"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Allah’ın bal arısına “vahyetmesi”

Hüseyin Şahin
16 Kasım 2023, Perşembe
Kur’ân-ı Kerim’in Mekke’de nazil olan ve uzun surelerden birini teşkil eden (128 âyet) Nahl sûresi, her sûre gibi Rabbimizin bize verdiği çok önemli mesaj ve dersler ile doludur. Bunlardan biri de sûreye adını veren ve bal arısına (nahl) vahyedildiğini belirtip bu vesile ile bala dikkat çeken âyetlerdir.

İlgili âyetlerde şöyle buyruluyor: “Ve Rabbin bal arasına şöyle ilham etti: Dağlardan, ağaçlardan ve insanların kurdukları çardaklardan kendine yuvalar edin; sonra her türlü besleyici ürünlerden ye; Rabbinin koyduğu kanunlara boyun eğerek çizdiği yollardan git! Onların karınlarından, farklı renklerde bir şerbet çıkar ki onda insanlara şifa vardır. İşte bunda da düşünen bir topluluk için açık delil bulunmaktadır.” (Nahl 16/68-69)

Âyetteki, genellikle “ilham etti” şeklinde çevrilen kelimenin aslı “evhâ” olup “vahyetti” anlamına gelmektedir. Müfessirler buradaki vahyi “canlının kendisine faydalı olanları alması, zararlılardan sakınması ve kendi geçimini sağlaması hususunda muhtaç olduğu becerileri Allah Teâlâ’nın onda yaratması” anlamındaki açıklamış ve “ilham” anlamını vermişlerdir (Ebû Bekir İbnü’l-Arabî, Ahkâmü’l-Kur’an, III, 1156).

Risale-i Nur’ların muhtelif yerlerinde de konuya değinilmekte ve buradaki vahiy hakikati “sevk-i İlâhî” yahut “sevk-i kaderî” tabirleri kullanılarak açıklanmaktadır. Meselâ bir yerde, “Hem yeni dünyaya gelmiş bir arı yavrusu, yaşı bir gün iken, havada bir günlük mesafeye gider, havada izini kaybetmeyerek, o sevk-i kaderî ile ve o sâika ilhamıyla döner, yuvasına girer” (Mektubat, İstanbul 2020 [YAN], s. 339) denilmektedir. Bazı kişi veya çevrelerin seküler bir yaklaşımla bu hakikati “içgüdü” diyerek, Yaratıcısından soyutlamak suretiyle isimlendirmesi sağlıklı ve hakkaniyetli görünmemektedir.

Öte yandan âyette geçen “yuvalar”dan maksat, arıların ağaç kovukları gibi uygun mekanlarda veya insanların özel olarak hazırladığı kovanlarda kendi ürünleriyle oluşturdukları petekler ve her bir petekte bulunan altıgen gözcüklerdir. Bal arısı, Rabbimizin verdiği ilham sayesinde, bizzat kendisinin ürettiği bal mumuyla kendi yuvasını yapmakta, dalak içine milimetrik ölçülerle altıgen prizma şeklinde gözcükler yerleştirmektedir. Âyetteki deyimiyle “her türlü besleyici ürünler” den nektar denilen bal ham maddesi ve çiçek tozu toplayarak bunları hem kendi tüketimi için hem de bal ve bal mumu yapmak için değerlendirmektedir. Bu arada meyve, sebze ve ekinlerde tozlaşmayı sağlama konusunda da bütün diğer böceklerin toplamından daha fazla iş görmektedirler. Yine aynı âyette “Rabbinin koyduğu kanunlara boyun eğerek çizdiği yollardan git” bölümünde, arıların uçuşlarında izlediği yolların da farklılığına ve ilginçliğine temas edilmektedir. 

Sonuç olarak bal arısı ve onun ürettiği bal konusunun anlatıldığı ilgili ayetler bize kâinatta hayvanlar eliyle veya başka vesilelerle ikram ve ihsan edilen nimetlerin tabiatın, tesadüfün, sebeplerin eserleri olamayacağını, bunların ancak şefkat ve merhamet sahibi Rabbimizin bizlere ihsan ve ikramı olduğunu ders vermektedir.

Okunma Sayısı: 2930
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı