Organizmada hayatın sürdürülebilmesi için akılları hayrette bırakan yoğunlukta kargo trafiği yaşanmaktadır. Dokuların ihtiyacı olan besinler ile, metabolizma sonunda açığa çıkan atık maddelerin aynı borulardan geçirilerek gerçekleştirilmesi, büyük bir yaradılış mu’cizesidir. Damar yolları ile yürütülen bu faaliyet, ilim ve kudretin hikmetli kanunları çerçevesinde cereyan eder.
Organizmada gerçekleşen fizyolojik fonksiyonlar, kan damarları aracılığıyla taşınan enerji akışı ile sağlanmaktadır. Vücuttaki bu taşıma ve arındırma, atardamarlar (arterler), toplardamarlar (venler) ve kılcal damarlar (kapiller) olmak üzere, ayrı özellikleri bulunan üç farklı damar yapılanmasıyla yürütülür. “Arterlerin vazifesi, kanı dokulara yüksek basınç altında taşımaktır. Bu nedenle arterler, güçlü bir damar çeperine sahiptirler ve kan arterlerde hızlı akar. Arteriyoller, arter sisteminin son küçük dallarıdır ve içinden kanın kapillerlere gönderildiği kontrol kapakları olarak görev yaparlar. Arteriyoller, duvarlarında bulunan güçlü kas ile kendilerini tümüyle kapatabilirler ya da damarları birkaç kat genişletebilirler. Böylece arteriyoller dokuların ihtiyacına yanıt olarak her doku bölgesinde çeperleri incedir. Buna rağmen, daralmalarını ya da genişlemelerini, sağlayabilecek kadar kas içerirler. Böylece dolaşım sisteminin gereksinimine göre, ilave kanı az ya da çok miktarda depolayan, kontrol edilebilir bir depo olarak çalışırlar.”(1) Kalpten pompalanan kanın yüksek basıncına dayanabilmeleri için, arter duvarları daha kalın inşa edilmiştir.
Toplardamarlar ise “Duvarları daha ince, içlerindeki basınç daha düşük ve iç boşluğu da daha geniştir. Aslında ister atardamar, ister toplardamar olsun duvarları üç tabakalı olduğundan, kan dışarı kaçamaz. Toplardamarlar, organ ve dokulardan kalbe dönüş yolunda çalıştıklarından ve içlerinde basınç da düşmüş olduğundan, kanın kalbe geri dönerken damar içinde geri kaçmaması için, içlerine cep şeklinde küçük kapakçıklar yerleştirilmiştir. Bacaklardaki kan, kalbe geri dönerken yerçekimi de ilave bir zorluk teşkil ettiği halde, bu faaliyet hayat boyunca devam eder.
Kılcal damarlar ise, mikroskobik boyuttaki en ince kısımlardır. Bunların duvarları tek tabakalı ve yassı bir epitelden yapıldığı için, kan ile dokular arasındaki madde alış-verişi bu kısımda olur. İğne ucu kadar bir yer bile ihmal edilmeden oraya kılcal bir damarla hizmet götürülmektedir.” (2)
Bir şehrin içme suyu şebekesini tanzim edip, kesintisiz devam ettiren mühendisler olmadan gerçekleştirilemeyeceği gibi, küçük bir insan vücudunu 120.000 kilometre uzunluğundaki canlı ve çok duyarlı damar borularıyla haberimiz olmadan, ömür boyu kesintisiz besleyen nihayetsiz Rahîm, Kerîm ve Rezzak (cc) bir Sanatkârın kudreti, akılları cehalet ve dalâlet örümcekleriyle örtülmüş kimseleri uyandırmaya yeterli bir rehber değil midir?
OTUZUNCU PENCERE
İnsan organizmasını en mükemmel yaradılış programıyla yaratan Cenab-ı Hak (cc), bağışıklık sisteminden ayrı olarak, sistem ve dokuları daha güvenli bir koruma bariyeri ile güçlendirmiştir. Çeşitli hastalık nedenlerini etkisiz hâle getirmede uzmanlaşmış, değişik programlar yüklenmiş savunma hücrelerinin bir araya gelerek mevzilendiği, bu akılları hayrette bırakan mekanizma “Lenfatik Sistem” patenti ile, sonsuz kudret ve ilim sahibi mu’cizekâr Sanatkâr’ının (cc) izni dairesinde faaliyet icra eder.
Vücudun her noktasına dağıtılan lenf damar ve düğümleri, vücudun iç güvenliğinde görevli uzman hücrelerin barındığı en ileri karakollardır. “Lenfatik sistem, sıvının interstisyel (doku arasında bulunan) alandan kana akmasını sağlayan alternatif bir yol oluşturmaktadır. En önemlisi ise, lenfatik proteinler ve büyük partiküller (parçacıklar) gibi, kapiller (kılcal) doğrudan emilimi mümkün olmayan maddeleri doku aralarından uzaklaştırabilmektedir. Proteinlerin interstisyel alanlardan uzaklaştırılması yaşamsal bir olaydır ve aksadığında yaklaşık 24 saat içinde ölüm görülür. Vücuttaki hemen hemen bütün dokular fazla miktardaki sıvıyı, interstisyel alandan uzaklaştırabilecek lenf sistemine sahiptir. Bütün lenf kanallarında kapaklar ve lenfatik pompa aktivitesi bulunmaktadır. Lenfatik sistem doku aralarındaki fazla sıvıyı ve proteini dolaşıma geri döndüren bir taşıma mekanizması olduğu açıktır.” (3)
Sağlıcakla kalın.
Dipnotlar:
1) Guyton-Hall, Age., s. 172.
2) İrfan Yılmaz, Age., s. 92.
3) Guyton-Hall, Age., s. 201.