Gençlerin erken yaşlarda kendini tanıması, eğilimlerini keşfetmesi ve kabiliyetleri istikametinde yol almayı irade etmesi çok önemli hatta hayatî bir meseledir. Ancak gençlerin bu yönde aydınlatılması ve doğru yönlendirilmesiyle birlikte genç yeteneklere kendilerini tanıma ve geliştirme fırsatlarının da sunulması gerekmektedir.
Kişinin hem şahsî başarısı hem de topluma azamî faydalı olabilmesi için kendini tanıması en başta gelir. Yani hem maddî hem manevî gelişimin en iktisadî yolu kendini tanımaktan ve sevdiği uğraşı ya da mesleği yapmaktan geçiyor.
Bu öyle keyifli bir süreçtir ki ancak yaşamakla zevk edilir. Çünkü insanın meyli, temayülü, istidadı, kabiliyeti batın tarafıdır ve açığa çıkmak için can atar. Bu kabiliyetlerin sıfata, mesleğe, fiile, sanata dönüşmesi ise zahirî yönüdür. Batın zahire çıkmayı şiddetle arzular. Çünkü Batının bir anlamda kemalatı zahir olmaktır. Batının açığa çıkma isteği, süreci ve nihayetinde zahir olması lezzet verir. Bu süreç şuunat tecellisinin bir nev’idir.
Nasıl ki Allah’ın Uluhiyeti tebarüz ile ve Rububiyeti ise tezahür ile kendini göstermek ve tanıtmak ister. Öyle de kâinatın en mükemmel meyvesi, fihristesi, neticesi olan insan da kendini keşfetmek ve tanıtmak ister. Yani Zat-ı Akdes’in şuunatı, sıfatı, esması ve fiillerinin tecellisi ile yaratması sonucunda eseri ve sanatı meydana geliyorsa ve Sani-i Hakikî bu yaratma, idare etme ve ikram etme gibi Saltanatı Rububiyetin İcrasıyla kendini tanıtmaktan ve bilinmekten (mahiyetini bilemediğimiz şekilde) kutsî bir lezzet (şuunat) alıyorsa; -tam birebir kıyas yapmamak şartıyla- biz insanoğlu da “kendimizi tanımaktan, yeteneklerimizi keşfetmekten, sevdiğimiz işi yapmaktan, üretmekten ve maharetlerimizi eserlerimiz üzerinde göstermekten” ve kendimizi tanıtarak beğenilmekten insanî bir lezzet ve keyf alıyoruz.
Bize “hayatın ekonomisi, iktisadı nedir” diye sorulacak olursa; özetle “kendini tanıma, tanıtma, had ve hududunu bilme ve insanlığa muhabbetle hizmet etme bilinci ve süreci” deriz. Bu aynı zamanda mutluluk reçetesidir de.
İşte Risale-i Nur Enstitüsü ve Köprü Dergisi de gençlerimizin kendini tanıması, yeteneklerini keşfetmesi ve özellikle yazarlık konusuna ilgisi ve merakı olanları teşvik etmek için düzenlemiş olduğu makale yarışmasına kabiliyetli gençlerin katılımını beklemektedir.
İsm-i Azamıyla uyumlu istidat ve kabiliyet çekirdeklerini Hüda suyuyla filizlendirmek ve kendini gerçekleştirme sürecini yaratılış fonksiyonlarına uygun olarak muhabbet ve şükür hisleriyle yerine getirmek iradesini gösterebilen gençlerimizi bu “fırsat köprüsü”nden geçmeye dâvet ediyoruz.
Haydi gençler, danışmanlar rehberliğinde yapılacak bu müsabaka fırsatını kaçırmayın. Sizin için başarmanın başlangıcı olması dileklerimizle…
Yarışma Bilgileri: Yarışmak isteyenlerin “[email protected]” e-posta adresinden irtibat kurarak kayıt için müracaat etmeleri ve Köprü Dergisinin “İslâmî Hizmet Metodları” başlıklı 63. sayısını internetten ya da basılı metinden bulup okumaları, bu sayıdaki makaleleri okuyup tahlil etmeleri gerekmektedir. Yazıların sunulması için son tarih 23.03.2020 olup ilk üç sırayı paylaşanlara ödüller verilecektir.
Ödüller, birinciye 1500 TL, ikinciye 1000 TL ve üçüncüye 500 TL’dir.