Zaman hasta, zamanın insanları hasta… Ortalık yangın yeri, akıl kalp ruh çırpınış içinde... Aramaz mı insan en iyi tabibi? En mükemmel ilaçlarla dolu eczaneyi?
Çeşit çeşit manevî marazlara müptela olmuş insanlara, ruh kalp ve akıl hastalıklarına şifa sunan hakikatlerle donatılmış mükemmel bir eczane arıyoruz. Bu eczane, kâinat kitabını okumak isteyenler, hayatın anlamını sorgulayanlara ve varoluşun derin meselelerine cevap arayanlar için bir irfan hazinesi niteliğinde olmalı. O halde adım atalım Nur eczanesine. Önce bizi ışığıyla karşılar, okşar ve huzur verir. Ortalığa hafif bir gül kokusu yayılır; nefes aldıkça içimizi rahatlatır. Yüz otuza ulaşmış tiryak macun ve panzehir dolapları gözümüzü alır. Raflar sonsuz bir kütüphane gibi düzenlenmiş; her biri insan bedenine ve ruhuna dair bir ilacı saklar. Zarifçe dizilmiş ilaç kavanozları ve kavanozların içindeki pek kıymetli iksirler hastalıklarımızın çaresine göre bizi karşılar. Bu eczane, şifanın yalnızca bedenle sınırlı olmadığını, aklı kalbi ve ruhu dahi iyileştirdiğini hatırlatan bir yerdir. Burası, insanlar için bir umut ışığıdır.
İşte bu yerin adı Risale-i Nur Eczanesidir. Her bir risale, birer reçete gibidir. İman hakikatlerini açıklayan, şüpheleri izale eden, maddî manevî yaralara merhem olan şifalı bir formül taşır. İşte Sözler dolabına doğru yaklaşıyoruz. Bu dolabın içindeki ilaç kavanozları, insana yaratılış gayesini hatırlatan bir ruh iksiri olarak Kur’ân’ın İlâhî derslerinden ilham alarak hazırlanmış. Hemen yanındaki Mektubat dolabına yöneliyoruz. Ve daha yönelir yönelmez raflardaki ilaç kavanozları “bizler insanın iç dünyasına rehberlik eden bir psikolojik destek sunan macunlarız” diye fısıldadıklarını duyuyoruz. Lemalar ve Şualar dolabındaki tiryaklar ise hayatın zorlukları karşısında sarsılmayan bir manevî dayanıklılık kazandırdığını bildiriyor.
Her bir risale birer ecza dolabı olduğu gibi, o risalelerdeki “nokta, nükte, işaret, reşha, pencere, basamak, hakikat, mevkıf ve mesele”ler diye verilen isimler o çok muhtaç olduğumuz ilaç kavanozlarıdır.1
Birkaç hastalığımızı ve tiryaklarını ele alacak olursak;
İçimizdeki israf hastalığını “İktisat Risalesi”nin dermanı ile, ateşler içinde kıvranan hastalara “Hastalar Risalesi”nin “Yirmi beş devalı” çeşmesinden fışkıran şifa suyu ile, kalbi, kafayı, bütün aza ve asabı saran ve sarsan evham ve hayal, vesvese ve tasa, korku ve merak yangınının dehşetli ateşini “Vesvese Risalesi”nin macunu ile, riya, kibir, gurur hastalıklarının hummalı ateşini “İhlas Risalesi”nin imdadıyla, vazgeçemedğimiz benliğimizin zorbalıklarından “Ene” adlı “Otuzuncu Söz” ve “Altıncı Söz”ün içindeki tiryaklar ile, ihtiyarların ölüm korkusunun ateşini ve acılarını gidermeye “Yirmi Altıncı Lema”nın macun ve tiryakı ile…2 tedavi edebiliriz. Korku, milliyetçilik, tembellik, aşk, muhabbet, istikbal endişesi, kıskançlık, inat, kin vs. Daha bir çok sayamadığımız tüm bireysel ve toplumsal hastalıklarımızın devası işte bu eczanede.
Risale-i Nur insanın yalnızca bir yönünü değil, bütün varlık boyutlarını ele alan bir şifa kaynağıdır. Kur’ân-ı Kerîm’den ilham alınarak süzülen iman hakikatlerini aklî deliller ile izah edip, kâinattaki delilleri çözümleyerek insanın varoluşu anlamlandırmasına yardımcı olur. Allah’a tevekkül, sabır, şükür ve şefkat gibi kavramların hayatımızdaki yerini hatırlatarak kalbe huzur verir. Ölüm korkusu, hayatın anlamı ve ahiret gibi meselelerde insana tatmin edici cevaplar verdiğinden ruha dahi şifa olur.
Modern çağın sebep olduğu manevî ve fikrî meselelere dikkat çeker. Materyalizme karşı deliller sunar. Bilim ile iman arasında çatışma olmadığını, aksine ilmî hakikatlerin iman hakikatlerini teyit ettiğini gösterir. İnsandaki boşluk hissine hikmetli açıklamalar yaparak yaratılış gayesini öğretir ve sorumluluklarının farkına varmasını sağlar. Strese ve bunalıma karşı, her şeyin Allah’ın kontrolünde olduğunu hatırlatarak tevekkül hissini verir. Risale-i Nur teorik bilgilerden ibaret olmayıp günlük yaşantımıza da yön verir. Yalnızca bireysel değil toplumsal manevî hastalıkların da ilacıdır. İnsanları birliğe, kardeşliğe, muhabbete davet eder. Fitne ve ayrılık tohumlarına karşı Kur’ân-ı Kerîm’in kardeşlik düsturlarını hatırlatır. İnsanları yüksek bir ahlâka ve sorumluluk bilincine sevk eder.
Risale-i Nur eczanesi hayatımızın her döneminde karşılaşabileceğimiz problemler karşısında uygun çözümler sunar. Her okuyan kendi ruh haline uygun bir şifa bulur. Kur’ân-ı Kerîm’den süzülmüş hakikatleriyle her çağa ve her insana hitap eden, tükenmez bir rahmet hazinesidir. Dertli asrın dertli insanları haydi şifa eczanesi; Risale-i Nur Külliyatı’na!
Dipnotlar:
1- Fihrist Risalesi, s. 241.
2- Ayetü’l-Kübra, s. 270.