ONUNCU SÖZ, BARLA’DA İLK TE’LİF EDİLEN ESER MİDİR?
Şahiner, ilk eserin, 1927 yılı bahârında yazılan “Onuncu Söz” olduğunu, hemen Barlalı tüccar Bekir Dikmen tarafından İstanbul’a götürüldüğünü ve Müküslü Hamza ile berâber tab‘ ettirdiklerini yazıyor..19
Ancak, burada, “Onuncu Söz”ün ilk te’lif edilen eser olduğu ve tab‘ târîhi tesbitleri tashîhe muhtâc!
M. Nûriye’deki şu bilgilere bir bakalım:
“Îmân-ı haşre dâir olan bu risâle [Lâsiyyemâlar], Risâle-i Nur’daki Onuncu Söz’ün esâsı olup, Barla’da, Üstâdımızın bir bahar gününde rahmet-i İlâhiyenin âsârını bağ ve bahçelerde müşâhedesinden ve ihtiyarsız olarak ‘Fenzur ilâ âsâri rahmetillahi keyfe yuhyi’l-arza ba’de mevtihâ. İnne zâlike lemuhyi’l-mevtâ. Ve hüve alâ külli şey’in kadîr’ [Rum Sûresi: 50.] âyet-i kerîmesini kırk def’aya yakın okumasından sonra tulû etmiş gâyet kıymetdâr ve bu zamanda çok lüzumlu ve inkâr-ı haşir mefkûresini köküyle kesip, İbn-i Sinâ gibi acîb bir dâhînin ‘Haşir bir mes’ele-i nakliyedir; akıl bu yolda gidemez’ dediği haşri en basit fehme de kabûl ettiren ve haşrin binler nümûnelerini arz yüzünde gösteren ve haşri iktizâ eden pekçok esmâ-i İlâhiyeden tut, tâ mâhiyyet-i insâniyyede dahî haşri isbat eden bir risâledir.
Bir kâide-i hasenenin tezâhürü olarak, her risâlenin başında olduğu gibi bu risâlenin başında da Cenâb-ı Hakk’a tahmîdât ve Nebî-i Zîşân’a salât ü selâm vardır. Îmân-ı billâh, îmân-ı bi’n-nebî, îmân-ı bi’l-haşir ve şuhûd-i kâinât mâbeyninde bir irtibat-ı tâmme ve telâzum-i kat’iyye olduğundan, bu risâle kısaca olarak ‘Tevhid ve risâlet’ hakîkatlerinden bahsederek esas mes’ele olan mes’ele-i haşriyyeye ‘Lâsiyyemâlar’la geçmiştir. Risâle-i Nûr’un Yirmisekizinci Sözünün İkinci Makâmı olan bu risâle, yirmi senedir Üstâdımızın eline yeni geçmiştir.”20
“[Lâsiyyemâlar] Onuncu Söz’ün bir cihette esâsı ve Yirmisekizinci Söz’ün Arabî İkinci Makâmıdır.”21
“Aziz arkadaş, ‘Îmân-ı billâh’ ile ‘âhiret îmânı’ arasındaki telâzuma geldik. Hazır ol, dinle: (…)
“İşte o kudret sâhibi, lisân-ı Kur’ân’la emrettiği, ‘Fenzur ilâ âsâri rahmetillahi keyfe yuhyi’l-arza ba’de mevtihâ. İnne zâlike lemuhyi’l-mevtâ. Ve hüve alâ külli şey’in kadîr’ [Rum Sûresi: 50.] âyet-i kerimesi bu mes’elenin hakîkat olduğuna sarâhatle şehâdet ediyor.
“Ey aziz arkadaş! Cenâb-ı Hakk’ın şu tasarrufâtından ve şuûnâtından anlaşıldı ki, arz meydanında yapılan nebâtî haşirler ve neşirler ve sâir içtimâ‘ ve iftiraklar maksûd-i bizzat değildir. Çünki, öteki âlemin meydân-ı kebîrinde yapılan o büyük ve mühim ihtifallerle kısa bir zamanda yapılan şu cüz’î, gayr-î sâbit bu semereler arasında münâsebet yoktur. Ancak bu cüz’î semereler, birtakım mîsal ve nümûnelerdir ki, bunların sûret ve netîcelerine o mecma-i kebirde muâmeleler tatbik ve icrâ edilsin. Demek bu fânî şeylerin sûretleri, o âlemde bâkî semereleri meyve verecektir. (…)”22
Öyleyse; “Lâsiyyemâlar”, “Onuncu Söz”den önce te’lif edilmiştir.
Yukarıdaki bilgilere göre; “Onuncu Söz”, Barla’da te’lif edilen ilk eser değildir ve baskı târîhi, 1928 Mayıs’ından sonra fakat harf inkılâbından öncedir!23
Barla’da “Lâsiyyemâlar”dan evvel yazılmış eser(ler) olabilir mi?
Bir hâtırasında Şamlı Hâfız Tevfik Göksu, Üstâd’ın kendisine ilk olarak “Mi’râc Bahsi”ni yazdırdığını söylüyor.24 Bu durumda “Lâsiyyemâlar” da ilk yazılan eser olmuyor!
Barla’da Yazılan İlk Eser Hangisi?
Bu mevzûda en geçerli söz Hz. Müellif’indir.. O, sonraki nüshalarda bulunmayan, “Ehemmiyetli bir maksad içün temsîlât, hikâyeler sûretinde yazılmışlar.” cümlesi ile başladığı kendi hattı Küçük Sözler’in sonuna şu ibâreyi eklemiş:
“Şu Küçük Sözleri bidâyette müsvedde olarak kendim ve kendi müşevveş hattımla yazmaya mecbûr oldum. Çünki o vakit herkes benden çekinirlerdi.”25
cümleleri ve diğer bilgiler Küçük Sözler’in Barla’da te’lif edilen ilk eser olma ihtimâlini kuvvetlendiriyor..
NETÎCE:
Yukarıdaki belge ve bilgilerden şu netîceler çıkartılsa yanlış mıdır:
1- Bedîüzzamân’ın Barla’ya nefyi 1 Mart 1927’dir. Bu târihden evvel Barla’da eser yazmış olması mümkün değildir.
2- (Müellifin kendi hattı ile yazdığı) “Küçük Sözler” Barla’da yazılan ilk eserdir.
3- Hz. Üstâd’ın Şamlı Hâfız Tevfik Göksu’ya ilk yazdırdığı eserin “Cennet Bahsi” olma ihtimâli var.
4- “Lâsiyemmâlar”, “Onuncu Söz”den önce te’lif edilmiştir.
5- Barla’da iken bastırılan ilk (belki de tek) eser “Onuncu Söz”dür.
23) Onuncu Söz’ün Tab’ı.
Üstâd, yeni huruf çıkmadan basıldığını belirtiyor:
“(…) İstanbul’da yeni huruf çıkmadan evvel tab‘ ettirdiğim Onuncu Söz nâmında gâyet kıymetdâr, haşri ve kıyâmeti gündüz gibi isbât eden risâlemi ve (…)”26
Başka bir yerde, Müküslü Hamza’nın da tab’ hizmetinde bulunduğunu yazıyor: “Hem onbeş seneden beri şehid olmuş işittiğim ve dâimâ Ubeyd gibi şehid talebelerim içinde ona duâ ettiğim, hem İşârâtü’l-İ’câz’ı, hem ‘Onuncu Söz’ü tab’ eden Molla Hamza hayâtda, Irak’da olduğunu ve Nur’ları aradığını...”27
Müküslü Hamza, onuncu Söz’ün tab’ından evvel, Diyarbakır İstiklâl Mahkemesi tarafından verilen hüküm gereği hapistedir ve Mayıs 1928 afvı ile serbest bırakılmıştır.. Dolayısıyle, bu târihden evvel İstanbul’da ve tab’ işinde bulunması söz konusu değildir..28
Zâten kapak resmindeki baskı târîhi de 1928’dir!.29
Dipnotlar:
1)
http://tr.wikipedia.org/wiki/%C5%9Eeyh_Said_%C4%B0syan%C4%B12) Onuncu Lem’a, Y. Asya Neş. 2005, s.158.
3) Son Şâhidler, Y. Asya Ya., N. Şahiner, 1978, s. 92.
4) Son Şâhidler-2, Y. Asya Ya., N. Şahiner, 1981, s. 17.
5) Nurs Yolu, Y. Asya Yayınevi, N. Şahiner, 1977, s. 134.
6) S. T. Gaybî, Y. Asya Neş. 2006, s. 235.
7) Cumhûriyet Gazetesi, 30 Nîsan 1926.
8) Onuncu Lem’a, Y. Asya Neş. 2005, 158.
9) Aydınlar Konuşuyor, Y. Asya Ya., N. Şahiner, 1977, s.115.
10) Bedîüzzamân Saîd-i Nursî, Mufassal Târihçe-i Hayâtı 1998, A.Kadir Badıllı, s.733-34.
11) Bedîüzzamân Saîd-i Nursî, Mufassal Târihçe-i Hayâtı 1998, A.Kadir Badıllı, s.737.
12) Nûr’un İlk Kapısı, Yeni Asya Neş. 2000.
13) Onuncu Lem’a, Y. Asya Neş. 2005, s.159.
14) Bedîüzzamân Saîd-i Nursî, Mufassal Târihçe-i Hayâtı 1998, A.Kadir Badıllı, s. 739.
15) Onuncu Lem’a, Y. Asya Neş. 2005, s. 159.
16) Bedîüzzamân Saîd-i Nursî, Mufassal Târihçe-i Hayâtı 1998, A.Kadir Badıllı, s. 745.
17) Bilinmeyen Taraflarıyle Bedîüzzamân Saîd Nursî, 2006, N. Şâhiner, s. 293.
18) Abdullah Kılıç, Zaman Gazetesi Pazar eki, 9.1.2011
19) Bilinmeyen Taraflarıyle Bedîüzzamân Saîd Nursî 2006, N. Şâhiner, 2006, s. 298
20) M. Nûriyye (Fihrist), Y. Asya Neş. 1994, s. 220
21) M. Nûriyye, Y. Asya Neş. 1994, s. 31]
22) M. Nûriyye (Lâsiyyemâlar), Y. Asya Neş. 1994, s. 41-43.
23) Dipnot yan tarafa alınmıştır.
24) Bedîüzzamân Saîd-i Nursî, Mufassal Târihçe-i Hayâtı 1998, A.K. Badıllı, s. 770.
25)
http://www.risaletashih.com/index.php/musahhah-metinler/584-kuecuek-soezler-uestad-hattndan-yeniyazya-cevirime26) Barla L., Y. Asya Neş. 1994, s.199.
27) Emirdağ L., Y. Asya Neş. 2007, s. 451.
28)
http://www.haberdiyarbakir.com/news_print.php?id=1557429)
http://www.risaletashih.com/index.php/tashih-cesitlemeleri/264-onuncu-soezuen-telif-ve-tab
-SON-