"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kaçan uçurtmalarım

Ali HAKKOYMAZ
02 Mart 2025, Pazar
Ân diyarı (114)

Selim Ali, gençliğin bir rüya olduğunu kırklı yaşları tırmanırken görmeye başladım. 

Saçlarımın aynasında, o şafaklara benzeyişinde, uyanışa davetler vardı. Uyandım mı? 

Kolay mı gençliğin bunca kalın uykusunu serin ve sakin sabahlara taşımak! 

Dünya denilen bu allı pullu geline gönlünü kaptırmayan çok yok ki… Azın da azı… 

Üstündeki o ince nakışları, yazıları okumak da herkese nasip olmuyor. Çoklarının (bu okumadaki uzaklığı) ilgisizliği seni gaflete hattâ tegafüle sürüklemesin. 

Bu güneş, bu bahar, bu yıldızlar, bu, bu, bunlar sana, bana, herkese hediye… Bu paketleri aç, oku, okşa, kokla! 

Bu sabah pencereye buğday serpeledim de… dutun dalında bekleyen kuşlar tıpır tıpır, birer birer o habbeleri aşkla, şükürle gagalayıp uçup gittiler. İştahla yiyip içmek şükrün yani farkına varmanın adreslerinden biri olduğunu Bilgin Abi’den daha önce duymuştuk. 

Yaşamaktan başka işleri yoktu bu kumrucukların. 

Kendime baktım; olmadık kaygıların içinde derme çatma zamanlar kuruyordum. Benim de yaşamak diye bir işim vardı. Gençliğimin gidişine üzülmek değil; vakitlerin paha biçilmezliğini görmek adına bu sızlanışa varan cümleler. 

Her ân, ipi elimizden uçurtma gibi sıyrılan zamana bir şeyler takmadan gidilmez ki diyordu Bilgin Abi. Bir gün o uçurtma biz olacağız ve zamanın elinden sıyrılıp perdenin ardına düşeceğiz, cümlesini söylerken de sesi titriyor, çatallaşıyordu.

Dünya bûsesi öylesine cazipti bir yandan. Gelen de pek gitmek istemiyordu. Oyuna, oyuncağa dalıp çocukluğumuz yarım kalmış gibi hâllerimiz devam ediyorsa buraya gelişin adı nasıl konulacak? Üstelik elimizi çabuk tutmamız gerekiyor. Ve zamanlar gibi dağılan renkli misketlerimi her topladığımda o eksik çıkmalarına ne demeli?! Yarın hesap gününde -o terazi önünde- koy şuraya emanetleri denildiğinde… 

Selim Ali, Bûse şiiri ne diyor bir ân göz göze gelemediğimiz şu dünyaya veya gelsek bile dönüp durduğundan bu duraksızlığın tablosuna hangi  o yeni isimleri verelim?!

««

BÛSE

Ne zaman gelip gitti bu yaz?

Bak şu zamanlara!

Sen de aklanır paklanırsın;

Mevsimler gibi yazdan kışa…

Bir dakika Sevgili Dünya!

Nereye böyle koşa koşa?

Haşa, sabit bildik seni;

Ah, nerden sevdim bû-seni!

Selim Ali bugün vurguların, kurguların, tonlamaların; yeniliklerin adını, bulutların muradını, hatıraların yâdını, ayrılıkların ve dahi ölümün meramını söyler gibi… Sesin şiir kıvamına girmişken hatıraların, ümit ve korkuların tozunu silkele, tortularını mısralarla deşeleyiver de dalıp gidelim bir yerlere. Oku bakalım; nereye gidiyor gidenler!

««

GENÇLİK GİDER

Bilseydim yaşlanacağımı;

Vaktin evvelinde…

Gençlik biriktirirdim.

Hattâ zulada çocukluk…

Ne bileyim ben!

Onca bahardan sonra…

Kışlar dayanacak kapıya.

Dilim varmıyor “kara kış” demeye.

Martı beyazı, köpük beyazı…

Saçım, sakalım kar beyazı…

Savurmuşum gençliğimi, be!

Ne yılmak ne yorulmak ne durmak…

Aynalarda dakikalarca…

Saçlarımı sağdan sola, soldan sağa…

Kendime göz kırpa kıpa taramak…

Aynı aynalar şimdi tanımıyor beni!

Yüzüme bakmasam da olur.

Düz yollar yokuş olmuş.

Koşa koşa gittiğim yıldızlar…

Ay Dede’m; yaşlandım mı ben?

Sekilerde yatsam da yine…

Babaannem masala dursa…

Bu çocuk yıldızları saya saya…

O pırıl pırıl gecelerde uyusa…

Yok; bilmezdim.

Gün solar, gül solar.

Hazan dolar her yanım.

Bitmiş aşklar gibi ağlarım.

Bileydim, ne bileydim, ah!

Biraz çocuk tebessümler…

Biraz gençlik heyecanları…

Sebepli sebepsiz yolculuklar…

Bitmeyen hayaller alırdım yanıma.

Ne bileydim; kuşlar bir daha gelmeyecek!. 

Okunma Sayısı: 712
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı