Eskiye nispetle iktidarın yanlışlarını gören ve itiraz edenlerin sayısında artış olduğu göze çarpıyor. Henüz öyle bir emare yok ama bu durum Türkiye’yi idare edenlerin kendilerine çeki düzen vermesine vesile olsa iyi olmaz mı?
Siyasal İletişim Uzmanı Suat Özçelebi, “Gerçekler (ortaya) çıktıkça halk daha fazla sorguluyor. Tüm bu itiraz seslerini örgütleyecek bir politik hat kurulmalı” demiş.
İktidar cenahı görmek istemese de millet ekseriyeti ekonomik anlamda ciddi sıkıntılar yaşıyor. Gerçekleri görmek istemeyenler ise “Sıkıntı nerede? Kim aç kaldı? Sokaklarda arabalar için park yeri bile kalmadı” demek suretiyle esasında kendi bindikleri dala bir balta daha vurmuş oluyorlar.
Meseleye sadece “ekmek bulup bulamama” penceresinden bakmak çok yanıltıcı değil mi? “Ekmek bulan”lar başka taleplerde bulunmasın mı? Araba ya da ev almak da artık bir ihtiyaç değil mi? Ya da böyle taleplere bulunanları “Çok şey istiyorsunuz. Eskiden herkeste araba mı vardı? Dedenin ‘cep telefonu’ mu vardı?” şeklinde cevaplandırmak Türkiye ve dünya gerçekleriyle örtüşür mü? Maalesef idarecilerin ve onların yanlışlarını dahi alkışlayanların tavrı ancak böyle özetlenebilir.
İktidarın halkla bağının ciddi oranda koptuğunu ifade eden Siyasal İletişim Uzmanı Suat Özçelebi, iktidarın (...) halktan sakladıkları gerçeklerin bir bir ortaya çıkmasının seçmen nezdinde de bir süredir etkili olduğunu hatırlatmış. Özçelebi “(İktidar) birçok temel konuda seçmenine gerçeği söylemediği ortaya çıktıkça bu da oy verme davranışı üzerinde etkili oluyor. Özellikle İsrail’le ticaret konusu nasıl 31 Mart’ta oylarına yansıdıysa şu anda da 8 ay boyunca ticaretin bir türlü kesilememesi inandırıcılık sermayesini bitiriyor. (...) Görece önemsiz görünen Anayasal devlet, temel haklar, özgürlükler, hukuk devleti gibi birçok kritik sorunda bir demokratik ülkede olamayacak her şeyi yaşayan kitleler bu sorgulamayı daha fazla yapıyor.”
Evet, meselenin düğümlendiği nokta burası: Geride bıraktığımız yıllara nispetle artık vatandaş daha fazla sorguluyor, soruyor, hesap soruyor. Dolayısı ile iktidarın her açıklaması geçmişte olduğu kadar ‘alkış’ almıyor. Netice itibarıyla vatandaş krizlerden en fazla ve doğrudan etkilenenlerin başında yer alıyor. “Kriz yok, par çok” diyen idarecileri duyunca önce cebine sonra market raflarına bakıyor ve gerçeklerin gizlenmek istendiğini fark ediyor. Bu da iktidara olan güvenin biraz daha sarsılmasına yol açıyor.
Evet “hesap sorma” anlayışı kök saldıkça yanıltmalar para etmeyecek ve yanıltanlar kaybedecek inşallah.