"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Cemaatlerin de çıkış yolu Risale-i Nur’da

Kâzım GÜLEÇYÜZ
07 Eylül 2024, Cumartesi
12 Eylül ve sivil devamı ANAP’la başlayıp 28 Şubat ve ürünü AKP ile çok daha ileri boyutlara taşınan tuzağın hedefi cemaatler ve hizmetleri.

Bilhassa ticaret ve siyaset üzerinden kurulan derin tuzaklarla cemaatler öncelikle varlık sebepleri olan aslî hizmetlerinden uzaklaştırılıp dünyevî organizasyonlara dönüştürülüyor ve ardından insafsızca yürütülen operasyonlarla ifna ediliyorlar.

Merhum Şerif Mardin’in yeri geldikçe hatırlattığımız “AKP iktidarı Kemalizmin başarısıdır” tesbiti bu bağlamda çok manidar.

Çünkü cemaatler bu iktidarla birlikte, daha önce benzeri görülmemiş çap ve boyutlarda siyasallaşarak dünyevîleştiler.

28 Şubat öncesinde kendilerini RP iktidarına endeksleme hatasına düşmüş ve sonrasında hem kendileri çok ağır bedeller ödemişlerdi, hem de bütün dindar kesimler büyük sıkıntılara sürüklenmişti.

Yaşadığımız süreçte aynı hata çok daha geniş çapta tekrarlanıyor ve yakın zamana kadar önü açılmış gibi yapılıp, sonra bir anda birinci hedef olarak gösterilip her koldan üzerine gidilen “cemaat”in ardından diğer cemaatleri de tasfiye, kontrol altına alma ve etkisizleştirip dağıtma planları uygulamaya konuluyor.

Ve maalesef bu planlar, cemaatlerde ve toplumun onlara bakışında çok olumsuz sonuçlar doğurdu.

Cemaatleri bu son derece sıkıntılı durumdan çıkarıp kurtaracak ölçü ve prensipler ise Risale-i Nur’da: 

Sadece Allah rızasını kazanmak ve insanların ebedî hayatlarını kurtarmak için çalışmak (ihlâs); hizmetlerine siyaset ve ticaret gibi dünyevî gölgeler düşürmemek; devletten ve başka kaynaklardan birşey istememek, almamak ve bu yolla bağımlı hale gelmekten kaçınmak (istiğna); demokrasi ve hürriyetlere sahip çıkmak; meşveret ve ortak aklı esas almak; adalet ve hukuk esasları çerçevesinde müsbet hareket prensibiyle çalışmak, İslam kardeşliğini hassasiyetle gözetmek gibi.

Çoğu zaman İlahî bir yönlendirme,  tavzif ve istihdamla vücuda gelip gönüllülük esası üzerine bina edilen cemaatlerin oluşturduğu şahs-ı manevîler tüzel kişilik olarak tarif ve tavsif edilemez. Cemaatler ve hizmetleri devletin veya birtakım güç odaklarının kontrolüne alınamaz; pozitif hukukun maddî ve dünyevî kalıplarına sokulamaz ve hapsedilemez.

Çıkış yolu, bu prensiplerde.

Okunma Sayısı: 2064
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Necmi TORUN

    10.9.2024 12:55:47

    Risale-i Nur her topluluğa cemaat demiyor.Yolları ve meslekleri aynı olan insan topluluklarının cemaat olabilmesi için şahıs hakimiyetinden kurtulmuş olması gerekir. Cemaatte hâkim şahıs değildir.Cemaatin ruhu hükmünde olan şahs-ı manevidir.O şahs-ı manevîyide ŞURALAR temsil eder.Sünühat. Şuralar ne yapar?Meşveret yapar.Niçin?Tercihat ve tatbikat için.Meşverette nelere dokunulmaz? Asla,Ahkam ve hukuka dokunulmaz.ESDE(Münz.):170 Bu şartları taşımayan toplulukların hiçbiri dini veya siyasi olsa da cemaat değildir.Cemaat görünümlü guruplardır. Çünkü meşveret ve şuraları yoktur.Kem aletle kemalât olmaz.Olmadı.Dehşetli zarar verdi ve vermeye devam etti .Gördük.Bediüzzamanın içtihadına tasdikkkarane teslim ve tatbikte itihat ve ittifak ile hizmet-i imaniye ve Kur'an'iyeye devam."Asya'nın bahtının miftahı, meşveret ve şuradır."

  • Ahmet Cemil Çökren

    7.9.2024 15:20:40

    Menfaat-i maddiye cihetinden gelen rekabet, yavaş yavaş ihlası kırar (cemaatlerin ve şeyhlerin) . Hem netice-i hizmeti de zedeler (ateist gençlik ) . Hem o maddî menfaati de kaçırır (tüm mal varlıklar ellerinden gitti) . Evet hakikat ve âhiret için çalışanlara karşı bu millet bir hürmet ve bir muavenet (yardım) fikrini daima beslemiş. Ve bilfiil onların hakikat-i ihlaslarına ve sadıkane olan hizmetlerine bir cihette iştirak etmek niyetiyle, onların hâcat-ı maddiyelerinin tedarikiyle meşgul olup, vakitlerini zayi' etmemek için, sadaka ve hediye gibi maddî menfaatlerle yardım edip, hürmet etmişler. Fakat bu muavenet ve menfaat istenilmez, belki verilir. Hem kalben arzu edip muntazır kalmakla lisan-ı hal ile dahi istenilmez, belki ummadığı bir halde verilir. Yoksa ihlası zedelenir. 21. LEMA İHLAS RİSALESİ

  • Abdullah tunç

    7.9.2024 14:44:10

    Din görünümlü iki siyasi akım, cereyan belli bir tari he kadar can ciğrdiler.Ara larında su sızmıyordu.Bir birlerini göklere çıkarıyor dular Menfaat ve saltanat çatışması olunca birden düşman kesiliverdiler.Ve kıyasıya bir mücadelenin, bir mübarezenin içine gir diler.Onlar birbirleriyle çatı şırken; bütün dini cemaat ların imajını bozdular.iti barlarını büyük oranda ze delediler.Güveni kırdılar.Ar tık eskisi gibi insanlar ce maatlara itimad etmiyor. Kuşkuyla,şüpheyle bakıyor.Şimdi bütün bunlar ortada iken, bu iki cenahın bütün zulüm ve zararları ortaya çıkmışken Hangi akıl ve vicdanla bu iki taraftan birine taraftar olunabiliyor.Nasıl bu iki ha rekete güvenilebiliyor?Bun ların savunulacak hiç bir tarafları kalmamış.Elli se nemizi yediler.Bir elle sene daha mı yemelerine izin vereceğiz? Buyrun ey ehli din, ehli insaf ve vicdan sizler karar verin.

  • Said Emre Dağ

    7.9.2024 06:11:23

    Şu gülen cemaati bu yozlaşmadan en az hükumet kadar sorumludur. İlk önce onlar başlattılar. Diğer cemaatlere kötü örnek oldular.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı