"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Mekânın Sahibi

Ahmet DURSUN
25 Aralık 2024, Çarşamba
Mekânın sahibi Allah’tır, bizler emanetçiyiz; kudsî bir davanın erleriyiz.

Madde ve mana, varlık ve yokluk, dava ve bürhan arasında eşikte kalan insan için Risale-i Nur’un bize öğrettiği en temel öğretilerden biridir: “Mülk O’nundur.”  Her şey O’na aittir ve Ondandır; dava da delil de, mekân da makam da.  A’lâ-yı illiyyîn ve esfel-i safilîn arasındaki makamlar, mertebeler, dereceler ve derekeler arasında gelgitler yaşayan insan, dizginlerini kaptırdığı nefsinin tasallutuyla zaman zaman kendini her şeyin sahibi zannetse de, kendini malik görse de bizatihi insanın kendisi hem Mâlik, hem Kâdir olanın mülküdür ve onun mekânındadır.

Mahkeme duvarlarını süsleyen “Adalet mülkün temelidir” ifadesi, her şeyin, herkesin gerçek sahibi olan Kâdir-i Rahim’in her yerde ve her şeyde tecelli eden adaletine işaret eder. Denge, düzen, denklik, eşitlik ve mizan anlamlarıyla Allah’ın mülkü olan kâinattaki yerli yerindeliği, uyum ve ahengi ifade eden adalet, evvelâ kendi nefsimizde uygulamamız gereken bir olguyu ifade eder. İmansızlığın milyarların ebedî saadetini tehdit ettiği, her yeri kuşatan yangınların mana âlemlerimizi küle döndürdüğü, doğruluğun yere düştüğü, yalanın beşerin kemalatını karıştırdığı ahir zaman diliminde, inançsızlık okyanuslarında, kendi adaletsizliğimizle büyük balıklara yem olmuşsak “Ben gerçekten kendine zulmedenlerden oldum” diyerek her şeye gücü yetene, her şeye sözü ve hükmü geçene sığınmaktan başka çare var mıdır? Bu da âdil bir davranışın gereğidir ve İlâhî kaderin hükmüne boyun eğişin, tevazu ve mahviyet halinin tecellisidir.  

“Ben gerçekten kendine zulmedenlerden oldum.” Nefsimi ben’in dizginlerine kaptırdığım için… Makinenin bir çarkı olarak kalmayı kendime yakıştıramadığım için… Cihanşümul bir davanın bensiz yürümeyeceğini düşündüğüm, bana ait olmayanın yalnız bana ait olduğunu düşündüğüm ve düşündürdüğüm için… Karınca azmiyle İbrahim ateşine su taşıyanlardan olabilmek varmış, öyle olamadığım ve kalamadığım için…. Dava da Allah’ındır, bürhan da. Zafer de ondandır hüsran da.  Dilerse, mekânı da veren O’dur, makamı da. Erliğe de Nurculuğa da yakışan yalnızca sıdk, ihlâs, sadakat, sebat ve tesanüttür; aksi davaya da dava adamlığına da sadakatsizliktir.   

“Bâkî hakikatler fânî şahsiyetler üzerine bina edilmez. Edilse hakikate zulümdür.”  Şahıslar fânî, dava bâkîdir. Makam ve mevkiler geçici, hakikat ebedîdir. Hakikat “hak” olandır ve hakkın hatırı âlîdir, hiçbir hatıra feda edilmemelidir;  ne fenaya, ne fânîye… 

Mekânlar gibi makam ve mevkiler de fanidir. Dört kapı kırk makamdan sonra ulaşılabilen hakikat de her şeyin fena ve faniliğinin farkında olarak ezelî ve ebedî olana râm olmaktır.  Ebedî olanın hazinesi büyük, rahmeti geniştir.  Ezelî ve ebedî olanın rızası uğrunda hakkın erliği, tahdis-i nimettir.  Ebedî iman davasının erliğinden gocunup salt paşalığa talip olmak küfran-ı nimettir. Paşalık şahs-ı manevînindir, biat şahs-ı manevîyeyedir. Cemaat ruhu ve aklı tüm parlak akılların ve benlerin asla ulaşamayacağı şuur ve zekâ ile bükülemeyen bir bileğe ve ele sahiptir; o el öpülesidir.   

Evet, mekânların da ruhu vardır. Büyük davaların, yüce ideallerin ruhunun sindiği mekânlar… Mekânın ruhu incinirse davanın da ruhu incinir elbet. Onlarca isimsiz dava erlerinin ruhuyla bütünleşen, vediatullah olan mekânlara sahibiyet atfetmek ne acıdır. Bize düşen acz makamında bir niyazdır. “Ve şöyle niyaz et: Rabbim! Gireceğim yere sıdk ile girmemi sağla; çıkacağım yerden de sıdk ile çıkmamı sağla.”   

Okunma Sayısı: 3489
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • M. Ali çiftkaya

    29.12.2024 00:29:46

    Ne kadar çok niyet okumaya meraklı insan var,bir sevinç ifadesi olarak sarfedilen darbımesel olmuş bir söz üzerine gündem oluşturmak ve yazı yazmak arkasındanda belli kişilerce takdir mesajları yazmak doğrusu bana çok suni geldi.15 temmuz bayraktarları ve yazdıkları benim için birşey ifade etmiyor çünkü samimiyetlerine inanmıyorum.

  • Ekrem Başcı

    27.12.2024 16:55:54

    Birbiriyle uğraşan müsbet hareket edemez diyorya üstadım.. iliklerine kadar yaşıyoruz ne yazık

  • Necmi TORUN

    26.12.2024 19:07:09

    Tebrik ederim kardeşim. Gerekli cevabı nezih bir şekilde vermişsiniz.

  • yasin öğüt

    26.12.2024 12:47:46

    Hakkın hatırı âlîdir, hiçbir hatıra feda edilmez

  • Mustafa seyyah Gezgin

    25.12.2024 21:39:25

    Sosyal medya ortamında Duygusal olarak Mekanın sahibi döndü ifadesi 45 yıllık Yeni Asya okuyucusu olarak beni üzdü. Paylaşım yapanların art niyetli olduğunu sanmam.Fakat Nurculuk mekan,makam mücadelesi değil, İhlas uhuvvet Tesanud bagı ile hizmet yarışıdır. Güzel çalışma olmuş.Ahmet Dursun kardeşim i tebrik ediyorum

  • Mehmet Türeli

    25.12.2024 16:58:53

    Zübeyir abinin tabiriyle günde Risale-i Nuru 10 sahife okuyan kendini kurtarır 15 sahife okuyan şevket gelir 20 sahife okuyan hizmet eder. Makamdaki maksat ders kürsüsü ise kim kendini iyi yetiştirip hizmet maksadıyla ihlas prensipleri içinde ders yapıyorsa Allah razı olsun. Yazarlarımızın hepsi kendilerini Risale-i Nur hizmetinde de iyi yetiştirdiklerine inanıyorum. Onların hepsi ihlas sahibidirler, biz okuyucuların taraflı veya Risale-i Nur ölçülerine uymayan yorumlar ile yazarlarımıza isnat etmeyelim. Kardeşler olarak her türlü hucumlara rağmen bir birimize sarılırsak Allah'ın rızasını kazanmış oluruz. Gazete bizim rehberimiz ise yazarlarımıza sahip çıkacağız.

  • Yahya

    25.12.2024 16:01:11

    Bilincinde olmak ümidiyle..

  • Ali Kandil

    25.12.2024 13:55:08

    Tebrik ediyorum. Kalemine sağlık. Allah razı olsun.

  • İ.UÇAR

    25.12.2024 13:20:03

    Turgay Namdar, konuyu özetlemiş, vakıanın fotoğrafını çekmiştir.Teşbih oldukça manidar.Teşekkürler...

  • Fahreddin Baki

    25.12.2024 13:16:42

    Bu makalenizde” Bir Nur Talebesi profili” açık ve seçik görülmektedir. Allah hizmetinizi kabul etsin,amin.

  • Mehmet Gökdoğan

    25.12.2024 12:40:13

    Yazı çok yerinde ve isabetli olmuş. Koltuk sevdalıları hisselerini alırlar inşallah.

  • Hikmet Günaydın

    25.12.2024 12:35:30

    Güzel bir yazı olmuş, ellerinize sağlık, özellikle de mekanın sahibi geldi gibi yorumlar için.

  • ömer Ergün

    25.12.2024 12:34:46

    Bâkî hakikatler fânî şahsiyetler üzerine bina edilmez. Edilse hakikate zulümdür. Çok güzel şerh etmişsiniz, teşekkürler değerli abim.

  • Oğuz Yiğiter

    25.12.2024 11:35:58

    15 temmuz 2016 tarihli O meş'um gecede bayrağı alıp, bir zamanlar "demokrasi küfür rejimidir" diyenlerle birlikte, içimizden meydanlara "demokrasi nöbetine" koşarlardır şimdilerde "mekânın gerçek sahibi"..!

  • Ahmet Şengün

    25.12.2024 11:17:55

    Siyasal İslam diyen bebek yaşlı kadın insan liktan nasibini almamış terörist soykırımcı İsrail ve YPG chpkk LGBT sokak lezbiyenler gibi sizde mevcut iktidara siyasal İslam aynı ipte siniz MHP ve Ak parti millî ve manevî değerlere ezana camiye Kur'an'a bayrağa vatana insanlığa hizmet ettiği için Komünist diliyle siyasal İslam vaybe siyasal Komünist dinsiz İslam görünümler.

  • Kübra Nur ÇAKIROĞLU

    25.12.2024 11:10:27

    Hakikatleri yazdığınız için Allah razı olsun 🤲🏻 Kaleminize sağlık.

  • Yıldız Fırtına

    25.12.2024 10:08:23

    Sahibiyiz sandığımız mekandan kimler geldi kimler geçti. Zübeyir'e, Kutlular'a kalmayan mekan kime kalır. Muhakkak ki insan hüsrandadır ne hazin ❗ rabbim sahibiyiz zehabıyla emanetci olduğumuz bu mekanlardan istikamet ve sadakat üzere imanla rızasını kazanıp aslî mekana vasıl eylesin. O mekanlara mekanın sahibi olan Allah'a -davaya ihanet etmeden. Amin.

  • Rıdvan Etcan

    25.12.2024 10:07:00

    Mekanın sahibi yazınızı okudum, tebrik ediyorum. Çok güzel bir yazı olmuş. Slm.

  • İbrahim FİŞEK

    25.12.2024 10:05:11

    Rabbimiz CC ebeden razı olsun, böyle bir konuyu yazarak gündeme getirdiğiniz için... Yazılarınızın periyodik olarak devamını bekliyor ve ilgililerden de istirham ediyoruz...

  • hasan

    25.12.2024 09:48:38

    Cemaate ait tüm makam/mekanların sahibi şahs-ı manevidir.

  • Nahit Topaloğlu

    25.12.2024 09:48:05

    Mâşâallah! Tebrikler Ahmet kardeşim. "Âmin" diye imza atmak kalmış geriye:Âmin!

  • Kadir Akbaş

    25.12.2024 09:32:53

    Allah razı olsun kardeşim. Söylenmesi gereken her şeyi nezihane ifade etmişsiniz. Allah aynı yanlışa düşmekten bizleri muhafaza eylesin.

  • Mustafa Öztürk

    25.12.2024 08:54:37

    Reçete yazmışsınız Sizi tebrik ediyorum kardeşim

  • Turgay Namdar

    25.12.2024 08:26:57

    Ağzına sağlık. Başkasının folluğuna yumurtladıktan sonra gelip bizim kümeste gıdaklayanın, başkasının uğruna bedel ödeyip bizim mekanda kahramanlık taslayanların durumu ne gariptir duruşu ne iğretidir.

  • Mustafa Yalçın

    25.12.2024 06:32:12

    Allah razı olsun hocam, “Mekan” mevzusuna izah getirmişsiniz. Aksini düşünmek, dalalete götürür insanı.

  • Said Yüksekdağ

    25.12.2024 01:16:58

    Allah razı olsun Ahmet Ağabeyim. Evet, mekânın gerçek sahibi Allah'tır. Cihanşümul bir davanın kendileri olmadan yürümeyeceğine inananlar ise nefislerine zulmettiği gibi bu davaya da zarar veriyorlar. Hâlbuki dava bakidir, şahıslar ise fânidir. Baki olan bir dava fâni şahıslar üstüne bina edilmez. Edildiği zaman ne olacağını görmek az da olsa mümkün. Rabbim bizleri fâni şahsîyetini ve enaniyetini, şahs-ı manevî havuzunda eriten kullarından eylesin 🤲🏼

  • Hasan

    25.12.2024 01:08:21

    Değerli yazar çok güzel izah etmiş. Allah razı olsun. Risale-i Nur'un tam anlamına göre izah etmiş. "Evet, mekânların da ruhu vardır. Büyük davaların, yüce ideallerin ruhunun sindiği mekânlar…" Üstadın mekanlarıdır.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı