Bu hafta sizlere 2017 ve 2021 tarihlerinden iki mektubu paylaşacağız.
Birinci Mektup:
Aziz Sıddık ağabeyim, Tarsus Medrese-i Yusufiye’den selâmünaleyküm.
Hediyeleriniz 29.12.2017 tarihinde elime ulaştı. Kitapları saydım 19 adet çıktı. Öncelikle göndermiş olduğunuz elmas hakikatler için Allah sizi Firdevs Cenneti ile mükâfatlandırsın, iki cihanda mesut etsin. Mesleğimiz gereği istiğna düsturumuz var; Ocak ayının 17’sinde duruşmam var eğer çıkarsam kitapların hakkını size göndereceğim. Güzel bir tevafuk oldu duruşmama 19 gün kala 19 kitap geldi. Koğuşta da 19 kişiyiz. Tevafuk için makbul olmasının alâmetidir. “15 sene hapse atılmaktansa 15 hafta Risale-i Nur dersleri verilirse mahpusları daha iyi ıslah eder.” diyor bu kitapların hakkını vereceğiz, okuyacağız, okutacağız imanımızı taklitten tahkike, ilmel yakinden aynel yakine ve hakkal yakine çıkartacağız. Çeşitli yayınevinden kitap isteğinde bulundum, sadece siz cevap verdiniz. Allah razı olsun sizden. Bahtiyar müdürler ve gardiyanlar bu Nurlar’ı mahpuslara ekmek ilâç gibi dağıtıncaya kadar bu vazife sizlerde. Adalet Bakanlığı her koğuşa bir mini kitaplık ve içinde Kur’ân, hadis, ilmihal ve Nurlar’ı koyduğu zaman bu ülkedeki suçların çoğunun biteceğinin göstergesi olur. Dört duvar arasında elinde Nur olmazsa bu duvarlar insanın üzerine yıkılacak gibi oluyor ve boğuyor. Nur olduğu zaman da sanki duvarlar yok, kâinattan Hâlık’ını soran seyyah gibi oluyorsun. Asrın Kur’ân tefsiri geldi ya 1000 sene de bu zindanda kalsam umurumda değil. Çünkü; “O’nu tanıyan ve itaat eden, zindanda dahi olsa bahtiyardır. O’nu unutan saraylarda da olsa zindandadır, bedbahttır.”
*
İkinci mektubumuz:
Göndermiş olduğunuz kitaplar Haziran ayında bulunduğum kuruma ulaştı.
Bana da 30. 07. 2011 tarihinde verildi. (Kitap dağıtımı iki ayda bir yapılıyor) Aynı koğuşta kaldığımız arkadaşıma da kitaplar ulaştı.
İlginiz için size ve çalışma arkadaşlarınıza ve tüm emeği geçenlere müteşekkiriz. Rabbim ebeden razı olsun, sizlerin işlerinizi kolaylaştırın. Tüm olumsuzluklardan muhafaza eylesin.