye yaklaşmakta çok fayda var! RUSYA AB ile, veya "Medeniyetler İttifakı'yla" beraber ve DOST olursa ancak o zaman DÜNYAMIZA huzur ve BARIŞ gelir. BRİCHS Devletleri de bu sayede yavaş yavaş DEMOKRATİKLEŞMEYE başlarlar büyük ihtimalle! Aksi halde 3.Dünya savaşı, er yada geç, kaçınılmaz olur. Tabiî ki BARIŞ ve HUZUR istemeyen çevreler ve ağır silâh tüccarları olan güçlü ve hâkim Devletler bunu kesinlikle arzu etmezler ve engel olmak için ellerinden ne gelirse yapacaklardır. 🙌🌹🤲🌹❤☝️🌙😥😭😭😡😤🕊🕊🕊🌍🇪🇺🇹🇷🇵🇸🇵🇸🇵🇸🇵🇸🇵🇸

  • Burhan Kula

    16.9.2024 02:22:35

    Geçmişte defalarca AİHM ne başvuranlar bugün AİHM nin kararlarını tanımıyor, uygulamıyorlar, bunların dış siyasetinden ne olur iç siyasetinden ne olur?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı