"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bedîüzzamân’ın eski dönem eserleri

Bilâl TUNÇ
08 Mayıs 2015, Cuma 10:00

İ‘tizâr

Bu çalışma www.risaletashih.com‘da ilk neşredildiği günlerde Bedîüzzamân Hazretlerinin Ankara'dan ayrıldıktan kısa bir süre sonra Van'a döndüğü zannediliyordu. Prof. Dr. Ahmed Akgündüz tarafından neşredilen ABIBSNİŞ-2’deki belgelere göre Üstâd'ın İstanbul'dan ayrılması 1924 Temmuz'unun son çeyreğindedir. Ve Eski Saîd'in birkaç eseri bu sürede te'lif ve neşredilmiş olmalıdır.

Bedîüzzamân’ın II. Meşrûtiyet döneminde, Cumhûriyet öncesi Ankara’sında ve Cumhûriyet’in hemen başlarında neşrolunan Eski Saîd eserleri, imkânlar ölçüsünde kronolojik olarak aşağıya çıkarılmıştır.. 

Eksik ve kusurlar abd-i âcizdendir.. Çalışmanın sıhhat ve tekemmülüne mâtuf tashih, tenkid ve görüşler maalmemnûniye değerlendirilecektir..

B. Tunç

1- Makālât: Üstâd Bedîüzzamân'ın, 6 Ağustos 1908 ile 22 Temmuz 1920 arasında mevkūtelerde çıkan yazıları, nutukları, beyânâtları..

http://www.yeniasya.com.tr/bilal-tunc/bediuzzaman-in-mak%C4%81lati_324796

 

2- Nutuk: Bedîüzzamân-ı Kürdî

İlk kitâbı. Dersaâdet, İkbâl-i Millet Matbaası, 1324 (dışkapak), 1326 (içkapak).

Münderecâtında, "Dağ Meyvesi Acı da Olsa Devâdır.." gibi 9 Ekim 1908 târihli bir yazı bulunmasından ötürü kitabın bu târihden sonra neşredilmiş olması gerekir.. 1908 sonları – 22 Ocak 1909 arası denilebilir.  

"Yaşasın yaraları tedâvî etmek fikrinde olan Halîfe-i Peygamber!.." ilk yazının sonlarında (s.16)

Tamâmı 29 sayfa. Ayrıca sonunda 3 sayfalık bir hatâ-savâb cedveli bulunuyor..

3- İki Mekteb-i Musîbetin Şehâdetnâmesi: Bedîüzzaman

İlk tab'ı: İstanbul, İkbâl-i Millet Matbaası, 1327, 1325 (23 Mayıs 1909 - 18 Eylül 1909). 

47 sayfa.

(ABIBSNİŞ-1, s.631)

İkinci tab‘ı: İstanbul, Artin Asadoryan ve Mahdumları Matbaası, 1328 (13 Ocak 1910 - 1 Ocak 1911).

60 sayfa. Baş tarafta Ahmed Râmîz’in uzunca bir önsözü bulunuyor. 

4- Reçetetü’l-Ulemâ:

1912 / MTH, s. 343  

R-a: (BTBSN-2006, s.154)

R-b: (ABIBSNİŞ-1, s.734)

5- Reçetetü’l-Avâm:

1912 / MTH, s. 343

(ABIBSNİŞ-1, s.749)

6- Muhâkemât: Bedîüzzaman

Kostantıniyye, Matbaa-i Ebuzziyâ, 1327 (Nisan sonu 1911(*) - 13 Mart 1912). 

273 sayfa.

(*): Şam’dan dönüp Sultan Reşâdın Tahta geçişinin sene-i devriyesine katılmışsa.. Bknz: El-Hutbetü’ş-Şâmiyye maddesi.

(ABIBSNİŞ-1, s.729)

7- Münâzarât: Bedîüzzaman

Kostantıniyye, Matbaa-i Ebuzziyâ, 1329 (Nisan sonu 1911(*) - 21 Aralık 1911). 

163 sayfa.

(*): Şam’dan dönüp Sultan Reşâdın Tahta geçişinin sene-i devriyesine katılmışsa.. Bknz: El-Hutbetü’ş-Şâmiyye maddesi.

R-a: (ABIBSNİŞ-1, s.747)

R-b: (ABIBSNİŞ-1, s.748)

Resimleri görülen eserlerin asıllarına ulaşamadığımız için (R-a) ve (R-b), ayni târihde ayni yerde basılan iki farklı nüsha mıdır veyâ içkapak dışkapak farkı mıdır bilemiyoruz?  Benzer durum, diğer bâzı eserler için de söz konusu.. 

8- El-Hutbetü’ş-Şâmiyye:

Hutbe îrâdı: 1327 (Türkçe Hutbe-i Şâmiyye’nin baş kısmı), 1329 (Sünûhât'daki nüsha). Sultan M. Reşâd’ın Cülûs-i Hümâyûnu’nun 2. sene-i devriyesine (27 Nîsan 1911) katıldığı (MTH, s. 342) gerçekse hutbe îrâdı, 1911 Mart’ının ikinci yarısı ile Nîsan ortalarına kadar olmalıdır.. O merâsime katılmamışsa Mayıs ortalarına kadar olabilir..

İlk nüshanın Şam'da mı, İstanbul'da mı basıldığının, kaç sayfa olduğunun belgesi bilinmiyor.. 1911'de basıldığı tahmîn ediliyor..

Mevcud nüshalarda sayfa sayısı:

1330 târihli nüshada; (“El-Hutbetü’ş-Şâmiyye” 11 sahîfe, 3 satır, Teşhîsü’l-İllet” 10 sahîfe) + (“Devâü’l-Ye’s Zeylinin Zeyli”  8 sahîfe). Tamâmı 29 sahîfe..

1920’de Evkāf-ı İslâmiyye Matbaasında basılan “Sünûhât”a dercedilen nüshada; ("El-Hutbetü’ş-Şâmiyye”  9 sahîfe, Teşhîsü’l-İllet”  8 sahîfe“Devâü’l-Ye’s Zeyliniz Zeyli”  7 sahîfe). Tamâmı 24 sahîfe..

(Kapak)

 (İç kapak)

(Hutbe-i Şâmiye isimli şâheser hitâbesinin 1920'de Sünûhat içerisinde basılan nüshası)

http://www.risaletashih.com/index.php/tashih-cesitlemeleri/342-hutbe-i-samiyye-sorulari

9- Teşhîsü’l-İllet: Saîd

Kostantıniyye, Matbaa-i Ebuzziyâ, 1330 (22 Aralık 1911 – 10 Aralık 1912).

"El-Hutbetü'ş-Şâmiyye (Devâü'l-Ye's)"ye zeyl olarak Rumeli Seyâhatinden sonra te'lif edilmiştir..

 http://www.risaletashih.com/index.php/tashih-cesitlemeleri/342-hutbe-i-samiyye-sorulari

10- Devâü’l-Ye’s Zeylinin Zeyli: Saîd-i Kürdî

Kostantıniyye, Matbaa-i Ebuzziyâ, 1330 (22 Aralık 1911 – 10 Aralık 1912).

"Tehîsü'l-İllet"in zeylidir..

1330 baskısı müstakil, 1920 baskısı Sünûhât içerisinde..

http://www.risaletashih.com/index.php/tashih-cesitlemeleri/342-hutbe-i-samiyye-sorulari

11- Ta‘lîkāt:

Çok zaman sonra bulundu. Te’lif 1913(?), Basım 1994(?) / MTH, s. 437

http://www.sorularlarisale.com/printarticle.php?id=10853

Te'lîfinin 1906'larda olduğuna dâir görüşler de var. (ABIBSNİŞ-1, s.352-53)

Ayrıca bknız: ABIBSNİŞ-1, s.357-360.. 

12- Rumûzât:

Mantıkda i‘mâl-i zihn içün güzel bir eserdir.

http://www.risaletashih.com/index.php/musahhah-metinler/192-bediuzzaman-in-tercume-i-hali-mukuslu-hamza

http://www.risaletashih.com/index.php/musahhah-metinler/193-bediuzzaman-in-tarihce-i-hayati-abdurrahman-nursi

 

Kaynaklarda adı geçiyorsa da henüz yeterli belge ve bilgiye ulaşılamamıştır.. Basılmamış eselerinden.. 

Rumûzât'ın 1907'den önce te'lif edilen eserlerden olduğu ve M. Nûriye'de geçen şu kısmın Rumûzât'la ilgili olduğuna dâir görüşler bulunuyor: "İ’lem eyyühe’l-aziz! Âlemde herşeyin yüzünde hikmet eserleri göründüğü gibi, en uzak, en geniş, en ince kesretin tabakaları üstünde de hikmet, ihtimâm eserleri görülmektedir. Evet, kesret ve tekessürün müntehâsı ve netîcesi olan insanın sahîfe-i vechinde, cephesinde, cildinde, ellerinin içlerinde kalem-i kaderle pek çok çizgiler, hatlar, nakışlar, nişanlar yazılmışdır. Ma‘lûmdur ki, insanın şu sahîfelerinde yazılan o kelimeler, harfler, noktalar, harekeler, rûh-u insânîde bulunan ma‘nâlara, ma‘neviyâtlara delâlet ettikleri gibi, fıtratında kader tarafından yazılan mektuplara da işâretleri vardır. Arkadaş, insanın geçen sahifelerine  kaderin yazdığı hâşiye, tesâdüf ve ittifâkın dühûlüne bir menfez bırakmamışdır. " (ABIBSNİŞ-1, s.353)

13- İşârâtü’l-İ‘câz fî Mezâni’l-Îcâz: Bedîüzzaman

Evkāf-ı İslâmiyye Matbaası, 1334 (1918).       

Te’lîfi; 1914-1916 (MTH, s. 437).

14- Bedîüzzamân Saîd-i Kürdî’nin Terceme-i Hâli: (Müküslü Hamza)

Evkāf-ı İslâmiyye Matbaası, 1334 (1918).

1- “Onun hayâtını ilk def’a 1918 yılında Hamza isminde bir talebesi yazdı. Sekiz sayfalık bir broşür olan bu eser çok kısa idi.” (BTBSN, s. 30)

2- “1918 yılında yayınlanan Arapça İşârâtü’l-İ’câz’ın son kısmında yer alan bu târihçe, Üstâd’ın talebelerinden Müküslü Hamza tarafından yazılmış olup, Bedîüzzamân’ın bu târihe kadar olan hayâtını konu almaktadır.” (İçtimâî Dersler) 

http://www.nuralemi.com/risale_i_nur_konu_listesi.php?id=36

3- “Müküslü Hamza, Said Nursî’nin “İşârâtü’l-İ’câz” adlı eserinin kâtipliğini yapmış, Arapça ilk baskılarında kitabın sonuna Said Nursî’nin hayâtını da eklemiştir.” 

http://www.yeniasya.com.tr/2010/10/15/enstitu/h1.htm 

4- http://www.risaletashih.com/index.php/musahhah-metinler/192-bediuzzaman-in-tercume-i-hali-mukuslu-hamza

 (s.8)

Burada belirtilen ÂSÂRI

Türkce:

1- Muhâkemat-ı Bedîüzzamân nâmında tefsîre mukaddeme ola­rak yazılmış bir eser-i girân-bahâdır.

Arabca:

2- Reçetetül Ulemâ,

3- Reçetül Avâm; hakkıyla sitâyişe şâyan iki eserdir.

4- Ta‘lîkāt; mantıkda bînazîr bir eserdir, nazariyyât-i mantıkıyyeyi tatbî­kāta takrîb eder.

5- Rumûzât; mantıkda i‘mâl-i zihn içün güzel bir eserdir.

6- İşârât-ül İ‘câz Fî Mezân-il Îcâz nâmında bir tefsîr-i şerîf. Şimdiye kadar o menhecde te’lîf olunmuş bir tefsîr mevcûd değil... Ve hattâ diye­bilirim ki, mahsûl-i karîhasından başka, evkāf malını derc etmemişdir. Kelâm-ı Kadîm nazmca mu‘ciz, mefhûmca hak ve hakīkat olarak fünûn-i müsbeteye tamâmen muvâfık ve rehnumâ olduğunu isbât eder. Hazreti Üstâd bu tefsîri te’lîf etmeden evvel halka-i tedrîsinde bulunuyordum. Ke­lâm-ı Kadîm’i eline alıb Kürdce takrîr ederdi. Hiçbir kitâba veyâ tefsîre bak­mazdı. Arkadaşlarımızdan Molla Habîb nâmında bir efendi Kürdce nota tutardı. Çok devâm etmeden Harb-i Umûmî başladı Bedîüzzamân Saîd Efendi muhârebe esnâsında cebhe-i harbde me’haz olarak yalnız o not­lara mâlik olduğu hâlde, elyevm Evkaf Matbaasında tab‘ıyle iştigāl etdi­ğimiz o kitâbı te’lîf etmişdir.

15- Bedîüzzamân’ın Târihçe-i Hayâtı: (Abdurrahmân)

İstanbul, Necm-i İstikbâl Matbaası, 1335 (1919).

Burada belirtilen ÂSÂRI:

1- Muhâkemât, Türkcedir.

2- Reçetet-ül Ulemâ, Arabcadır.

3- Reçetet-ül Avâm, Arabcadır. Ve hakkıyla sitâyîşe şâyân eserlerdir.

4- Ta‘likāt. Mantıkda bînazîr bir eserdir. Nazariyyât-ı Mantıkıyyeyi tatbîkāta (ta‘kīb) [takrîb] eder.

5- Rumûzât. Mantıkda i‘mâl-i zihn içün güzel bir eserdir.

6- İşârât-ül İ‘câz fî Mezân-il Îcâz. Bir tefsîr-i şerîf olub, o da sâhibine benzer. Başka tefsîrlere benzemez, bedi‘ ve garîbdir. Şimdi mezkûr tefsîr-i şerîfden bir cüz’ü tab‘ edilmişdir.

16- Nokta: Bedîüzzamân

Evkāf-ı İslâmiyye Matbaası,1337. 

H.1337: 7 Ek. 1918 – 25 Ey. 1919

R.1337: 1921

17- Hutuvât-ı Sitte:

1920 (Tahmînî).

 

“İngiliz ve Yunan aleyhinde Hutuvât-ı Sitte eserimi Eşref Edib’in gayretiyle tab’ ve neşretmek ile, o kumandanın dehşetli plânını kıran ve onun îdam tehdîdine karşı geri çekilmeyen ve Ankara reisleri o hizmeti için onu çağırdıkları halde Ankara’ya kaçmayan; ... ”

http://www.risaleinurenstitusu.org/index.asp?Section=Kulliyat&Book=TarihceiHayat&Page=498

18- Sünûhât: Bedîüzzaman

Evkāf-ı İslâmiyye Matbaası, 1336/1338 (1 Oc. 1920 - 14 Eyl. 1920). 

Münderecâtı: “Sünûhât", "Rü’yâda Bir Hitâbe", "Rü’yânın Zeyli", "El-Hutbetü'ş-Şâmiyye", "Teşhîsü’l-İllet", "Devâü’l-Ye's Zeylinin Zeyli", "El-Hutuvâtü’s-Sitte”

(R-a)

(R-b)

(R-a) ve (R-b) ayni nüshanın kapak/iç kapak resimleri olabilir.

19- Hakīkat Çekirdekleri (Birinci cüz’): Bedîüzzamân..  (Câmii, birâderzâdesi Abdurrahman Nursî).

Evkāf-ı İslâmiyye Matbaası, 1336 (1920)

(Eserden bir vecîze: "BİR DÂNE-İ HAKīKAT BİR HARMAN HAYÂLÂTA MÜRACCAHDIR")

20- Hakīkat Çekirdekleri (İkinci cüz): Bedîüzzamân..  (Mürettibi, birâderzâdesi Abdurrahman).

Evkāf-ı İslâmiyye Matbaası, 1337-1339 (1 Oc. 1921 - 3 Eyl. 1921)

21- Tulûât: Bedîüzzaman

Evkāf Matbaası, 1339 (15 Ey. 1920 - 3 Ey. 1921).

"Anadolu aleyhinde çıkmış fetvâya ne dersin?" bölümündeki hâşiye'den anlaşıldığına göre; eser, 14 Eylül 1336/1920'den sonra te'lîf edilmiş..   .

22- Kızıl Îcâz: Bedîüzzaman

Evkāf Matbaası, 1339 (15 Ey. 1920 - 3 Ey. 1921). 

23- Rumûz: Bedîüzzaman

Evkāf-ı İslâmiyye Matbaası, 1339 (15 Ey.1920 - 3 Ey. 1921) 


24- İşârât: Bedîüzzaman

Evkāf-ı İslâmiyye Matbaası, 1339 (15 Ey.1920 - 3 Ey. 1921). 

25- Şuâât

Bedîüzzaman

Evkāf-ı İslâmiyye Matbaası,1339 (15 Ey.1920 - 3 Ey. 1921).

(Eserin arka kapağında, "Müeelifin Âsâr-ı Matbûası", ABIBSNİŞ-2, s.95)

Arabca:

İ. İ’câz

Kızıl Îcâz

Reçetetü’l-Avâm

Reçetetü’l-Havâs

El-Hutbetü’ş-Şâmiyye

Ta’lîkāt (tab‘ hazırlığında)

 

Türkce:

Nokta

Rumûz

Şuâât

İşârât

Sünûhât

Tulûât

Muhâkemâ

Münâzarât

İki Mekteb-i Musîbetin Şehâdetnâmesi

Hutuvât-ı Sitte

26- Lemeât: Bedîüzzaman Saîd-i Kürdî

Evkāf-ı İslâmiyye Matbaası, 1337-1339

Üzerindeki notdan Lemaât'ın bir Ramazan başlangıcı ile Bayram arasında te'lif edildiği anlaşılıyor. 9 Mayıs 1921 ile  8 Hazîran 1921 arasındaki sürede te'lif edilmiş.. 3 Eylül 1921'den önce basılmış.. 

"Târihçe-i Hayât'ın Zeyli" bu eserin sonunda.

27- Târihçe-i Hayât'ın Zeyli: Birâderzâdesi Abdurrahmân.

Evkāf-ı İslâmiyye Matbaası, 1337-1339 (1921).

(1a)

(2a)

Târihçe-i Hayât'ın Zeyli'nin farklı iki nüshası bulunuyor. (Farklılığın keşfi Çapay Kāsimo kardeşimize âid..)

Üstteki (1a,b) "Bu Dîvânın sâhibi amucam ..." şeklinde başlayan nüsha, Lemeât'ın sonuna eklenmiş.. İki sahîfeye sıkıştırılmış.. Alttaki (2a,b) 5 sayfaya yayılmış.. "Lemeât Dîvânının sâhibi amucam ..." şeklinde başlıyor.. " Bedîüzzamân'ın Târihçe-i Hayâtı"na müstakil bir zeyl olarak basılmış olmalı..

(1b)

(2b)

Zeylin sonunda zikredilen âsârı:

{Dârü’l-Hikmeti’l-İslâmiyye’de iken tab‘ ve neşretdiği âsâr}

[1] ”İşârâtü’l-İ’câz fî Mezânni’l-Îcâz”, [2] “Nuktatün min-Nûr-i Ma‘rifetillâh”, [3] “Şuâât-ı Ma‘rifeti’n-Nebî”, [4] “Lemeât”, [5] “Tulûât”, [6] “Sünûhât”, [7] “Kızıl Îcâz”, [8] “Rumûz”, [9] “İşârât”, [10] “Hutuvât-ı Sitte”, [11] “Hakīkat Çekirdekleri (Birinci cüz)”, [12] “Hakīkat Çekirdekleri (İkinci cüz)

28- Katre: Bedîüzzaman

İstanbul, Necm-i İstikbâl matbaası, 1338/1340 (1 Oc. 1922 – 23 Ağ. 1922).

29- Zeylü’l-Katre: Bedîüzzaman

Şehzâdebaşı, Evkāf-ı İslâmiyye Matbaası, 1338/1340 (1 Oc. 1922 – 23 Ağ. 1922).

(Arka kapakda "Müeelifin matbû' âsârları")

30- Habbe: Saîde'n-Nursî

Evkāf Matbaası 1338 (1922).

31- Zeylü’l-Habbe: Saîde'n-Nursî

Evkāf Matbaası, 1338 (1922).  

32- Zerre: Saîde'n-Nursî

Şehzâdebaşı, Evkāf Matbaası, 1338/1340 (1 Oc. 1922 – 23 Ağ. 1922).

33- Şemme: Saîde'n-Nursî

Şehzâdebaşı, Evkāf Matbaası, 1338/1340 (1 Oc. 1922 – 23 Ağ. 1922).

 “ Müeelif'in Âsâr-ı Matbûası” (Eserin sonunda):

Türkce                               Arabca

Nokta                                  İ. İ'câz

Şuâât                                  Katre

Lemeât                               Zeylü'l-Katre

İşârât                                   Zerre

Rumûz                                Şemme

Hutuvât-ı Sitte                      Kızıl Îcâz

Muhâkemât    (Nüshaları kalmamış)

Münâzarât      (Nüshaları kalmamış)

34- Zeylü’z-Zeyl: Saîde'n-Nursî

Ankara, Yenigün Matbaası, 1338/1341 [Ankara'ya gelişi (7 Kasım 1922) – 31 Ar. 1922].

35- Hubâb: Saîde'n-Nursî

Ankara, Ali Şükrü Matbaası, 1339/1341 {1 Oc. 1923 – Ank.’dan ayrılışı (17/21[30]) Nîsan [1 Mayıs] 1923)}  

Ankara’da meb‘uslara hitâben neşrettiği Beyannâme bu esere de dercedilmiş.. (s.17-20)

http://risaletalimhaber.com/haber/1664-beduzzaman-m-keml-gorusmesinin-90-yildonumu#.VP4EC1j9nIU

36- Zeylü’l-Hubâb: Saîde'n-Nursî 

İstanbul, Necm-i İstikbâl Matbaası, 1341 [H] (24 Ağ. 1922 - 13 Ağ.1923) 

37- Zühre: Saîde'n-Nursî

İstanbul, Necm-i İstikbâl Matbaası, 1341 [H] (24 Ağ. 1922 - 13 Ağ.1923) 

38- Zührenin Zeyli: Saîd

1923 / MTH, s. 437 

39- Şu‘le: Saîde'n-Nursî

İstanbul, Necm-i İstikbâl Matbaası, 1342[H] (14 Ağ. 1923 – 31 Tem 1924). 

MÜHİM NOT:

Üstâd, "Saîd NURSÎ" (Saîd-i NURSÎ, Saîde'n-NURSÎ) adını 1922 yılından îtibâren kullanmaya başlamıştır. (bknz: listedeki son 10 Eser)

Kısaltmalar:

ABIBSNİŞ: Arşiv Belgeleri Işığında Bedîüzzamân Saîd Nursî ve İlmî Şahsiyyeti, Prof. Dr. A. Akgündüz  

BTBSN: Bilinmeyen Taraflarıyle Bedîüzzamân Saîd Nursî, N. Şahiner, 2006

MTH: Bedîüzzaman Saîd-i Nursî, Mufassal Târihçe-i Hayâtı, A.kadir Badıllı, 1998

 

 

Okunma Sayısı: 44135
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Bilâl Tunç

    2.1.2019 11:17:02

    Rahmetli Badıllı Ağabey; Hubâb ve Zühre olarak bildiğimiz eserlerin adını HABÂB ve ZEHRE olarak yazmış.. (Mufassal T. Hayât, 1998, s.437).. Yakın zaman önce araştırma imkânım oldu.. Evet, Badıllı Ağabey (Allah rahmet etsin) haklı..

  • Bilâl TUNÇ

    26.12.2015 08:06:33

    Çok kuvvetli ihtimâl Bedîüzzamân Zeylü’l-Hubâb, Zühre, Zührenin Zeyli, Şu‘le gibi bâzı eserlerini Ankara dönüşü İstanbul'da kaldığı takrîbî 15 aylık süre içerisinde neşretmiş olmalıdır.

  • Bilâl Tunç

    24.11.2015 19:39:42

    Mikail Kardeşim, yorumun için teşekkür ederim.. Belgeler Üstâd'ın doğum târîhini 5 Ocak 1878 ile 12 Mart 1878 arasındaki 67 güne inhisar ettiriyor.. Gerçeği Allah bilir.

  • mikail yaprak

    12.8.2015 20:29:18

    Bilal ağabey, 6.8.2015 Perşembe günkü makalemde geçen isim hususunda yaptığınız düzeltme için teşekkürler. Merhum İsmail ağabeyimi rahmetle andıracak bir anekdot arz edeyim. 1994 yılında vefat eden İsmail YAPRAK ağabeyimin ardından gazetemizde yazılar şiirler çıktı.Bir şiirde onu Sütçü İmam'a benzettiler. Her neyse, Van'ın tanınmış bir imam-hatibi ve ağabeyimin de aile dostu ona dedi ki: "Ben hutbemi hazırlarken senin silüetin karşıma dikiliyor, hangi cümle ve kelimeye "israiliyat" diyeceksin, hangisini R.Nur'a aykırı bulacaksın diye tahmin ettiklerimi sile sile hutbemin müsveddesi acaip hale geliyor." Şimdi biz de Üstad'la ilgili yazmak istediğimiz zaman Bilal Tunç'un silüeti karşımıza çıkıyor.-:) Bir de Üstad'ın doğum tarihi 1876 mı1878 mi.. Tam bir netleşse...

  • Bilâl TUNÇ

    21.5.2015 19:12:49

    "M Numan" ve "a.kadir ceylan" Beylere alâkaları için teşekkür ederim..

  • a.kadir ceylan

    8.5.2015 15:36:43

    Aslında Nur talebeleri bu eserlerin tıpkı basımını yapmakla mükelleftirler. İnşaallah bir an önce yapılır. Bu arada bu araştırmasından dolayı Bilal Tunç ağabeye tebrikler.

  • M Numan

    8.5.2015 13:35:45

    Maşaallah orijinallerini Bilal TUNÇ Ağabey toplamış Allah razı olsun. Bu eserlerin toplu hali ise OSMANLICASI İTTİHAD YAYINLARINDAN, YENİ YAZILI HALİ İSE ENVAR NEŞRİYATTAN ASAR-I BEDİYYE NAMI İLE neşredilmektedir.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı