Partisinin seçim beyannâmesinde Cumhurbaşkanı’nın, Başvekil Adnan Menderes ve iki bakanının idam kararının verildiği “Yassıada’yı, ‘yaslı ada’ olmaktan çıkartıp, ‘Demokrasi ve Özgürlükler Adası’ haline dönüştürdükleri”ni tekrarlaması, Yassıada üzerinden “rant projesi”ni yeniden gündeme getirdi.
Esasen tartışmalar, “sit alanı” ilân edilmiş Ada’nın önce 2011’de Kültür ve Turizm Bakanlığına devri, ardından Kasım 2012’de “sit statüsü”nden çıkarılıp Nisan 2013’te “torba yasa” ile Çevre Bakanlığı’nca “müze” adı altında “turizme açılması” girişimiyle başladı.
Uzmanların, mevsim şartlarından ötürü dokuz-on ay fırtınaya açık olup kalıcı yerleşim imkânı olmayan Yassıada’nın “tabiî çevre, tarihî ve arkeolojik sit alanının yok edilip, kesilen ağaçlarla çevre katlinin olacağı” uyarılarına rağmen, iktidar rant projesini pervâsızca dayattı.
Birçok sivil plâtformun protesto ve çağrılarına kulak asılmadı. (gazeteler, 21.7. 2013)
“RANT PROJESİ”NİN ARKA PLÂNI
Adalar Belediye Başkanı’nın, “Çevre Bakanlığı, Yassıada ile Sivriada’yı yapılaşmaya açtı. Fuar, kongre, kültürel ve turistik tesislerin yapılaşmasına izin verildi. “Müze’ ve ‘kültür turizmi’ deniliyordu. Bitki örtüsü korunacak, tescilli yapılar restore edilecekti. Menderes ve arkadaşlarının yargılandığı salon 2. derece tescilli yapıydı, restoreyle gezi alanı yapılacak; tutuklu kaldıkları askerî binalar ziyarete açılacak, canlandırmalar yapılacak, tarihî değerler ortaya çıkarılacak’ dediler, altından rant çıktı” yakınması, telâfisi imkânsız tahribatı özetliyor.
Ama yoğun yapılaşmanın Adaların ekolojik dengesini bozacağı, kültürel yapısının zarar göreceği ikazlarına rağmen, belediyeye, halka, STK’lara, üniversitelere sormadan Yassıada yüzde 65, Sivriada yüzde 40 yapılaşmaya açıldı.
Bunun “tabiat ve kültür tahribatı olduğu” mahkemelere sunulan bilirkişi raporlarıyla bildirilmesine rağmen, iktidar çevre ve bitki örtüsünün katliâmı projesini ısrarla sürdürdü. Merhum Menderes’in mirâsını siyasette hoyratça istimal ederken, Yassıada üzerinde “siyasî ve inşaat çifte rantı projesi”ne devam edildi. (gazeteler, 14 5.15)
Yassıada’nın otellerle, turistik tesislerle eğlenceye açılması eleştirilerine dönemin Başbakanı “birtakım spekülasyonlar” derken, “Ben ağaç kestiklerini falân duymadım, 3-5 tane ağaç kesilmiştir” diyen Orman ve Su işleri Bakanı, “Menderes ve arkadaşlarının hâtıralarını incitecek yapılaşmaya izin vermeyiz” taahhüdünde bulundu. (Akşam,21.7.13; gazeteler, 6.2.16)
Ancak en üst düzeyde verilen bütün teminatlara rağmen, “1. derece doğal ve tarihi sit alanı” ve “3. derece arkeolojik sit alanı” olan Yassıada ile ilgili dâvânın yargıda devam etmesine rağmen apar topar dayatılan “rant projesi”yle tabiî yapı yok edildi. Ada’nın önceki haliyle, dozerlerle tahrip edilip betonlaştırılan şimdiki hali arasındaki farkı gösteren fotoğraflar, bu vaadlerin havada kaldığını ortaya koyuyor.
“TURİZM VE EĞLENCE ADASI” YAPILIYOR!
Bundandır ki, “inşaat ruhsatları” ve ‘turizm yetki belgeleri’nin yasal ve teknik açıdan usulsüzlük, yolsuzluk ve suç unsurlarıyla dolu olduğu, mahkemelere sunulan muhtelif bilirkişi raporlarıyla belgelenip ispatlanan Yassıada “rant projesi”nin ihâle edildiği şirketlerin, “Mendereslerin hâtırasını yaşatıyoruz” savunmalarının kamuoyunu yanıltma ve saptırmadan ibâret olduğu ortaya çıkıyor.
Bu hususta, en başta Yassıada’nın gerçek anlamda bir “demokrasi müzesi” olması için “tamamen tarihî ve tabiî koruma kurallarına bağlı kalarak 27 Mayıs yargılamalarının ortamını canlandıracak bir ‘hâtıra müzesi’ olarak tasarlanması”na emek veren Kültür ve Turizm eski Bakanı Ertuğrul Günay’ın, “Yassıada, özgün yapısıyla korunmalı. Demokrasi tarihimizdeki özel ve acı verici mekânların fazlaca ‘turistik’ hale getirilerek dokusunu yeni binaların arasında seyirlik hale getirmek 27 Mayıs mağduru Demokratların hâtıralarına da özensizlik ve saygısızlık olacaktır” uyarısı da önemli (omer.erbil@radikal, 14.7.13)
Görünen o ki, her fırsatta halka karşı demokrasi şehidi merhum Menderes ve dâvâ arkadaşlarının demokrasi mücâdelesi ve çilesini hoyratça istimal ve istismarla siyasî rant devşiren AKP iktidarı, -medyanın da gündeminden kaçırarak- Yassıada’yı da “demokrasi” paravanında betonlaştırıp “rantlaştırmak”la “turizm ve eğlence adası” haline getiriyor.
Ve merhum Menderes’le dâvâ arkadaşı Demokratların aylarca darbenin zulüm ve işkencesine mâruz kalarak yargılandığı, ibretli acı hâtıralara şâhid olan Yassıada’daki “rant projesi” cerbezeli çarpıtmalarla “demokrasi ve özgürlük” adı altında yutturulmaya yelteniliyor.