Merhûm ve mağfur Ağabeyimize sonsuz rahmetler diliyorum, yakınlarına ve sevenlerine ta‘ziyelerimi sunuyorum..
Bilvesîle merhum Ağabey’le ilgili bir iki küçük hâtıramı nakletmek isterim.. :
Risâle-i Nûr ve Bedîüzzamân Araştırmacıları için ana kaynaklardan biri hiç kuşkusuz Abdülkadir Badıllı’nın (ra) Mufassal Târihçe-i Hayât olarak bilinen takdîre şâyân eseridir..
Adını dahâ önceleri duymuşsam da bu eserle tanışalı 7-8 sene oldu olmadı.. Hakīkaten büyük bir boşluğu doldurduğunu, okuyunca dahâ iyi anlıyorsunuz..
Âdetim olduğu üzere dikkatimi çeken yerleri tekrar dönmek üzere işâretleyerek, bâzı yerleri ileriye ta’lik ederek ilk okumamı tamamladım.. Elim değdikçe işâretli yerler üzerinde tekrar tekrar durdum.. Notlar aldım.. Bunlar üzerinde karınca karârınca araştırmalar yaptım..
Mufassal Târihçe’nin 1998 nüshası üzerindeki tesbitlerimi önce yayınevi ilgililerine ilettim.. Ayrıca değerli Şâir Ağabeyim Ekrem Kılıç’ın himmetleriyle Urfa’da ikamet eden Badıllı Ağabey’e ulaştırdık.. Birkaç gün sonra teşekkür ve iltifât bâbında telefonla arama nezâketinde bulundu.. O sıralar 3. Baskı hazırlıklarını yapıyorlarmış.. Sonra ne oldu bilmiyorum..
İki sene kadar evvel, “Eski Saîd’den Yeni Saîd’e” yazarı Mustafa Süzen aradı.. İzmir’e geliyormuş.. “Ağabeyler Anlatıyor”un değerli yazarı Ömer Özcan’ı da aramış.. Yeni Asya İzmir Temsilcisi Hasan Şen’in bürosunda buluştuk..(*) Çay sohbetimizde, Mufassal Târihçe’de, Bedîüzzamân Hazretleri Barla’da iken kendisine gelen bâzı mektup resimlerinin birinin üzerinde “Muhammed Saîd” adını gördüğümü söyledim.. İlgilerini çekti.. Yanımızda kitap da yok.. Mustafa Süzen, te’yîd için Badıllı Âbi’yi aradı telefonla.. O da hatırlayamadı.. Sayfa numarasını bulup inşâallah kendilerine iletmek üzere biraz müsâade istedim...
Akşam eve dönünce, üzerinde “Muhterem ve Muazzez Hocam Muhammed Saîd-i Nursî Efendi Hazretlerine takdîm” yazan mektup resminin 877. sayfada bulunduğunu bildirdim..
(*): O gün Hasan Şen Ağabey, büroda bulunmadığı için vekâleten çaylarımızı Ahmed Saîd Okur kardeşimiz ikram etmişti.