"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Türkiye'yi çok seviyorlar

Fatih Yargı
14 Haziran 2022, Salı
Bükreş’te Türkiye’yi çok seviyorlar. Bir çoğu Türkiye’yi ziyaret etmiş, hatta her sene düzenli olarak tatillerini Türkiye’de geçirenler var. Tarihi kent olarak İstanbul’u, sayfiye yer olarak da Ege kıyılarını tercih ettiklerini söylüyorlar.

BÜKREŞ NOTLARI - GEZİ: FATİH YARGI

25 Mayıs Çarşamba günü Romanya’ya ait Tarom havayolları ile başlayan Prag-Bükreş arası yolculuğumuz bir saat elli dakikada Henri Coanda havalimanında son buldu. Havalimanından çağırdığımız Uber bizi otelimize bıraktı. Son yılların en ilginç ve o kadar da güzel bir buluşu olan Uber, Dünyanın 80 ülkesinde faaliyet göstermekte. Binası yok kendine ait bir tek arabası bile yok.

Sadece bir aplikasyon, bir teknoloji şirketi ama şehirlerdeki ulaşıma alternatif olmaya çoktan başardılar. Türkiyede olmaması çok büyük bir eksiklik. Güvenli mi güvenli. Gideceğiniz yerin ücretini önceden biliyorsunuz. Ödeme otomatik olarak hesabınızdan düşüyor. Efendim şoför yolu uzattı, fazla para aldı muhabbeti yok.

Çavuşesku’nun sarayı

Bükreş’e gelince bu şehrin benliğimde kalan ve hep merak ettiğim bir şehir olduğunu tekrardan farkettim. Yetmişli yıllarda biz çocukken büyüklerimiz zaman zaman Türkçe yayın yapan Bükreş radyosunu dinlerlerdi. Seksenli yıllarda da ismini çokça duyduğumuz diktatör, Nikolay Çavuşesku ismiydi.


Diktatör Nikolay Çavuşesku'nun evi

Onun askerler tarafından yakalanıp çok kısa süre içerisinde hanımıyla birlikte askeri mahkemede yargılanıp kurşuna dizilmeleri o yılların manşetlerinden hiç düşmezdi. Bugün onun yaşadığı ve şu an müze olarak kullanılan sarayını ziyaret ediyoruz. Yetmişli yıllarda inşaatına başlanmış olan saray gerçekten şatafatlı ve bir o kadar da büyük bir yapı. 

Eski şehir merkezi

Biraz dinlendikten sonra otel çalışanın tavsiyesi üzerine hemen yakınımızdaki İmperial Türk lokantasında akşam yemeğimizi yedik. Yemek konusunda bir gürme kadar olmasa da fenada sayılmam yani. Yemekler çok lezzetliydi. Belli ki şefleri Türkiye’den gelmiş. Yemekten sonra old city dedikleri eski şehir merkezine gittik. Maalesef burada da Prag’da olduğu gibi aynı manzarayla karşılaştık. İçki tüketimi bir hayli fazla. Aynı zamanda domuz eti tüketimi. Onun için her gittiğimiz yerlerde mutlaka HALAL markasını arayıp, mümkün mertebe vejeteryan seçeneklerinden faydalandık.

Dünyanın en ağır binası 

Başka bir ziyaret merkezimiz ise Parlemento Binası oldu. Dünyanın en ağır binası olma özelliğini taşıyan bu devasa yapı tam 4.10 milyon ton ağırlığında. Aynı zamanda idari bina olarak dünyada ikinci sırada. Aydınlatma ve ısınma için kullanılan doğal gaz ve elektrik, orta ölçekli bir şehrin tükettiği enerjiye eş değer. 

Bir başka ziyaret ettiğimiz yer ise Bükreş İslami Hizmetler Vakfı Merkezi oldu. İkindi namazını orada eda ettik. Süleyman Efendi cemaati mensuplarının hizmetinde olan cami ve Kur’an Kursu merkezi bir yerde. Türklerin buluşma yeri olmuş. Mekan çok temiz ve tertipli. Bizim Avustralya’dan misafireten geldiğimizi öğrenince görevli olan Maraşlı kardeşimiz bize çay ikramında bulundu.

Hayat boyu tatlı bir anı olarak kalacak olan bu kısa Bükreş gezimiz böyle gerçekleşmiş oldu.


Romanya İslamı Hizmetler Vakfı Merkezi

BÜKREŞ TÜRK ŞEHİTLİĞİ

Bükreş şehir merkezinden sekiz kilometre mesafede, anayol üzerinde bulunan şehitlik, 1932 yılında Büyükelçi Hamdullah Suphi Tanrıöver’in girişimiyle inşa edilmiş. Şehitlikte, kimliği tespit edilemeyen 535 vatan evladı toplu kabirlerde, 400 vatan evladı ise isimlerinin yazılı olduğu kabirlerde yatıyormuş. Burada toplam 935 şehidimiz var. Biz de şehitliği ziyaret edip dua edip oradan ayrıldık. 

Yolda yürürken bir gurup Türk talebeyle karşılaştık. Kendileri bir yarışma vasıtasıyla Antep’ten buraya gelmişler. Bizim Türk olduğumuzu anlayınca çok sevindiler. Heyecandan olsa gerek, içlerinden baş örtülü olan talebe kızımız; başörtülü bizim hanıma “Abla  müslüman mısınız?” demez mi. Hanım da o da ne biçim soru kızım elhamdulillah deyiverdi. Belki de Türk müsünüz diye soracaktı kızımız, sürçü lisan oldu sanırım her neyse.


Sstavropoleos Manastırı

AB ülkesi, ama...

Avrupa Birliği üyesi olan Romanya maalesef refah ve kalkınmada, alt yapıda ve çok da AB ülke görüntüsünü arz etmemekte. Çarpık yapılanma, bakımsız yollar ve binalar, ilk dikkatimi çekenler oldu.

Ekonomik kriz burada da kendini göstermiş. Konuştuğum kişiler adeta Komünist rejimini arar olmuşlar. Hayat çok pahalı.  Burada takriben oniki onüç bin Türk’ün yaşadığı söyleniyor. Yerli Türk vatandaşları ise Köstence civarında yaşamakta. Türkler daha çok yemek sektöründe etkililer. Türk yemekleri burada çok popüler. Başka bir popüler ürünümüz de var. O da Türk dizileri. Kiminle konuşsak bize filan filan diziyi izleyip izlemediğimizi soruyorlar. Bizde de dizi izleme kültürü yok. Daha doğrusu izlemeye vaktimiz de yok. Kendilerine dizi izlemediğimi söylediğimde biraz garipsiyorlar ve hayretlerine gidiyor. Türkiye’yi çok seviyorlar. Bir çoğu Türkiye’yi ziyaret etmiş, hatta her sene düzenli olarak tatillerini Türkiye’de geçirenler var. Türkiyede en çok neyi seviyorsunuz diye sorduğumuzda, tarihi kent olarak İstanbulu, sayfiye yer olarak da Ege kıyılarını tercih ettiklerini söylüyorlar.

Okunma Sayısı: 6412
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı