Her insanın, spiral gibi kendi içinde bir döngüsü var. Kendi düzeninde, akışında, sisteminde giden bir süreklilik... Durmamacasına devam eden, akışa müdahale edilmezse kesintiye uğramayan, kesintiye uğradığında da kısa sürede kendini toparlayıp akışa devam eden bir yolculuk...
Bir yandan eksilip başka yönden tamamlanan bir bütün...
İnsanın hayatı, hep inişler çıkışlarla doludur. Bazı insanlar girer hayatına, bazıları çıkar. Bazı hadiseler yaşar üzülürsün, bazılarına da sevinirsin. Kimisi güzel izler bırakır, kimisi de ayağından akıp giden kum gibi.. ‘Geldi, ne getirdi’ diye sorduğunda, kocaman bir boşluk... Hayatın anlamını arayanlar, hep bir boşluğa bakarak yaparlar bunu. Kimi zaman espri, kimi zaman kurgu için yapılsa da, filmlerde, animasyonlarda bile böyle resmedilir.
Ama bir şey var işte. Bütüne baktığında o da olmasaydı diyemediğin bir hakikat var. Şu da karşıma çıkmasaydı, ötekine hiç rastlamasaydım, beriki nerden düştü önüme diyemiyorsun. Çünkü karşılaştığın insanların, yaşadığın olayların ve hadiselere verdiğin tepkilerin ortalamasısın. Bir yerden boşalırken bir yerden doluyorsun. Bir taraftan eksilirken başka taraftan tamamlanıyorsun.
Hayat, işte böylesi bir yolculuktan elimizde kalanların bütünü...Başına ne geleceğini bilmediğin bir yolda, el yordamıyla ilerliyorsun çünkü. ‘Küçük Sözler’deki o yolculukları düşünün. İnsanın içinde bulunduğu durumu ne kadar güzel resmetmiş.
Hiçbir şey boş değil. Hayatımıza girmesi kadar çıkması da anlamlı. İmtihan dediğimiz şey, böyle bir konumda verdiğimiz karşılıkların ta kendisi. Neyi nasıl yapman gerekiyordu da öyle yapmadın? Neye nasıl tepki vermeliydin de vermedin? Sebebin, sonucun, niyetin neydi? Bütün bunlar, ind-i İlahide karşımıza çıkacak olan sorular.
Çabucak veriverdiğimiz hükümleri, hikmetine bakmadan taşıdığımız yükleri, o yükleri başımıza gönderen Sani-i Hakîm’i görmezsek, imtihan bitmez. Şekil değiştirir, renk değiştirir, önümüze tekrar gelir. Bir problemi çözemeyen çocuğa, isimleri, rakamları değiştirerek aynı soruyu tekrar sorar öğretmenler. Ta ki konuyu kavrayana kadar...