"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Gayrimüslimler de yardıma koştu

Fatih Yargı
17 Mart 2023, Cuma 09:59
Kahramanmaraş merkezli depremlerden bir gün sonra Avustralya'da yardım kampanyası başlattık. Felaketin büyüklüğü bütün kamuoyunda ortaya çıkınca gayri müslim halktan da büyük destek oldu. Herkes yardıma koştu.

HABER: FATİH YARGI 

Avustralya’da 6 Şubat sabahında saat 04.17’de Kahramanmaraş merkezli depremlerden bir gün sonra yardım kampanyası başlattık. Bu kampanyamıza en başta Türk toplum üyelerimizin desteği yanında diğer Müslüman kardeşlerimiz de büyük destek verdiler.

Sonra felaketin büyüklüğü bütün kamuoyunda ortaya çıkınca gayri müslim halkta büyük destek oldu. Herkes yardıma koştu. Bizler bir yandan yardım toplamaya uğraşırken diğer taraftan toplanan yardımları birinci elden nasıl ulaştırabileceğimizin organizasyonunu yapıyorduk.

22 Şubatta 2023 tarihinde bizler Avustralya ekibi olarak ve Türkiye’den de gönüllü kardeşlerimizle yardımlarınızı ulaştırmaya Adana’dan başladık. Adana’dan Mehmet Coşkun abimiz kendisinden Allah razı olsun bizi Adana havaalanında, Yeni Asya gazetesi yönetim kurulu üyesi Abdurrahman Koçak’la beraber karşıladılar. Kendisinin bürosunda yaptığımız kahvaltının ardından dağıtım hazırlıkları için gerekli ekipman teminine başladık. Öncelikle bir binek ve bir yük aracı bularak gıda ve ihtiyaç malzemelerini yükledik. Adana’dan yola çıkıp akşama İskenderun’a vardık. Depremin tesiri çok büyüktü. Adeta binalar moloz yığınına dönmüştü. Sanki İskenderun aylarca bombalanmış bir şehir gibi görünüyordu. Televizyonlarda izlediğimiz bombalanmış Suriye şehirlerini andırıyordu. Maalesef bu yıkım yüzlerce kilometreydi.

İskenderun’a varınca bizi Avukat Erol Sarı bey  karşıladı. Kendi evleri de hasar gördüğü için yakınları ile birlikte İskenderun tepelerinde inşa edilmiş evlerine taşınmışlar. Kısa bir çay molasından sonra direkt olarak şehir merkezine gittik. Bizi İlyas kardeş karşıladı. Adana’dan getirdiğimiz bir araba gıda paketlerini İskenderun’da dağıtılması için kendilerine teslim ettik. O bölgede tekrar gıda temin edebileceğimiz hiç bir alışveriş merkezi olmadığı için iki genç kardeşimizi geç vakitte Adana’ya arabayla gönderdik. Kardeşlerimiz tekrar gıda kolileriyle ertesi sabah Antakya’ya dönmek üzere yola çıktılar. İskenderun dersanesi hasarlı ve bölgede başka kalacak yer olmadığı için depremzedelerin sığındığı İskenderun Teknik Üniversitesi içinde bulunan camiinin yanındaki arsaya yanımızda getirdiğimiz çadırı kurduk.

Çadır kurma işini tam beceremediğimiz için oradan geçen bir grup askerimizden ve yine yardım için İstanbul’dan gelmiş olan Üsküdar Belediyesi hafriyat ekiplerinden bir grup arkadaşımız sağ olsunlar yardımımıza koştular. Çadırımız normal bir kamp çadırı olduğu için soğuğa dayanıklı değildi. Uyku tulumumuzun da olmasına rağmen gece 7 derece olduğu için çok fazla üşüdük. Üsküdar belediyesinden yardıma gelen hafriyat araçlarının şöförleri  yemeklerini bizimle paylaştılar. Bu takdire şayan bir dayanışma örneğiydi.

Sabah kahvaltımızı Erol Beyin evinde yaptık, Antakya’ya doğru yola çıktık. İskenderun’da akşam geç vakit olduğu için görüşemediğimiz görüşmeyi sabaha tehir ettiğimiz, İskenderun’un kadim ticaret erbabından, emekli olup tüm hayatını Risale-i Nurların tebliğine hasreden müdakkik, mümtaz hizmet eri isimsiz kahraman Hacı Mustafa Özyurt abi ile İlyas Kardeşimizin yarısı yıkılmış işyerinde bir araya geldik. Hacı Mustafa Özyurt abiden pozitif enerji aldık. Vakıt darlığından kısa süren görüşmeden sonra Antakya’ya doğru hareket ettik. Hatay Antakya’yı daha beter bir durumda bulduk. Orada da genç kardeşlerin Adana’dan tekrar getirdikleri yardımları depremzedelere dağıtmaya devam ettik.

Antakya’da değerli ağabeyimiz Necdet Hoca’yı aradık. Onun da evi maalesef yıkılmış ve o da köy evine taşınmış. Köy evinde kendisini ziyaret ettik. Hatay Antakya maalesef yerle bir olmuş. Adeta bir savaş alanı gibi kepçeler, dozerler, iş makineleri çok yoğun çalışıyorlardı. Daha sonra 3. defa şiddetli deprem olan Hatay’ın Samandağ İlçesine gittik. Samandağ, deniz kenarında şirin bil ilçe ancak yine yıkıntılarla ve göçüklerle karşılaştık. Bu ilçede de bir grup depremzedeye yardımları dağıttık. Samandağ’dan Antakya’ya gittik. Antakya’da yardım paketlerini dağıtıp depremin merkez üssü olan Kahramanmaraş’a doğru yola çıktık.

Yardım kuruluşları mobil mutfaklarını kurmuşlar hizmet veriyorlardı. Biz de yol boyunca yardımlarımızı ulaştırmaya devam ettik. Yol boyunca Kırıkhan, Hassa, Nurdağı üzerinden devam ederek, Kahramanmaraş’a yakınlaşmışken havanın eksi derecelerde olması ve kalacak yerin olmaması ve çadırın da ince olmasından dolayı planımız değişti. Yönümüzü Gaziantep’e çevirdik. Geç vakit vardığımız Gaziantep’te bir otelde kaldık. Sabah olunca da fırından aldığımız simit ve poğaçalarla Kahramanmaraş’a doğru yola çıktık. Bizi orada kadim dostum, Avustralya’dan tanıdığımız vatansever kardeşimiz Harun Bolat karşıladı. Şehrin durumunu kısa bir süre de olsa gördük. Harun kardeşin bize bildirdiği kıyafet, çamaşır gibi ihtiyaçları alıp arabaya yükledik.

Göksun, Afşin ve Elbistan’ın köylerine hareket ettik. O bölgelerde de nakit para, giyim, yiyecek gibi zaruri ihtiyaçları dağıttık. Bir çadırda depremzedeler bizimle ekmeklerini paylaştılar. Anadolu halkının kendi fakir dahi olsa gönlü ne kadar zengin... Sırasıyla Göksun, Afşin’in  bazı köylerini ziyaret ettik. Göksun Merkezde ve Afşin Merkezde çadır kamplarında yardımları ihtiyaç sahiplerine dağıttık. Her yer karla kaplıydı. Harun kardeşimiz gönüllü saha elemanımızdı. Allah kendisinden razı olsun. Gece gündüz, kar kış demeden herkesin yardımına koşuyordu. O bilinmeyen kahramanlardan. 

Oradan ayrılıp Elbistan’a vardık. Elbistan’a doğru ilerlerken bazı köyleri ziyaret ettik. Yardımları dağıttık. Elbistan, bölgenin en soğuk yeriydi. Elbistan’da da durum çok vahimdi. Her yer yıkılmıştı. Kısa bir ziyaretten sonra gece geç vakit Malatya’ya vardık. Malatya’nın daha az hasarlı olduğunu düşünüyorduk. Ta ki şehre varınca burada da durumun çok ağır olduğunu gördük.

Bir de havanın çok soğuk olması nedeniyle kalacak bir yer aradık. Sadece Mövenpick otelinin açık olduğunu öğrendik. Fakat onlar da dolu olduğu için Büyükşehir Belediyesi’nin yanı başındaki camiye sığındık. Malatyalı kardeşlerimiz her ne kadar üzülüp bizi misafir etmek için çırpınsalar da onlar da başka yerlere sığınmak zorunda kalmışlar. Yedek deprem çadırı da bulamadık. Camide çalışan gönüllü bir genç Allah razı olsun kendisinden bize caminin üst katının boş olduğunu ve orada kalabileceğimizi söyledi. Çok sevindik. Alt katta da Suriyeli çocuklu aileler kalıyormuş.

Camide sabahladık. Sabah simitçiden aldığımız simitle yan tarafında Çaykur’un ücretsiz dağıttığı çayla kahvaltı yaptık. Küçük Suriyeli çocuk amca simit kaç lira diye sorup 5 lira dediğinde arkasına dönüp giderken kendisini çağırıp simit ikram ettik. Simitcinin bütün simitlerini satın alıp çadırlara ücretsiz dağıtmasını söyledik. Kendisinin İBAN numarasını alıp bu hayrı, bağışçılarımız ardına inşallah devam ettireceğiz.

Oradan erken saatlerde ayrılıp şehir merkezine doğru ilerledik. Bir yandan da incelemelere de devam ettik. Depremde yaralanıp birkaç hafta yoğun bakımda kalan Malatya’da sevilen sayılan değerli Nihat Kavukçuoğlu abimizi ziyaret ettik kendisine acil şifalar diledik.

Ardından depremin ağır hasar verdiği ve yardımların çok geç ulaştığı diğer bir yer olan Adıyaman’a doğru yola çıktık. Orası da maalesef ki çok ağır hasar almış, yerle bir olmuş. Ölü sayısı çok fazla. Anlatılan dramlar, acılar çok fazla. Tanıştığımız bir depremzede en yakınından on yedi kişiyi kendi eliyle göçükten çıkarıp köylerine defin ettiğini söyledi. Burada bizi Said Doğan kardeşimiz karşıladı. Değerli büyüğüm mümtaz insan Mustafa Demir abi bize çadır kurduğu evinin bahçesinde yöresinin ekmeğiyle beraber çay ikram etti.

Planımız Osmaniye ve Ceyhan’ı da ziyaret edip yardım çalışmasına başladığımız yer olan Adana da bitirmekti. Fakat Adana’da havalimanından bütün uçuşlar sadece depremzedeler için tahsis edilmişti. Hiç bir havaalanında yer bulamadık. Bu yüzden beş altı saat mesafedeki Kayseri’den İzmir’e uçuş için yer bulduk. Gece geç saatlerde Kayseri’ye ulaştık. Bir gece orada konaklayıp sabah olunca İzmir’e gitmek üzere havaalanına hareket ettik. Havaalanında yol arkadaşımız Abdurrahman Koçak’la vedalaşıp ayrıldık. İzmir’deki akraba ve yakınlarımızla bir gün de olsa sıla-i rahim yaptık. Çok daha önceden planlanmış olan Pakistan’daki kardeşlerimiz için su kuyuları ve giyim, yiyecek gibi ihtiyaç dağıtımı için tekrar yola koyulduk. Pakistan yolculuğumuz İstanbul  havaalanında Karaçiye doğru başlamış oldu.

Bu benzersiz elim deprem felaketinde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet yaralılarımıza acil şifalar ve yakınlarına da sabr-ı Cemil diliyoruz. Ayrıca bu yardım çağrımız için bize destek olan ve dualarını esirgemeyen Avustralya’dan, Türkiye’den ve Avrupa’dan bize ulaşan herkesten Allah razı olsun.

Kampanyamızın Türkiye ayağında gıda yardım paketlerini dağıtmak için bize araç tahsis eden Mehmet Coşkun abimize ve bizimle tek yürek olup arabasıyla bize hem şoförlük yapıp, yol arkadaşı olan Abdurrahman Koçak abimize, değerli ülke tutkunu Harun kardeşimize, ta Avustralya’dan gelip bizimle beraber olan genç kuşaklardan Hamdi kardeşimize ve daha çok uzun bir liste olduğu için buradan sayamayacağım diğer büyüklerimize ve küçüklerimize bütün güzel yürekli insanlara şükranlarımızı iletiyoruz.

Okunma Sayısı: 4265
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mehmet Balta

    17.3.2023 10:49:28

    Yaptigin8z yardimparin insallah Allah Kabul etsin.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı