Böyle düşünenler haksız sayılmaz. Ancak kadim Yeni Asya okuyucularına bu ifade başka bir çağrışım yapabilir, şöyle ki:

Gazetemizin çizerlerinden, merhum Vehip Sinan’ın Topuz ve Tamer adlı iki çizgi karakteri vardı. Çok beğenilen bu karakterlerin maceralarını anlatan “Topuz” adlı basılmış kitapları da vardı. İşte o karakterlerden Topuz, elinde tuttuğu Yeni Asya’yı okurken arkadaşı Tamer’e “Yahu Tamer, bu Yeni Asya ne güzel gazete!” diye sesleniyordu. 

Dünya siyasetinin içinde bulunduğu ‘hal ve gidiş’e bakıp; bu sözü biraz da değiştirerek, “Yahu Tamer, bu siyaset ne çirkin bir şey!” dememek mümkün mü?

Dünya kamuoyuna açıklanan bilgilerle, gerçek niyetlerin ne kadar farklı olduğunu Gazze konusundaki gelişmeler tekraren göstermiş olmadı mı? En başta, insaf ehli bütün insanların itirazına rağmen Gazze işgal edildi, bombalandı ve neredeyse haritadan silindi. Sonrasında ateşkes ilân edildi. Bu ateşkesin uzun dönemde ‘kalıcı’ hale gelmesi beklenirken Amerika Başkanının Gazze için ‘ölüm fermanı’ talep ettiği görüldü. ABD Başkanı, güya suret-i haktan görünerek “Gazze yerle bir oldu. İnsanlar burada kalamaz. O halde bunları rahatça yaşayabilecekleri ülkelere, çöllere, güvenli yerlere gönderelim” diyor. Bu konuda da çok ısrarlı. Hatta ısrarı ve planı sadece Gazze ile de sınırlı değil. Bir adım daha atıp aynı tehciri, aynı sürgünü, aynı boşaltmayı Batı Şeria için de planladığını artık gizlemiyor. 

Yahu, maksadınız Gazze’de yaşayanların rahatı ise niçin bu meselede onların fikrini sormuyorsunuz? Bunca yıkıma, bunca zorluğa rağmen insanlar ilk fırsatta yine Gazze’ye dönmeye çalıştığına göre bu karalılıktan hiç bir mesaj almıyor musunuz? 

Hem şimdiki ABD Başkanı, geçmiş dönemde “ABD’nin Afganistan’da, Irak’ta ya da başka uzak ülkelerde ne işi var?” mealinde konuşmalar yapıyordu. Bu sözleri de bazılarının hoşuna gitmiyor değildi. Elbette esas olarak bu bakış ABD açısından da, başka ülkeler bakımından da doğruydu. ABD’nin kendisini ‘dünyanın jandarması’ ilân etmesi ve öyle de hareket etmesi doğru değildi. Fakat bu sözleri söyleyen bir idarecinin, bir siyasetçinin ve bir devlet başkanının; şimdi çıkıp “Biz Gazze’yi tamamen boşaltacağız. Belki de oranın idaresini biz alacağız. Gazzelileri başka Arap ülkeleri alsın” demesi neyin nesi oluyor? Yoksa eskiden ‘uzak’ olan Gazze, şimdi ABD’nin yakın komşusu mu oldu?

Şimdiki ABD idaresi, almaya çalıştığı bu kararla hakikaten ‘menfaat üzerine dönen siyaset canavardır” tespitini bir defa daha imzalamış oldu.

Bütün dünya haklı olarak bu karara, bu anlayışa tepki gösteriyor. O halde bir defa daha tekrarlamakta fayda var: Gazze, Gazzelilerindir...