"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

12 Eylül’den bugüne terör

Kâzım GÜLEÇYÜZ
14 Eylül 2024, Cumartesi
Türkiye’nin adım adım 12 Eylül darbesine götürüldüğü süreçte, anarşi ve terör olaylarına karşı, bunları önlemekle görevlendirilen askerlerin savsaklayıcı tavırlarına AP eski Milletvekili Recep Özel’in verdiği çarpıcı örneklerden biri de Çorum olaylarında bir generalin oynadığı rolün örtbas edilmesi.

Demirel olayları tahkik etmeleri için İçişleri Bakanı, Emniyet Genel Müdürü ve Jandarma Genel Komutanını görevlendiriyor.

Tahkikatı tamamlayan heyet Başbakana geliyor ve Bakan “Olayların sebebi oradaki bir general” diyor. Bunun üzerine Demirel “Üçünüz gidip Kenan Paşaya durumu hem yazılı, hem sözlü bildirin” deyince, Jandarma Komutanı Org. Sedat Celasun “Onlar zahmet buyurmasınlar, ben arz ederim” diye araya giriyor.

Demirel “Hayır, üçünüz gideceksiniz” diye ısrar ediyor. Ama bu talimatla üçü gittiyse bile sonuç değişmemiş ve konu bu defa Evren’e takılıp yine uyutma taktikleriyle sürüncemede bırakılmış gibi görünüyor.

Sonuçta terör olayları 11 Eylül gecesine kadar hız kesmeden tamgaz devam ediyor. 

Ama askerin yönetime el koyup sokağa çıkma yasağı uyguladığı 12 Eylül sabahından itibaren adeta “bıçak gibi” kesiliyor.

Bu da Demirel’in ısrarla sorduğu, ama hiç cevap alamadığı suali gündeme taşıyor:

11 Eylül’e kadar oluk oluk akan kan, ne oldu da bir gün sonra birden kesiliverdi?

Aslında bu sorunun cevabı darbede ve sonrasındaki gelişmelerde. 

Birileri, dökülen kanların ve kaybedilen canların üzerine basarak, halkın seçtiği hükümeti deviriyor, Meclisi feshediyor, yönetimi ele geçiriyor ve devletin tepesine kendilerini oturtuyorlar.

12 Eylül darbesinin kısa açıklaması bu.

Ama aylarca kasten önlemedikleri anarşi ve terörü bahane ederek yönetime el koyanların döneminde PKK terörü sahneye sürülerek hem binlerce güvenlik görevlisi ile vatandaşın canına kıyıldı, hem de “terörle mücadele” gerekçesiyle demokratikleşme için atılması gereken adımlar engellendi veya geciktirildi.

Gelinen noktada şimdi de “terör” demokrasinin önünü kesmek, hukukun üstünlüğünü engellemek, hak ve hürriyetleri gasp etmek, dışlama, ötekileştirme ve kutuplaştırma politikalarıyla toplumu germek ve Türkiye’nin AB üyeliği başta olmak üzere dünya ile ilişkilerini zehirlemek için en elverişli araç olarak kullanılmaya devam ediliyor...

Okunma Sayısı: 1953
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Burhan Kula

    14.9.2024 13:39:57

    AİHM mahkemesi Yalçınkaya dosyası için kararını verdi, yeniden yargılama yapıldı, yerel mahkeme aynı cezayı tekrar verdi. Hani nerde adalet nerde hukuk?

  • S.topuz

    14.9.2024 10:41:31

    ..."Çünki Süfyaniyetin dört rüknünden en kuvvetlisi ve dehşetlisi bütün bütün çekildi. Kabir altında azab çekiyor. Ve en büyüğü dahi alâkası bilfiil çekilmiş. Mason komitesinin mahkûmu ve âleti olup azabıyla meşguldür. Yalnız onun gölgesi hükmediyor. İleri tecavüz etmemekle beraber kısmen geriliyor. Bâki kalan iki şahıs ise, ellerinden gelse tamire çalışacaklar.}"... Bediüzzaman Said Nursî, Risale-i Nur Külliyatı, Şualar - 734 🙌🌹🤲🌹❤☝️🌙😪😭😥😡😤🕊🕊🕊🌍🇪🇺🇹🇷🇵🇸🇵🇸🇵🇸🇵🇸🇵🇸

  • S.topuz

    14.9.2024 10:40:33

    ..."Hazret-i İmam-ı Ali Radıyallahu Anh, bu fıkrada بِهِ النَّارُ اُخْمِدَتْ (Onun nuruyla dalalet ve fitne ateşi söner) cümlesiyle diyor ki: Bin üçyüz ellidörtte (1354) (1935) Siracünnur -yani, Risale-i Nur'un nuru- ile dalaletin tecavüz eden nârı inşâallah sönecek. Yani, fitne-i diniye ateşini ya tahribattan vazgeçirecek veya ileri tecavüzatını kıracak. Eğer Hicri tarihi olsa, bundan iki sene evvel, dini dünyadan tefrik fırsatından istifade ile, dinin ve Kur'anın zararına olarak ilerleyen dehşetli tasavvuratın tecavüzatı tevakkuf etmesi, elbette karşılarında kuvvetli bir seddin bulunmasındandır. O sed ise, bu zamanda çok intişar eden Risale-i Nur'un keskin hüccetleri ve kuvvetli bürhanları olduğu, çok emareler ile hissediliyor. Ve bu ikinci ihtimaldeki işaret-i Aleviye dahi onu teyid ediyor. {(Haşiye): Hem de "İnna A'tayna"nın sırrı kısmen tahakkuk etmiş."... Bediüzzaman Said Nursî, Risale-i Nur Külliyatı, Şualar - 734 🙌🌹🤲🌹❤☝️🌙😪😭😥😡😤🕊🕊🕊🌍🇪🇺🇹🇷🇵🇸🇵🇸🇵🇸🇵🇸🇵🇸

  • Hüseyin İlhan

    14.9.2024 09:59:32

    Cenab-ı Hakkk CC.milletimize basiret,feraset nasip etsin.Bilhassa ehli iman kardeşlerimiz,son oynanan sinsi oyunlardaki siyonist oyunların oyuncularını iyi tahlil ederek tedbir almalarını ve sun'i sebeplerle kardeşlerinin kırdıkları kalplerini hatırlayarak nadim olmalarını ve küfrün ekmeğine yağ sürmeyi bırakmalrını nasip eylesin.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı