Gayesi gündüz ile geceyi kovalayan kalabalık insanı, yüzünü dünyaya, sırtını güneşe çevirir.
Işığından günden güne uzak düşen insan, dünyevîliğin aldatıcılığına kapılır. İnsan dünyevîleştikçe geçici zevklerine ve sonu gelmeyecek arzularına itaat eder. Nefis arzularına kavuştukça yeni arzular doğurur.
Nefsinin istek ve arzuları karşısında zayıf olan bir insanın gözü, dünyanın aldatıcılığıyla kamaştıkça hırsın alevleriyle tutuşur.
"Nefsanî arzulara, (özellikle) kadınlara, oğullara, yığın yığın biriktirilmiş altın ve gümüşe, salma atlara, sağmal hayvanlara ve ekinlere karşı düşkünlük insanlara çekici kılındı. Bunlar, dünya hayatının geçici menfaatleridir. Halbuki varılacak güzel yer, Allah’ın katındadır."1
"Gerçekten insan, pek hırslı (ve sabırsız) yaratılmıştır."2
Peygamber Efendimiz (asm) “İnsan oğlunun iki vadi dolusu altını olsa, mutlaka bir üçüncüsünü ister. Onun gözünü ancak toprak doyurur. Tevbe edenlerin tevbesini Allah kabul eder.”
Üstad Bediüzzaman Hazretleri Risale-i Nur'da hırsı şöyle izah etmiştir: "Ey ehl-i iman! Sâbıkan adavetin ne kadar zararlı olduğunu anladın. Hem anla ki adavet kadar hayat-ı İslâmiyeye en müthiş bir maraz-ı muzır dahi hırstır. Hırs, sebeb-i haybettir ve illet ve zillettir; ve mahrumiyet ve sefaleti getirir. Evet, her milletten ziyade hırs ile dünyaya saldıran Yahudî milletinin zillet ve sefaleti, bu hükme bir şahid-i kâtıdır. (...) İşte bir nevi zîhayat ve rızka muhtaç olan meyvedar ağaçlar ve nebatlar, tevekkülvârî, kanaatkârâne yerlerinde durup hırs göstermediklerinden rızıkları onlara koşup geliyor. Hayvanlardan pek fazla evlât besliyorlar. Hayvanat ise hırs ile rızıkları peşinde koştukları için pek çok zahmet ve noksanlık ile rızıklarını elde edebiliyorlar. Hem hayvanat dairesi içinde zaaf ve acz lisan-ı haliyle tevekkül eden yavruların meşru ve mükemmel ve latif rızıkları hazine-i rahmetten verilmesi; ve hırs ile rızıklarına saldıran canavarların gayr-i meşru ve pek çok zahmet ile kazandıkları nahoş rızıkları gösteriyor ki hırs, sebeb-i mahrumiyettir; tevekkül ve kanaat ise vesile-i rahmettir."3
İnsan hırs ateşiyle yandıkça hakikatin güneşine kör olur. Hırsına mağlup olan hakka mahcup olur. Zira hırs göstermek tevekkül ve teslimiyete zıt düşmektir. Hırs, insanın hürriyetine karşı ördüğü bir duvardır. Çünkü insan, hırsına itaat ettikçe hırsının kölesi olur. Hırsına köle olan insan, kül olmaya mahkûmdur.
Dipnot:
1- Âl-i İmran Suresi: 14.
2- Mearic Suresi: 19.
3- Mektubat, 22. Mektup, s. 319.