Tam anlamıyla bütün dünyayı esir alan koronavirüs salgını acaba neticeleri itibarıyla savaşların durdurulması gibi bir netice doğurur mu?
Yapılan açıklamalara bakılırsa böyle bir ihtimal var. İnşallah bu musibetten böyle bir saadet doğar.
Netikim Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Geir O. Pedersen, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadele amacıyla Suriye genelinde “tam ve acil” ateşkes çağrısında bulunmuş. Özel Temsilci Pedersen, yaptığı yazılı açıklamada, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in, 23 Mart 200 Pazartesi günü, “tüm dünyanın ortak düşmanı” virüs salgınıyla mücadele amacıyla küresel ateşkes çağrısı yaptığını hatırlatmış. “Suriye’nin tamamında tam ve acil bir ateşkes çağrısında bulunuyorum” ifadesini kullanan Pedersen, Suriyelilerin yeni tip virüse karşı savunmasız olduğuna dikkat çekmiş.
Amerika, Çin ya da dünyanın diğer ‘zengin’ ülkeleri salgına karşı kendilerini savunamazken, Suriye’nin bu salgınla başa çıkması mümkün olur mu? Dünyayı teslim alan virüs salgını şimdilik Suriye’yi çok etkilemiyor olabilir. Ancak bundan sonra işlerin kötüye gitmeyeceğini kim garanti edebilir? En basit hastalıklara karşı tedavi imkânı bulamaya Suriyeliler bu felakete karşı nasıl tedbir alabilsin?
BM Suriye Özel Temsilcisi Pedersen, ülkedeki sağlık tesislerinin harap edildiğinin, sağlık uzmanı sıkıntısı olduğunun, mültecilerin, tutukluların ve kaçırılan kişilerin özellikle tehlikeli şartlar altında yaşadığının hatırlatmış.
Suriye’de kavga eden taraflara seslenen BM Temsilcisi Pedersen, “(Salgın) Hiç ayrım yapmıyor. Sizin, Suriye hükümetinin (rejimin) veya başka bölgelerde yaşayıp yaşamadığınıza bakmıyor. Tüm Suriyeliler için tehlike içeriyor” değerlendirmesinde bulunmuş.
Haksız mı? Salgının ayrım yapmadığı yer sadece Suriye değil ki? Zengin ya da fakir hiç ayırım yapmadan bütün insanları, bütün şehirleri ve bütün ülkeleri tehdit eden bir musibetle karşı karşıyayız. Dolayısı ile bu çağrının Suriye’deki taraflarca dikkate alınması Suriye’de yaşayanlar ve bölge için isabetli olur. Kim bilir, belki Suriye’de bu adım atılırsa dünyanın başka yerleri de bundan etkilenir ve oralarda da benzer adımlar atılır.
Savaşın devam etmesinden fayda sağlayan ‘silah tüccarları’ elbette bu ve benzeri çağrılara itiraz edecek. Fakat uzun dönemde bu tekliflerin karşılık bulması mümkündür. Savaşın Suriye’ye çok pahalıya patladığını en başta Suriye’de yaşayanlar bilir. Bu virüs, bu salgın ve bu musibetin dünyayı idare eden ve kendilerini ‘en güçlü lider’ olarak tanıtanları da insafa getir inşallah. Onların da gerçekte zayıf, güçsüz ve çaresiz olduğu her halde anlaşıldı. Ülkeleri işgal için emir verenler, virüs salgını karşısında çaresiz kalmadılar mı?
Elbette tek gündem virüs değil, ama dünya artık başka mesele konuşamaz hale geldi. Haberlerin büyük çoğunluğunu değişik ülkelerde yaşanan virüse bağlı gelişmeler teşkil ediyor. Hastalıklar, vefatlar ve çare arayışları bütün tartışmaları geride bıraktı. İnşallah bu musibetten gerekli ibret ve dersler alınır ve dünyadaki huzuru kaçıran savaşların devri sona erer.
Musibetlerden saadetler çıktığını kim inkâr edebilir?